SURIYE DE SORULMASI GEREKEN SORULAR

SURIYE DE SORULMASI GEREKEN SORULAR

Bu gün Suriye’ye yapilmasi düsünülen emperyalist saldiriyi, bazi sorularla sorgulamamiz dogru analiz yapmamizi saglayacaktir. Her  emperyalist kusatma en masum gerekçelerle yapilir. Dünya halklarina bin bir çesit yalanlar söyleyerek katliamlarini ve isgallerini mesrulastirmaktadirlar.

Suriye’ye yapilacak saldiriyi da masum bir gerekçe adina yapacaklardir. Ne acidir ki, ülkemiz yöneticileri de bu saldiriyi en atesli destekleyenlerdendir. Tüm dünyada yönetimlerinin devamliligini savas ve kaos umuduna baglayanlar bu tür saldirilari kendileri için can simidi olarak görürler. Suriye’de Yönetimin kimyasal silah kullandigi gerekçesi ile müdahale edilmesi için kamuoyu yaratmak istiyorlar. Bu iddialarin dogrulugu bir yana niyetler önemlidir. Kaldi ki, Suriyede rejim muhaliflerine (ÖSO) kimyasal silah saglayan güçler yakalanmislardir.

Haber söyle; “Suriyedeki El Kaideci Ahrar-i Sam ve El Nusra militanlarina sarin gazi temin eden 6 kisi hakkindaki iddianame tamamlandi. Emniyet, kriminal raporu, ele geçirilen maddenin sarin gazi yapiminda kullanildigini belgelendi. Adana da biri Suriyeli besi Türk 6 kisi sarin gazi yapiminda kullanilan madde ile yakalandi ve haklarinda silahli terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne silah saglama tesebbüs suçlarindan dava açildi.”Simdi su sorularla da durumu analiz etmeye çalisalim:                

S-1- Isler tam da Esad’dan yana evrilmis, muhalifler karsisinda daha da güçlenmisken Esad kimyasal silah kullanma aptalligini neden yapsin?

S-2- Birlesmis Milletler raporu açiklanmadan önce kimyasal silahlarin Esad tarafindan kullanildigi açiklamasi ne anlama geliyor?

S-3- Güçlü deliller yokken kimyasal silahlarin Esad yönetimi tarafindan kullanildigina kesin ifade etmenin amaci nedir?

S-4- Kimyasal silahlarin kullanilmasina karsi olanlar neden üretilmesine karsi çikmamaktadirlar? Kimyasal silah kullanilmasini istemeyenler üretimine de karsi olmuyorlarsa samimi olmadiklarini n göstergesi degilmidir?

S-5- Kimyasal silahlarin kullanilmasina karsi çikan emperyal güçlerin kitle katliamlarina da karsi olmalari ve kitle katliami yapmamalari gerekmez mi?

S-6-BM temsilcileri henüz Suriye de iken Esad yönetiminin kimyasal silah kullanmis olmasi olasimidir?

Bu sorularla Esad’in kimyasal silah kullanip kullanmadigi sorgulanirken geçelim bir baska soruya: Peki bu saldiri kimin isine yarayacaktir? Elbette zarar görecek olanlar bellidir. Her zaman her yerde oldugu gibi basta Suriye halklari olmak üzere tüm bölge halklari büyük zarar ve zulüm göreceklerdir. Kazanan ise silah baronlari ve silah ticaretinden büyük gelir elde edecek olan ABD basta olmak üzere Kapitalist ülkeler olacaktir.

Geçmiste, 11 Eylül ikiz kulelerin vurulmasi bahanesi ile Afganistan ve Irakta, Saddam Hüseyin’in kimyasal silah kullandigi iddiasi ile bu ülkelere yapilan isgallerde akan kan henüz kurumus degil. Irakta hala her gün onlarca insan ölüyor.  Bu ülkeler adeta bir harabeye döndü, ekonomileri çöktü, milyonlarca insan kani akitildi. Irak petrolleri ABD’nin kontrolüne girdi. Irak’in satin almis oldugu silah maliyeti bu güne kadar 400 milyar dolari geçmistir. Irak’a demokrasi getirme gerekçesi ile yapilan emperyalist isgalin blançosu, milyonlarca insanin ölümü, ülke zenginliklerinin elden çikmasi ve silah baronlarinin daha da zenginlesmesidir. Sonunda, Irakta kimyasal silah kullanilmadigi ortaya çikmis, ülkeye yoksulluk, demokrasi yerine ise iç savas gelmistir. Suriye de uygulanacak senaryonun muhtemel adi “insani müdahale” olacaktir. Irak isgali sonrasi siranin Suriye’de oldugu akli selim herkes tarafindan söylenmis ve yazilmisti. Amacin, tüm Ortadogu zenginliklerinin emperyal güçlerin kontrolüne geçmesidir. Bu amaçla, Esad’in antidemokratik yönetimine muhalefet eden guruplara her türlü destegi vererek iç savas çikarmayi basarmislardir. Kimyasal silahlarin kullanilmasini istemeyenler öncelikle üretimine karsi çikarlar. Yoksul ülkeleri vurmak için kimyasal silahlari üretenlerin samimiyetine inanmak ümmet toplumlarindaki aptallara mahsustur. Iyi bilinmelidir ki Suriye’den sonra sira Iran ve sonrasinda ise Türkiye’dir. Türkiye zincirin son halkasidir.  

Bu sebeple Suriye’nin kurtulusunun Türkiye için dogrudan çok büyük önemi vardir. Ortadogu’ya yapilan her saldiri bizim ülkemize de yapilmis demektir. Bu gün uygulanan savas çigirtkanligi politikasi ile kendi kuyumuzu kazdigimizi görmek kahinlik degil yurtseverliktir. Unutulmasin ki savas iki tarafli bir oyundur, Haksiz yere bir ülkeye saldirmak kendi ülkenizin her alanini savas alanina çevirmeniz demektir. Bu nedenle ya savas karsiti olmak ya da savas çigirtkanligi yapmak durumundasiniz, tercih sizin.

Ismail Çinar   cinar-i@hotmail.com