TEKSIM fabrikasinda isçilerin ise geri dönmek üzere basladiklari direnis sürüyor. Fabrikanin önünde bekleyen isçiler kendilerine teklif edilen tazminat ve ücretleri için istemediklerini önceki dönem çalistiklari kosullarda dört makine ile ise devam istediklerini söylüyorlar. Direnis çadirinda bir haftayi geride birakan isçilere Merter’de çalisan isçilerden de destek geliyor. Isçilere çevreden sik sik ellerinde yiyecek içeceklerle isçi arkadaslari destege geliyor. Teksim içerisinde çalismayi sürdüren isçilerde arkadaslarini yalniz birakmiyor. Direnisi ve sendikalasma mücadelesini kirmak isteyen patronun temsilcileri de isçileri tehdit ediyor. Fabrikanin bölüm sefi dün çalisan sendika üyesi bir isçiyi darp etti. Bu baskilarin kendilerini yildirmayacagini söyleyen isçiler, isten atilmalarinin en büyük sebebinin çalisma kosullarini kabul etmemek degil sendikalasma oldugunun farkinda olduklarini ifade ediyor.
BIRLIK OLMAYI ÖGRENDIK
Iki yildir Teksim fabrikasinda çalisan Mehmet Kahraman, önceden planlama yapildigini ‘piyasa sartlari böyle’denilerek de makine sayisini arttirdiklarini söylüyor. Kahraman, yasadiklari durumu söyle ifade ediyor: “Makine sayisina itiraz edince sendikali da olunca durum bu oldu. 1992 yilindan beri tekstilde çalisiyorum. Biz burada çalisma saatlerimizin düsürülmesi içinde eylem yaptik. Ve kazandik böyle olunca bile hayatimi çokça degisti. Esimize çocuklarimiza daha çok vakit ayirdik. Çocugu parka götürmek lüks olmaktan çikti. Biz simdi de içeride çalisan arkadaslarimi destegini düsününce burada kazancagimiza inaniyoruz.”
Isten atilma haberleri evlerine gittigi zaman ailelerinin üzüldügünü belirten Naim Palabiyik, ailelerine hakli olduklarini anlattiklari zaman tepkinin azaldigini kaydetti.
Ersin Güleç daha genç bir isçi birlik olduklari için “Hayatimizin bir anlami direnisimizin bir kazanimi olacak” diye söylüyor. Çok isyerinde çalismis, daha çok da kazanmis. Güleç, “Ama kazandigim yerler olsa da hakkimi savunamadigim için hep çiktim” diyor. Birlik olmayi burada sendikal çalisma yürüttügü zaman ögrendigini aktaran Güleç, sendikanin çatisi altinda bütün isçilerin bir arada oldugunu kaydetti.
12 SAATI 8’E DÜSÜRDÜK, 6 MAKINEYI DE 4’E DÜSÜRÜRÜZ
Amaçlarinin tazminatlarini almak degil islerine geri dönmek oldugunu söyleyen Ali Bircan, makine sayisi 4’e düsmeden mücadeleyi birakmayacaklarini dile getirdi.
8 saat çalisma hakki için direnis yaptiklari zaman o bölgede 8 saat çalisan fabrika olmadigini söyleyen Cavit Yilmaz, bunu basardiklarini ve 12 saat çalismayi 8 saate düsürdüklerini söyledi. Yilmaz, bu direnisi de basariyla sonuçlandiracaklarina inandigini kaydetti.
Teksim’de çalisma saatleri 8’e düsürüldügü zaman baska yerde çalistigini söyleyen Yüksel Curuk, o mücadeleyi baska arkadaslarindan duydugunu, bu kez ise mücadelenin içinde oldugunu dile getirdi.
Ferhat Durmus ise “Sekiz saat çalismamazin ardindan en küçük harekette bile ‘mecbur ypacaksiniz’ dediler. Sorumlu olmadigimiz isler dahi bize yükletildi. Makine sorumlusu olmadigim halde alti makineye bakmadi diye is akdim feshedildi. Buna anlam veremedik ama sendikali oldugumuz için bunu yapiyorlar” diye konustu. (Istanbul/EVRENSEL)
TÜZEL’DEN DESTEK ZIYARETI
Teksim isçilerine destek ziyaretleri de gelmeye basladi. Teksim isçilerini dün Emek Partisi (EMEP) eski Genel Baskani ve Istanbul Bagimsiz Milletvekili Levent Tüzel ile Emek Adalet Platformu adina Mehmet Bekaroglu ziyaret etti.
Teksim isçilerinin haberlerinin Evrensel gazetesinden takip ettigini aktaran Tüzel, Teksim isçilerinin direnisinin daha da büyüyecegini söyledi.
Tüzel, “Teksif sizin haklariniz için de iyi bir sekilde mücadele edecekdir. Anayasal hakkiniz bir çirpida yana atildi. Bizler EMEP ve Halklarin Demokratik kongresi (HDK) olarak isçilerin emekçilerin sözü geçen bir dünya yaratmak için çalisiyoruz” diye konustu.
Gaziantep’te de tekstil isçilerinin direniste oldugunu belirten Tüzel, “Milyonlarcamiz sükürcü, eline verilenle yetinen birer insan olarak yetistirilmeye çalisiliyor. Basari direnmekten, birlesmekten geçiyor. Isçilerin birligi sermaye düzenini yikacaktir” dedi.
Teksim isçileri ziyaret eden Mehmet Bekaroglu ise “Kapitalist sistemin daha da baskisini artirdigi bu dönemde her seyi daha pahaliya satmak ve en ucuza üretme yollarini bulmak istemektedir. Yapilan hersey maliyeti azaltmak için. Tütün pamuk gibi seylerle geçinmek yasaklandi. Isçiler buraya göç etmeye basladi. Burada da ekmek aslanin agzinda. Burada her çesit insan var, bizi bas örtüsüyle dinle parçaliyorlar. Ama isten atarken ayrim yapmiyorlar” diye konustu.