Steinbeck`in `Fareler ve Insanlar`i sakincali bulundu

Steinbeck`in `Fareler ve Insanlar`i sakincali bulundu

Yillardir liselerde okutulan ve 100 Temel Eser arasinda yer alan ünlü romanin bazi bölümlerinin, 5 kisilik komisyon tarafindan `egitime uygun olmadigi` tespit edildi! Kültür Servisi/Ege Bürosu

Cumhuriyet- Nobel Edebiyat Ödülü ve Pulitzer Ödülü sahibi ABD’li yazar John Steinbeck’in 1937’de kaleme aldigi, Milli Egitim Bakanligi’nin onayiyla yillardir liselerde okutulan ve 100 Temel Eser arasinda yer alan eseri “Fareler ve Insanlar”, Izmir Il Milli Egitim Müdürlügü Kitaplari Inceleme ve Degerlendirme Komisyonu tarafindan sakincali bulundu.

Türkiye’de daha önce Remzi, Inkilap, Varlik ve Bilgi Yayinevlerince basilan kitap, ilk kez 1945 yilinda Milli Egitim Basimevi ve 1959’da 2. baskisinda ise Maarif Basimevi Dünya Edebiyati Serisi’nden yayinlanmisti. Kitap son olarak Sel Yayinlari tarafindan basiliyor ve yazarin Türkiye haklari ise bu yayinevinde bulunuyor.

Milli Egitim Bakanligi Destek Hizmetleri Genel Müdürlügü’ne Izmir Il Milli Egitim Müdürü Vefa Bardakçi imzasiyla gönderilen raporda, kitabin Inkilap Kitapevi’nce yayimlanan örneklerinde 69-70., Sel Yayincilik’tan çikan örneklerdeki 63-64, Varlik Yayinlari’ndan çikan örneklerdeki 42-43 ve 45., Remzi Yayinevi’nden çikanlardan da 56.57-60 ve 61. sayfalarin sakincali oldugu ve ahlaki olmadigi vurgulandi.

Il Milli Egitim Sube Müdürü Mehmet

Ceran, Konak Hakimiyet - i Milliye Ilkögretim Okulu Müdürü Tarik Ugur, Gaziemir Kipa 10. Yil Anadolu Lisesi ögretmeni Hüseyin Helva, Konak Mithatpasa Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Edebiyat ögretmeni Faruk Öz ve Buca 85. Yil Anadolu Lisesi Türk Dili Edebiyati ögretmeni Cihan Celep’ten olusan ve 3 Aralik’ta toplanan kurul, Milli Egitim Bakanligi’na konuyla ilgili bir dilekçe yolladi. Dilekçede, “(...) Müdürlügümüzce ayni kitabin çesitli yayinevleri çevirileri de incelendiginde, Sel Yayincilik, Varlik Yayinlari, Remzi Yayinevi sayfalarinda da egitime uygun olmayan bölümlerinin oldugu yapilan incelemede tespit edilmistir” ifadeleri yer aldi.

Egitim-Sen Izmir 1 No’lu Sube Baskani Abdullah Tunali, “Yasaklama önerisi pedagojik degil. Uzun yillardir önerilen bir eserin bugün yasaklanmasi AKP iktidarinin bilim disi uygulamalarinin son örnegidir. Lise ve dengi okullarda okuyan ögrencilerin okumasinda pedagojik olarak hiçbir sorun yoktur. Bu yasakçi ve gerici, sansürcü bir egitim anlayisinin son ürünüdür. Hem komisyonu hem de bu komisyonu bakanliga ileten il milli egitim müdürlügünü uygulamalarindan vazgeçmeye çagiriyoruz” dedi.

PEN Türkiye Baskani Tarik Günersel ise yaptigi açiklamada “Fareler ve Insanlar’in Izmir Il Milli Egitim Müdürlügü Kitaplari Inceleme ve Degerlendirme Komisyonu tarafindan sakincali bulunmus olmasi, Türkiye’nin ne kadar sakincali bir süreçte oldugunu bir kere daha gösteriyor. Steinbeck’in klasik eseri “Fareler ve Insanlar” romanini sakincali bulan komisyon sakincali. Türkiye dünyada bir kere daha rezil edildi. Kültür Bakani Ertugrul Günay ne diyor, merak ediyorum. Yunus Emre sansürcüsü bir Milli Egitim Bakaninin ne diyecegini merak, abesle istigal olur” dedi.

 

MEB: Kitaba sansür yok

Milli Egitim Bakanligi, Izmir Il Milli Egitim Müdürlügü Kitaplari Inceleme ve Degerlendirme Komisyonu, “100 Temel Eser”den biri olarak liselerde okutulan dünyaca ünlü yazar John Steinbeck’in “Fareler ve Insanlar” kitabinin bazi bölümlerini ahlaka aykiri ve sakincali bularak sansürlenmesini istemesiyle ilgili olarak bilgi istedi. Bakanlik yetkilileri, kitap hakkinda herhangi bir sansür kararinin alinmayacagini açikladi.

Kültür ve Turizm Bakanligi Kütüphaneler ve Yayimlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, söz konusu yasaklamanin Kültür ve Turizm Bakanligi’yla bir ilgisinin bulunmadigini kaydederek, Steinbeck’in eserinin dünya edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden birisi oldugunu vurguladi. Kula, “Biz, Kültür ve Turizm Bakanligi, Kütüphaneler ve Yayimlar Genel Müdürlügü olarak, Türk edebiyat tarihinde iz birakmis temel eserleri yayimliyoruz. Yabanci yazarlarin eserlerini basmiyoruz. Söz konusu kitap da özel yayimcilar tarafindan yayimlanmistir. Bu nedenle kitap, bizim yani bakanligin eserler listesinde yer almiyor. Çok eskiden olabilir ancak son 15-20 yildir yabanci yazarlarin kitaplari bizim yayim listemizde degil” dedi.

Öte yandan Steinbeck’in ünlü eseri, Devlet Tiyatrolari (DT) tarafindan da oyunlastilip defalarca sahneye tasinmisti.

 

Türkiye Yayincilar Birligi: Sansür yayginlasiyor

Öte yandan Yayincilar Birligi Baskani Metin Celal de konuya iliskin bir açiklama yapti. “Sansürcü zihniyet yayginlasiyor” denilen açiklamada söyle denildi:

“Tek tek sehirlerde ögretmenlerin kurul olusturup Dünya Klasiklerini ahlaki açidan incelemelerini ve yasak ya da sansür talebinde bulunmalari sansürcü zihniyetin tüm ülke çapinda yayginlastirilmasi, iller düzeyinde kitap yasaklamalari yapilmasi anlamina gelmektedir. Lise ögrencileri birer genç yetiskin olarak okuyacaklari kitaplari kendileri seçecek niteliktedir.

Steinbeck’in ne kadar önemli bir yazar oldugunun, “Fareler ve Insanlar”in edebi öneminin, nasil bir konu islediginin, ne kadar önemli hayat dersleri verdiginin bilincindedir. Izmir Milli Egitim Müdürlügü’nün kurul kurup “ahlaki açidan” kitap incelettirmesi, sansür talebinde bulunmasi ülkemizde sansürcü zihniyetin ne boyutlara ulastiginin çarpici ama utanç verici bir örnegidir. Umariz son örnek olacaktir.

Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’in “Kitaplari Inceleme ve Degerlendirme Komisyonu” türünden yasakçi, sansürcü komitelerin kurulmasini engellemesini, il milli egitim müdürlerini, ögretmenleri Türkiye’nin basta Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi olmak üzere uluslararasi birçok düsünce, ifade, vicdan ve din özgürlügü ile hukukun üstünlügü ilkesiyle ilgili sözlesmelerde imzasi bulunan bir ülke oldugunu ve bu tür yasakçi, sansürcü girisimlere izin vermeyecegini açiklamasini bekliyoruz.”

         
 

Sel Yayincilik: Maasli sansürcüler

Daha önce yayinladiklari William Burroughs, Guillaume Apollinaire, Enis Batur gibi yazarlarin kitaplari davalik olan Sel Yayincilik’tan yapilan açiklama ise söyle:

“Enis Batur’un ‘Elma’si kapagindaki Courbet tablosundan dolayi yargilanmaya basladiginda sasirmistik, Metin Üstündag’in haftalik Penguen’de yillardir çizdigi ‘Pazar Sevisgenleri’albümleri yargilaninca gülmüs, “dünya kültür mirasi” listesindeki Fransiz sair Guillaume Apollinaire’in CinSel Kitaplar serisinden yayinlanan kitabi ‘Genç Bir Don Juan’in Maceralari’ cinsellikle suçlaninca kizmistik.

William Burroughs’un yerlesik edebiyat kaliplarini zorlayarak yazdigi, üstelik tam da bunun için yaptigini beyan ettigi ‘Yumusak Makine’ ‘konu ve anlam bütünlügüne aykirilik’ gerekçesiyle yargilandiginda ise artik bu mantigi anladigimizi zannediyorduk. Ta ki edebiyat ögretmenlerinin John Steinbeck’i de ‘gayri ahlaki’ bulduklarini okuyana kadar.

Steinbeck’in dünya edebiyatindaki yerinden, ‘Fareler ve Insanlar’in edebiyat ve hatta sinema tarihindeki öneminden bahsedecek degiliz. Asil tartisilmasi gereken saniriz, isleri zaten önlerine gelen kitaplari bir gerekçe bularak, kendilerini komik duruma düsürmek pahasina, baslarina is açmamak adina anlamsiz bir rapor yazip mahkemeye göndermekle yükümlü, bunun için maas alan ve olumsuz prensibiyle çalisan TC Basbakanlik Küçükleri Muzir Nesriyattan Koruma Kurulu yerine, bir sehirde, Izmir’de, lise edebiyat ögretmenlerinin oturup, bir kitabin iki sayfasini raporlandirarak yasaklanmasini, sansürlenmesini devletten talep etmeleridir.

Bu artik her eserin, kitabin, filmin klasiklesmis, evrensel bir referans haline gelmis, insanlarin zihinlerinde yer etmis denmesine bakmadan herhangi birilerinin o tanimsiz ve son derece öznel ‘ahlak’ kriterlerine uygunsuzluk nedeniyle yargilanabilecegi, sansürlenebilecegi ya da yasaklanabileceginin son göstergesidir.”


 

`Sakincali` bulunan bölümden

‘Kaça patliyor?’

“Iki buçuk veriyorsun sadece. Yirmi bes sente bir duble viski içebilirsin. Susy’nin güzel koltuklari var, onlara kurulup içkini içebilirsin. Canin kiz çekmiyorsa bir koltuga oturup iç­kini yudumlayabilirsin de, bütün gün takilabilirsin orada Susy sesini çikarmaz. Müsteri pesinde kosturmaz, kiz isteme­yenleri kapinin önüne koymaz.”

“Bir gelip görmek lazim,” dedi George.

“Gel tabii. Çok eglenceli bir yer, hiç durmadan espri patlatip durur Susy. Geçenlerde ne dedi biliyor musun? ‘Yere bir hali serip, masaya da süslü bir lambayla bir gramofon koyup ev islettiklerini sananlar var.’ Clara’nin evini söylüyor. ‘Ben siz erkeklerin ne istedigini çok iyi bilirim,’ dedi sonra. Benim kiz­larim temizdir ve viskime de su katilmamistir,’ dedi. Ille de süslü lambaya bakip kaziklanmak istiyorum ben diyorsaniz nereye gideceginizi iyi biliyorsunuz,’ dedikten sonra bir de sunu ekledi: ‘Burada süslü lambaya bakmayi sevdikleri için pantolonlarinin önünü kaldirarak yürümek zorunda kalan ço­cuklar görüyorum ben.’”

“Clara da rakip evi isletiyor herhalde, öyle degil mi?” diye sordu George.

“Evet,” dedi Whit.

“Biz oraya gitmeyiz hiç. Clara kizlar için üç dolar, bir duble için de otuz bes sent istiyor. Bir de hiç Susy gibi eglenceli biri de degil. Hem Susy’nin evi temizdir, bir de o rahat koltuklar muhtesemdir. Çoluk çocugu da sok­maz içeri.”

“Lennie ile para biriktiriyoruz biz,” dedi George. “Gelip bir duble içki içebilirim, ama iki buçuk dolar vermem ben.”

“Erkek dedigin arada bir eglenmeli,” dedi Whit.

Kapi açildi, Kennic ile Carlson birlikte içeri girdiler. Lennie dikkat çekmemeye çalisarak yatagina gidip oturdu. Carlson da yataginin altindan çantasini çikardi. Hâlâ duvara dönük yatan yasli Candy’ye bakmadi hiç