Bugün, 18 Ekim 2024 Cuma
15`inci senesinde 28 Subat sürecinin tekrar tartismaya açildigi ülkemizde, ironik günlerden geçiyoruz. Mehmet Ali Birand`in belgeseli bize 28 Subat ve sonrasini anlatirken sürekli "AKP geldi ülke demokratiklesti" mesaji verirken, iktidarin tüm operasyonlarina destek veren Cengiz Çandar, kösesinde 28 Subat sorusturmasini "rövansizme" ve "cadi avina" dönüstürmeme çagrisi yapiyor. Taraf gazetesinde Alper Görmüs "darbecilerin" (ki bugün, süregiden davalara bakilirsa, Dogu Perinçek`ten Nedim Sener`e kadar uzanan kabarik bir liste olusturuyorlar), tecavüz suçu islemis gibi görülmesi gerektigini söylerken, Taha Özhan, Sabah`ta 28 Subat`i bir "yerli sömürgecilik" olarak tanimlama gibi fevkalade teorilere variyor. Can Atakli`nin bir televizyon programinda 28 Subat`ta gazeteciler tarafindan santajla bakan istifa ettirildigini iddia etmesinin ardindan Fehmi Koru, Star gazetesinde bu santajla istifa ettirilen bakan sayisini 10`a çikardi.
Ancak herhalde en ironigi, su 28 Subat melaneti yurt genelinde dinci ve liberal yazarlar tarafindan kinanir ve o günlerin santajlariyla "hesaplasilirken", Mehmet Baransu`nun, kösesinde bugünlerde yürümekte olan 28 Subat sürecinde sorusturulacak olan gazetecilere dair uzun bir liste yayinliyor ve listede birçok gazetecinin adini vererek, aslinda "ayaginizi denk alin" mesaji içeren bir santaja basvuruyor olmasi.
28 Subat`a atfedilen santajciligin, AKP döneminde mütemadiyen kullanildiginin unutulmasina firsat dahi vermiyor AKP`ciler. Yine de, hafizalari tazelemekte yarar var.
Dogan santaj yapti deniyor ama, Dogan`a santaji iktidar yapti, unuttunuz mu!
Can Atakli, 28 Subat döneminde bir bakanin istifa ettirildigi iddiasinda medya patronu Aydin Dogan`in da parmagi oldugunu öne sürdü. Aydin Dogan derhal o programa baglanarak söz konusu iddiayi yalanladi. Dogan`in gerçekten santaja basvurup basvurmadigi bilinmez. Medya patronu olmanin getirdigi firsatlardan yararlandigi ise bilinir. Ancak, Dogan medya grubunun AKP tarafindan sindirilmek için nasil sürekli santaja maruz birakildigi unutulur mu?
AKP 2009`da Dogan medya grubuna 4 milyar liraya yakin vergi borcu çikarttiginda, herkes bunun medya patronlari üzerinde AKP`nin santaj sopasi oldugunu derhal anladi. Fakat denebilir ki bu, santaj falan degildi, AKP herkese yaptigi uygulamayi Dogan grubuna da yapti. Oysa 2008`de Deniz Feneri skandalinda AKP`nin rolü açiga çikartiliyorken Basbakan Erdogan, önce "CHP`nin belgesiz harcamalari yüzünden, Savcilik bir iddianame hazirlayabilir, yeni bir dava açabilir" deyip CHP`ye santaj yapmis, ardindan Aydin Dogan`in kendisinden Hilton Oteli için imar degisikligi istedigini belirtip, Dogan hakkinda daha fazlasini açiklama tehdidini savurarak Aydin Dogan`a santaj yapmisti. Öyle ya, bir Basbakan bir hukuksuzlugun tanigiysa, her vatandas gibi, bunu savciliga götürmelidir. Yok, adalete gitmek yerine bu hukuksuzlugu kendine saklayip yeri geldiginde kullaniyorsa, santaj yapiyor demektir.
Santaj kasetleri kültürü AKP döneminde tavan yapti
Akla hemen Deniz Baykal geliyor ama, aslinda kaset santajina maruz kalanlar listesi, bir çirpida sayamayacagimiz kadar uzadi. TSK`ya, yargiya, hatta MHP`ye bile gizli kasetlerle santaj yapildi ve bu santajlarin istisnasiz hepsi, AKP`ye yakin medya tarafindan gündeme tasinip büyütüldü.
Belediye seçimlerinde hep ayni santaj
AKP, yerel seçim dönemlerinde sürekli, AKP seçilmedigi takdirde o bölgenin hizmet alamayacagi santajini dile getiriyor. Bizzat Mehmet Ali Sahin bile Antalya`da, "Bizimle isbirligi içinde oldugunuz takdirde sorunlarinizi çözeriz" dedigi vatandasa açik açik santaj yapmisti.
Dolmabahçe görüsmesinde Büyükanit`a kizinin görüntüleri izletildi mi?
Tutuklu gazeteciler Baris Pehlivan ve Baris Terkoglu`nun yazdigi "Sizinti: Wikileaks`te Ünlü Türkler" kitabinda polisin, eski Genelkurmay Baskani Yasar Büyükanit`in kizina ait mahrem görüntüleri ele geçirdigi, sonra da ABD`li diplomatlar heyetine Ergenekon sürecine dair brifing verirken bu görüntüleri ABD`lilere izlettirdigi, Dolmabahçe görüsmelerinde de Yasar Büyükanit`in, bu görüntüler santaj unsuru olarak kullanilarak Erdogan tarafindan sindirildigi iddia edilmisti.
Yesil kartinizi keseriz!
12 Eylül referandumu öncesinde AKP her türlü yola basvururken, santaj da bu yöntemler arasinda yerini almisti. Diyarbakir`in Kayapinar Ilçesi`ne bagli Peyas Mahalle muhtarinin mahalledeki evleri tek tek gezerek, halka "Eger oy kullanmazsaniz yesil kartiniz iptal olur" seklinde santaj uyguladigi ortaya çikmisti.
Suyunuzu da keseriz!
Daha yakin zamanda ise benzer bir santaja, Istanbul Fatih`teki Ayvansaray halki maruz kaldi. Evlerinden atilmak istenen Ayvansaraylilar, boyun egmeleri için "elektrik ve sularinin kesilmesiyle" tehdit edildiler. AKP`li belediye, sonradan bu santaji gerçege de dönüstürdü ve mahalledeki ev sahiplerinin degil, fakat kiracilarin elektrik ve sularini kesmeye basladi.
Yasalari bile santaja dayali
AKP`nin gündeme getirdigi "Terörizmin Finansmaninin Önlenmesi Hakkinda Kanun Tasarisi", tam bir santaj kanunu olarak dikkat çekiyordu. Zira taslaga göre AKP, "terör suçunu" isledigini düsündügü vatandaslarin, henüz mahkeme süreci dahi baslamadan, malvarliklarina el koyabilme hakkini elde etmek istiyordu.
Tüm BDP`lilere KCK santaji
Zaten Türkiye`de gelinen noktada bütün muhalifler, bir sekilde seneler süren, uyduruk iddianamelerle hazirlanmis davalarin içine sokulma santajiyla her gün burun buruna yasasalar da, Eylül 2010`da Zaman gazetesinde BDP`lilere karsi yapilan santaji hatirlamakta fayda var. Gülen cemaatinin yayin organlari, 12 Eylül referandumu öncesinde "Doguda halk tehdit edilerek boykot karari uygulanacak" ve "BDP boykot ettigi sandiklarin basina KCK`li müsahitleri gönderiyor" biçiminde haberler yapmis, sonunda BDP Esbaskani Selahattin Demirtas isyan ederek "Asil olarak AKP, Gülen cemaati ve onlara yakin yayin organlari müsahitlerimizi hedef göstererek, santaj ve tehdit yöntemini kullanmaktalar" demisti.
Agabeyleri de onlara santaj yapiyor, ne yapsinlar!
AKP de kendi kendine bu santaj kültürünü uydurup yayginlastiriyor degil aslinda. "Büyüklerinden" ögreniyor. 2011 Temmuz ayinda, NATO`nun da Türkiye`ye santaj yaptigi ortaya çikmisti. NATO, Türkiye`nin Çin ve Rusya`dan füze sistemi almaya karar vermesi durumunda "balistik füze istihbarati paylasimini" sonlandiracagini söyleyerek Türkiye`ye santaj yapti.
Galatasaray taraftari santaji unuttu mu?
Santaj o kadar gündelik ve olagan bir hal aldi ki AKP döneminde, Basbakan Erdogan spor kulüpleriyle iliskilerini dahi santaj üzerine kurdu. Galatasaray kulübü ve taraftari AKP tarafindan para ile terbiye edilmeye çalisilmis, TT Arena stadi, AKP tarafindan bir santaj unsuru haline getirilmisti. Stadin açilisinda Erdogan taraftarlarca yuhalaninca çileden çikmis, halkin paralariyla yaptirdigi stadi sanki kendi cebinden ödemis gibi davranarak santajini daha da siddetlendirerek sürdürmüstü.
3. köprüde de mi santaja basvurulacak?
O kadar alistirdilar ki, vatandas artik her seyden iskilleniyor. Ulastirma Bakani Binali Yildirim, Istanbul`da Bogaziçi Köprüsü`nün büyük bakima alinacagini ve muhtemelen trafige uzun süre kapatilacagini açikladiginda, herkesin aklina o soru geldi: 3. köprünün kabul edilmesi için, vatandasa santaj mi yapiliyor?
(soL - Haber Merkezi)
