28 Subat amaçlarina ulasmis bir müdahale

28 Subat amaçlarina ulasmis bir müdahale

28 Subat: Silahli ve `silahsiz kuvvetler`in ortak darbesi -2 Fatih Polat

28 Subat darbesi sürecinde iktidardan düsürülmüs olan Refah Partisi Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroglu, o döneme iliskin sorularimizi yanitlarken, “28 Subat Gazeteciler tank ve savas uçaklari pilotlari gibiydi. Rezaletti, simdi bunlarin ‘28 Subat belgeselleri’ yapmalari benim midemi bulandiriyor.” diyor.

28 Subat süreci neydi ve hangi kosullarin ürünü olarak gündeme geldi?

Erbakan ve RP hem dünya sistemi hem de yerlesik iktidar tarafindan tehdit olarak algilaniyordu. Anayasadaki vesayet kurumlarinin müdahalesi ile durduramayacaklarini anladiklarindan postmodern darbe yaptilar. Bence RP’nin D-8 girisimi dünya sistemi için “Bardagi tasiran damla” oldu. Içeride de asagidan gelenlerin iktidar talebi yukaridakileri rahatsiz etmesi önemliydi.

28 Subat sürecinin Deniz Kuvvetleri Komutani Oramiral Güven Erkaya, “Bu defa isi Silahsiz Kuvvetler halletsin” diyerek medyanin o müdahaledeki rolüne isaret etmisti. Bugün 28 Subati elestiren çok sayida köse yazarina rastlanabiliyor. Medyanin o dönemki tavri açisindan neler söylenebilir?

Zaten “silahsiz kuvvetler” bas rolü oynadigi için “postmodern darbe” dendi. O dönemin meshur “besli çetesini” hatirlayalim. Nasil sözde sinifsal farkliliklar olmasina ragmen isçi sendikalari ile isveren sendikalari bir araya geldiler. 28 Subat darbesinde klasik olan silahlar yerine postmodern araçlar kullanildi. Olay bütünüyle psikolojik savas operasyonuydu. En temel araç da gazete ve televizyonculardi. Gazeteciler tank ve savas uçaklari pilotlari gibiydi. Rezaletti, simdi bunlarin “28 Subat belgeselleri” yapmalari benim midemi bulandiriyor.

28 Subat sürecinde Ismail Hakki Karadayi’nin ardindan 1998 yilinda Genelkurmay Baskani olan Orgeneral Hüseyin Kivrikoglu “28 Subat bin yil sürecek” demisti. Ama öyle olmadi. Önceki darbelerle kiyaslandiginda, etkilerinin daha çabuk asilmis olmasi nelere baglanabilir?

Bence 28 Subat basarili olmus amaçlarina ulasmis bir müdahaledir. Kaç yil daha devam eder bilemiyorum ama 28 Subatçilarin amaçladigi degisiklikler oldu. Erbakan yok edildi; Erbakan’in kadrosundan neoliberal programi tasiyacak bir iktidar çikarildi, dahasi toplum tüm bunlara itiraz etmeyecek sekilde degistirildi, dönüstürüldü. Simdi AKP modeli Ortadogu’ya pazarlaniyor. Bence 28 Subat devam ediyor hem de bölgesel etkileriyle.

Sizce 28 Subatin kaybedeni ve kazanani kimler oldu?

Kaybedeni her zamanki gibi halk oldu, ülke oldu. Ama kazanani 28 Subat kadrolari degil uluslararasi sistem oldu. Tekrar iddia ediyorum 28 Subat olmasaydi, 2001 krizi olmazdi, Dervis programi uygulanamazi.

Dönemin Basbakan Erbakan’in 28 Subata karsi direnip direnmedigi konusunda farkli yorumlar yapiliyor. Sizin bu konudaki görüsünüz nedir?

Erbakan neye direnecekti? Ha masaya yumruk vurmadigi, tanklarin üzerine çikmadigi dogru ama bunlari nasil yapacakti. Hoca istifaya direndi ama sadece 155 milletvekili vardi, DYP’den 50 kadar milletvekili istifa edince hükümet düsmüs oldu. 28 Subattan neredeyse bes ay sonra.

28 Subat döneminde mahkemelerin iktidar partisinin kapatilmasi da dahil olmak üzere cuntanin hislerine tercüman olan kararlar aldigini biliyoruz. Özel Yetkili Mahkemeleri ve TMK’si ile yarginin bugünkü hali hakkinda neler söylenebilir?

28 Subat mahkemeleri, RP ve FP’yi kapatan anayasa mahkemesi, tam bir rezaletti. Istiklal mahkemeleri gibi önce kapatmaya karar verdiler sonra kitabina uydurdular. Bunu o dönem baskan yardimcisi olan simdiki AYM Baskani Kiliç itiraf etmistir. Özel yetkili mahkemeler siyasi mahkemelerdir, DGM’ler yerinedir, olaganüstü kosullarin mahkemeleridir, kabul edilemez. TMK da ifade özgürlügünün önünde engeldir.

Türkiye’de 10 yilda bir darbe tartismasi yapmak yaygindi. Bugün bunun yapilmamasini neye yormaliyiz? Türkiye çok mu demokratiklesti, yoksa baska seyler mi degisti?

Su ara bir klasik darbe olmayacak, zaten artik klasik darbe yöntemi kullanilmiyor. Ama güçlülerin müdahalesi devam ediyor. Mesela; Yunanistan ve Italya’da uluslararasi sermaye darbe yapti, seçilmis hükümetleri devirerek çalisanlarini basbakan yaptilar. 2001’de Kemal Dervis Türkiye’ye basbakan yapilamamisti ama basbakan gibi istedigi kararlari almisti. Kimse artik askerin darbe yapmadigina aldanmasin (Gerekirse onu da yaparlar), iç vesayet zayifladi ama dis vesayet devam ediyor. Isterlerse bir ekonomik krizle hükümeti devirip bir Dünya Bankasi çalisanini basbakan yapabilirler. Türkiye ekonomisi artik uluslararasi sermaye eklemlendi, istedikleri zaman kriz çikarabilirler. 28 Subatin da amaci buydu.


BUGÜN BIR SÜRÜ SIVIL GENERAL VAR

Türkiye 28 Subat sürecindeki ‘andiçlardan’ çok çekti.  Bugün ‘andiçlarin’ da tarih oldugunu söyleyebilir miyiz?

Andiçlar tarih olmus filan degil, bugün bir sürü sivil general var, özellikle medyada yuvalanmis. Yine andiçlar devam ediyor. Örnegin; Basbakanin Nuray Mert’te “namertsin” dedigi olay tamamen bir köse yazarinin Basbakanin adamlariyla birlikte kotardigi bir andiçlamayla olmustur.

YARIN: 28 SUBAT’A GIDERKEN...