Bugün, 3 Kasım 2025 Pazartesi

Tarih `militan` gazetecileri de yazacak

Tarih `militan` gazetecileri de yazacak

AYÇA SÖYLEMEZ 1800`lü yillarin ortasi, Istanbul. Aslinda ögretmen olan Ali Suavi, gazetecilige Muhbir`de çalisarak

AYÇA SÖYLEMEZ

1800’lü yillarin ortasi, Istanbul. Aslinda ögretmen olan Ali Suavi, gazetecilige Muhbir’de çalisarak adim atti. Yayinladiklari yazilar hükümeti kizdirinca 1867’de çikan emirnameyle gazete bir ayligina yasaklandi. Emirnamede, gazetenin hükümet aleyhine yazilar yayinlamayi aliskanlik haline getirdigi için matbaasinin kapatildigi açikça yaziyordu. Gazete özel bir sayi çikararak bu emirnameyi de yayinladi ve “hükümet aleyhine” yayinlarina bir yenisini ekledi. Bir ay sonra açilan gazete ancak 55 sayi yayinlanabildi, sürgüne gönderilen Ali Suavi, önce Londra’da, sonra da Paris’te gazete çikarmaya devam etti. Abdülhamit tahta çikinca Istanbul’a döndü. 18 Mayis 1878’de Basiret gazetesinde, “yarin önemli seyler olacagini” yazdi. Ali Suavi o gece 50 kisiyle birlikte bir mavnaya binerek Çiragan Sarayi’ni basti, amaçlari 2. Abdülhamit’i devirerek 5. Murat’i tahta çikarmakti. Eylemleri basarisiz oldu, Ali Suavi 37 yasinda Çiragan Sarayi’nda öldürüldü.

Ölümünden 150 yil sonra yayinlanan kitaplar kendisinden “devrimci gazeteci” diye bahsediyor. Simdi yasasaydi teröristti. Osmanli’da terörist sözcügü henüz dolasima girmemisti ama o zaman da Ali Suavi’nin “devlet düsmani/toplum düsmani” anlamlarina gelen bir sifatla tanimlandigina süphe yok. 2000’li yillarin “teröristlerinden” 150 yil sonra nasil bahsedilecegini ise zaman gösterecek...

Ali Suavi’nin saray baskinindan yaklasik 150 yil sonra basinda çok sey degisti. Artik gazetecilerin sadece yazdiklari degil tüm hayatlari kontrol altinda. Sürekli dinleniyor, izleniyor, ileride “haklarinda delil olusturmak üzere” her hareketleri, sözcükleri, özel hayatlari fisleniyor. Yazdiklarina baski kurmaya ise artik gerek kalmadi. Tüm hayati baski altinda olan gazeteciler, otosansür konusunda çoktan ustalastilar.

Örnegin, bir medya patronu gazetecilerin tüm hayatlarini kontrol etmek üzere hazirlanmis bir “tüzügü” gururla kamuoyuna açiklayabiliyor. Etrafina topladigi gazetecilerin olusturdugu “aksam yemegi tablosu” pür dikkat kendisini dinlerken hiçbir itiraz yükselmiyor. Itiraz edecek gazetecilerin bazilari hapiste, bazilari geçimini saglama zorunlulugu ve yükü altinda “disarida hapiste”, bazilari çok önceden isten atilmis, hatta basindan aforoz edilmis.

Dogan Yayin Holding’in birkaç hafta önce açikladigi, devrimci gazetecilerin onayini alabilmesi söyle dursun, Anayasa’ya bile aykiri maddeleri olan “Yayin Ilkeleri”nden bahsediyorum. Ve Aydin Dogan’in geçen Sali aksami yaptigi açiklamasindan: “Biz bagimsiz ve tarafsiz yayincilik derken, kimileri bunu militan gazetecilik için bir vize olarak gördü. Bazi medya mensuplari kendilerini kurumlarinin üzerinde, adeta bir hükmi sahsiyet olarak algilamaya basladi. Çünkü bizim ilkemiz bagimsiz, tarafsiz gazeteciliktir. Bazi arkadaslarimiz buna ayak uyduramadi."

Birakin sarayi basmayi, isyan etmeyi, devrimciligi, iktidarin hosuna gitmeyen birkaç kelime etmek bile artik tüm gazetecileri “militan” yapabiliyormus. Militanlik ucuzlarken, insanlar da ucuzluyor tabii. Gazeteciler, patronlari için “alinip-satilabilecek”, “kullanip-atilabilecek” metalara dönüsüyor. Yoksa “Yayin Ilkeleri” diye sunulan ve basin çalisaninin tüm hayatini ipotek altina almaya çalisan, satir aralarinda tehditler gizlenmis bu metin nasil açiklanabilir ki?

“Yayin Ilkeleri”, Anayasa’ya aykiri bir sekilde, siyasi partiye üye olmayi ve siyasi mitinglere katilmayi yasaklamakla kalmiyor, gazetecilerin evlerine siyasi pankart asmalarini bile yasakliyor. “Ilkelerin” en evlere senlik kismi da su olsa gerek: “Dogan TV çalisanlari görev ve isleriyle ilgisiz bir konuda (örnegin semtlerinde yol insaati, sokak hayvanlarinin bakimi) görüs belirtiyorlarsa, bu görüsün Dogan TV Holding’in tavrini yansitmadigi, bireysel oldugu açikça belirtilmelidir.”

Evinizin duvari, sokakta beslediginiz kedi, Twitter’da yaptiginiz espri... Eger bu holdingte çalisiyorsaniz hiçbiri sizin degil. Her sey patrona ait. Isten atilanlar ise militan, hapse atilanlar zaten terörist. Tüm bu tanimlamalar henüz hiçbir yere “atilmayanlar” için birer tehdit.

Tarafsizlik mi demistik? Yazili bir metnin tarafsizliginin oksimoron olusu tartismasi baska bir yazinin konusu. Ama Aydin Dogan’a bir haberim var: Kendi gazetelerinde çalisan birçok gazeteci de dahil olmak üzere aslinda biz gazetecilerin çogu tarafsiz degiliz.

Tarafsiz degiliz, gerçegin, dogrunun, ezilenin tarafindayiz. Baska türlü gazetecilik yapilamayacagini da biliyoruz. Basit gazetecilik faaliyetini “militanlik” olarak tanimlayan, çalisanlarini meta olarak gören patronlarin bunu anlamasini da beklemiyoruz.

Onu da, biz gazetecileri de 150 yil sonra baska kitaplar, baska sifatlarla yazacak, biliyoruz.



  • Pazartesi 20 ° / 16 ° Güneşli
  • Salı 19.4 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 16.9 ° / 15.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı