Sulukule için 3. kez ayni rapor

Sulukule için 3. kez ayni rapor

Sulukulelilerin açtigi davada bilirkisi üçüncü kez "Yapilan insaat kamu yararina degil. Tarihi doku da korunmadi" diye karar verdi.

ISTANBUL- Sulukule’de yikilan evlerin yerine TOKI ihalesiyle Özkar Insaat’in yaptigi ‘Osmanli evleri’ bitmek üzere.... Fakat Sulukule Roman Dernegi ve mahallelinin 2007 yilinda projenin iptali için açtigi davada görevli bilirkisi heyeti, üçüncü kez “Bu proje yasadisi” dedi.
Bilirkisi, 2010 Ekim tarihli ilk raporunda bölgenin ‘1/5000 ölçekli koruma planinin olmadigini’ vurgulamis ve koruma plani olmadan projenin yapilmamasi gerektigini belirtmisti. Bunun üzerine mahkeme bilirkisiden projeyi 5366 sayili kanun yönünden de degerlendirmesini talep etmisti. Projeyi bu yönden inceleyen bilirkisi, ikinci raporunda projeyi 5366 sayili kanunun amaçlarina ve kamu yararina uygun bulmadigini belirtti.
Bilirkisi heyetinin ikinci raporundaki saptamalari söyleydi: 

* UNESCO’nun belirledigi Sur Koruma Bandi Avan Proje’de yariya inmis.
* Özgün ada morfolojisi ve sokak dokusu korunmamis.
* Mevcut durumda kamuya ayrilmis alanlar projede yapilasmaya açilmis, sokak kesitleri büyütülmüs.
* Yesil alan ve parklara yer verilmemis.
* Mevcut sokak dokusu ve tescilli yapilara uygun olmayan yapi tipolojisi olusturulmus.
* Fatih Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanligi ise “Düzeltmeler yapildi, bunlari hesaba katmiyorsunuz” diyerek bu rapora itiraz edince bilirkisi üçüncü kez projeyi inceledi ve yine “Projede elestirdigimiz noktalar sabit” dedi.

‘Bu insaat herhangi bir bos alana da yapilabilirdi, niye illa Sulukule’ye yapildi?’
Davanin avukati Hilal Kuey, bilirkisinin raporunu destekledigini belirtiyor: “5366 sayili yasa, tarihi dokunun günümüze aktarilmasi için çikti. Yasa, ‘Bu binalar tarihi ama yipranmis, günümüzün kosullarina uymuyor, yenilenerek kullanilsin ama o eski doku, ruh, tarih korunsun’ diyor. Oysa bu projede Sulukule’ye dair hiçbir tarihi unsur korunmadi. Birkaç tescilli bina disinda ne var ne yoksa yikildi. Bu insaat bombos bir alana da yapilabilirdi.”
Sulukulelilerin evlerinin yasal sürecin sonuçlanmasi beklenmeden yikildigini belirten Kuey, “Iptal karari hukuken ilk rapordan sonra da verilebilirdi. O zamanlar insaat daha yeni baslamisti” dedi.
‘Proje sil bastan yapilmali’
Davanin birkaç ay içinde sonuçlanacagini bekledigini belirten Kuey, “Üç bilirkisi raporu da proje aleyhine. Bu durumda ya yürütmeyi durdurma ya da iptal karari bekliyoruz. Bu durumda insaat durur. Sonra da ya binalar yikilir ya da projede elestirilen noktalar giderilerek yasaya uygun hale getirilir. Ama bu yasanin gereklerini yerine gerçekten getirebilmesi için projenin sil bastan yeniden yapilmasi lazim” diye konustu.
Kuey, üç bilirkisi raporuna ragmen mahkeme karari proje lehine olursa davayi Danistay’a götüreceklerini belirtti. Avrupa Insan Haklari Mahkemesi, 2010’da mahallelinin yaptigi basvuruyu iç hukuk yollari tükenmeden kabul etmisti. Sulukulelilerin AIHM basvurusunda 41. madde uyarinca tazminat talebi de bulunuyor.

Radikal