Sürekli çalis, borçla yasa!

 Sürekli çalis, borçla yasa!

DOGAN AILESININ YASAMI ASGARI ÜCRETLI ISÇILERIN AYNASI Hasim Demir

Asgari ücret alan bir isçinin nasil geçindigi hep merak konusu olmustur. Asgari ücretle geçinmek zorunda kalan isçi eger Istanbul’da yasiyorsa bu sorunun cevabi daha da zorlasir. Kira, su, elektrik, dogal gaz, çocuk masrafi, egitim, saglik...

Asgari ücretle geçinmek zorunda kalan Alican Dogan’i Emek Partisi Ümraniye Ilçe Baskani Hidir Yavuz’la ziyaret ediyoruz. Herkesin merak ettigi sorularin scevabini 4 çocuklari olan Alican ve esi Özlem Dogan’dan ögreniyoruz...

Alican Dogan, 1988 yilinda Istanbul’a gelerek Ayazaga’da Yeni Tekstil Kumas Boyama fabrikasinda ise basliyor. Tam 19 yil burada çalisiyor. Ekonomik kriz gerekçesiyle isinden oluyor. 2007’de Granti Statik Metal fabrikasinda yeniden ise basliyor. simdi de çalistigi bu isyeri bir fabrikadan çok bir atölyeyi andiriyor. 6 isçi ile her gün 9-10 saatini paylasiyor. Granti Statik Metal patronu isyerinin ismini ve sirketin ismini iki kez degistirerek, giris çikis yapiyor. Sonra yeni isyerinin ismi Elit Metal oluyor. Patron ayni olmasina ragmen ücretler tek bir kurus artmiyor. Çikis verilerek isbasi yaptirilmasina ragmen kidem ve ihbar tazminati verilmiyor. Dogan’in 6 ay sigortasi yatirilmiyor. Bu da yetmezmis gibi, SGK’den 600 TL’lik bir para cezasi geliyor. Dogan, patronun kefareti olarak 180 TL ödüyor ve cezadan kurtuluyor.

750 LIRAYLA HANGI PATRON GEÇINIR?

Milyonlarca asgari ücretlinin ay sonunu getiremedigini ifade eden Dogan, “750 TL ile hangi patron ay sonunu getirir” diye soruyor.  “Onlar sabah Paris’te, aksam ise Istanbul’da nasil olacaklarinin programini yapar, bizse ay sonunu getirmenin hesabini” diyen Dogan, aldigi ücretle nasil geçindigini anlatiyor: “750-900 TL arasinda ücreti, fazla mesailerle aliyorum. 420 lira kira veriyorum. Dogal gaz, elektrik, su, çocuklarin okul masrafi derken tek kurus bile kalmiyor. Sariliyoruz kredi kartlarina. Yüz binlerce isçi kredi kartlarini bir çare olarak  görüyor. Haciz ve borç sarmalinda bogulup gidiyoruz.”

‘HAYATIMDA BIR KEZ SINEMAYA GITTIM’

Asgari ücretle geçinen isçilerin sosyal hayati olmadigini ifade eden Dogan, hayatinda sadece 1988 yilinda sinemaya gittigini söylüyor. Tiyatro ve konsere ise hiç gitmemis. Sadece pazar günleri izinli olan Dogan, cumartesi günleri 8-9 saat, diger günler ise 9-10 saat çalisiyor. Üyesi oldugu yöre derneginin gecesine bile parali oldugu için katilamamis. Çocuklari bisiklete binen çocuklardan etkilenerek bisiklet istediklerini, her seferinde tipki Yilmaz Güney’in “Baba” filminde oldugu gibi, “Tamam oglum alacagim” diyerek atlattigini anlatiyor.

‘KIRMIZI ET YIYEMIYORUZ’

Kurban Bayramlarinda komsularin akrabalarin gönderdigi etin disinda bir kez olsun kirmizi et yiyemediklerini  söyleyen Dogan, “Kuru fasulye, nohut ve mercimegin disinda kahvalti ile besleniyoruz. Tavuk eti disinda et yiyemiyoruz. Biz yeterince beslenemedigimiz için, hastaliklarla ugrasiyoruz. Isyerlerinde verilen yemekler kötü. Yeterli dinlenme vaktimiz yok. Bu da isçilerin yasama erken veda etmelerine sebep  oluyor.”


ISÇIYE POLITIKA YAPACAK ZAMAN BIRAKMIYORLAR

Alican Dogan, 1998 yilina kadar aktif olarak HADEP ve DEP’te politika yapmis. Daha sonra geçim sartlari kötülesince, sürekli çalismak zorunda kalmis. Artik isçilerin politika yapmasinin zorlastigini söyleyen Dogan, “Bu benim tercih ettigim bir sey degil. Yüz binlerce isçi, politikadan uzaklasiyor. Sendikayi konusamaz hale geliyor. Kitap, gazete, dergi okuyamaz hale geldim. Öyle ki, senelik iznim bile yok. Ekonomik kosullar da el vermeyince gece gündüz çalisiyorum. Bir sey okumaya zaman bulamiyorum. Haftada sadece cumartesi ve pazar günleri evime getirilen Evrensel’i okuyorum. Bizi öyle bir hale getiriyorlar ki, her seyden ali koyuyorlar. Borçla yatip borçla kalkinca insanin hali böyle oluyor. Burada sendikalara büyük isler düsüyor. Asgari ücretli milyonlarca isçinin güvenecegi bir sendika yaratilmalidir. Bunun  mücadelesini yürütmemiz lazim” diyor.


‘ISÇI ESLERI BIR ARAYA GELMELI’

Özlem Dogan: Çocuklari gezmeye bile götüremiyorum. Simdiye kadar disarida bir kez bile yemek yemedik. Bir alisveris merkezine gidip çocuklarin muratlarini yerine getiremedik. Insanlar arasinda derin uçurum var. Kadin olmak ayrica zor. Dört duvar arasinda yapa yalniz hayatla mücadele ediyoruz. Esim bütün günün yorgunlugu ile eve yorgun argin geliyor. Oldukça sinirli oluyor. Bunu bana ve çocuklara da  yansitiyor. Ben de dogal olarak sinirleniyorum. Çünkü benim isim daha zor. Temizlik, bulasik, yemek derken, çocuklarin okula hazirlanmalari, okuldan alinmalari hep benim üzerimden oluyor. Evin geçim bütçesi bile benim üzerimden oluyor. Kurusuna kadar idareli kullaniyoruz. Buna isyan ediyorum. Kadinlar böyle bir hayata mecbur degil. Bu onlarin ve bizim kaderimiz de olamaz. Biz isçi esleri de bir araya gelmeliyiz.(Istanbul/EVRENSEL)