Tarih: 04.09.2012 09:29

Tesvigin faturasini kim ödeyecek?

Facebook Twitter Linked-in

Basbakan Recep Tayyip Erdogan ve Ekonomi Bakani Zafer Çaglayan tarafindan geçtigimiz günlerde açiklanan tesvik paketi, patronlar dünyasinda büyük memnuniyetler karsilandi. Sermayeye yapacagi yatirimin yüzde 116’sinda ulasan büyük tesvikler öngören paket emekçilere de daha fazla istihdam vaat ediyor.

Iktisatçi Doktor Gaye Yilmaz ile tesvik paketini, bu paketin emekçileri nasil etkileyecegini, bölgesel gelir dagilimindaki esitsizligi, kisacasi tesvik paketi ve emekçileri konusuyoruz.

Basbakan Erdogan tesvik paketinin tanitim toplantisinda, paketin özellikle yüksek seyir izleyen cari açigi kapatmak üzere planlandigini ifade etti. Tesvik denilince de yatirimciya destek akla geliyor. Tesvik paketi sizce böyle özetlenebilir mi?
Birincil hedefin o oldugu açik ama tek basina onunla kalmiyor. Önce cari açik ve tesvik arasindaki iliskiyi biraz daha görünür hale getirmek gerekir. Üretim sürecinde hammaddeler, yardimci maddeler, üretim araçlari gibi birçok girdi kullaniliyor. Bu girdiler ne kadar çok yurtdisindan ithal ediliyorsa ülkenin dis borcu o kadar artiyor. Cari açik ve dis ticaret dengesi de bu nedenle bozuluyor. Özellikle yabanci yatirimci çekmek isteyen ülkeler için bir eksi puan cari açigin büyük olusu.
Yeni pakette, simdiye kadar ithalatla üretmeye çalistigimiz üretim girdilerini kendimiz imal etmeye çalisacagiz, bunu ben üretecegim diyene tesvik verilecek.

Yabanci sermaye dahil mi?
Dahil. Mesela ilk ben bunu MIGA ve acele kamulastirma yasalarinda okudum. MIGA 3 Kasim 2011’de revize edildi. Pakette söyle deniyor: Bölgesel, genel, stratejik ve sektörel olarak 4 ayaktan olusan paketle Türkiye hem yerli hem de yabanci sermaye için cazip hale getiriliyor. Simdi cari açik zaten yabanci yatirimcinin Türkiye’de yaptigi yatirimlardan kaynaklanmiyor, dogrudan ithalatla ilgili. Ayni tesvik yabanci sermaye için de geçerli.
Cari açigin azaltilmasi hedefi paketin yalnizca bir boyutu. Önemlidir ama sadece bir boyutudur. Diger boyutlara mutlaka bakilmasi gerekir. Mesela satir aralarinda bölgesel asgari ücreti görüyoruz. Biliyorsunuz uzun süredir tartisiliyor, gelir mi gelmez mi diye. Haftalardir tesvik paketi üzerine yapilan açiklamalarda, sektörel taban ücret diye bir kavrama yer veriliyordu. Yani tek bir asgari ücret olmayacak sektörlere göre degisecek. Mesela, “tekstil ve saglikta taban ücret ayni olmayacak” diye bakanlar açiklamalarinda ifade ettiler.
3 Kasim 2011 Çok Tarafli Yatirimlari Garanti “Ajansi adi verilen MIGA revize edildi. Buna göre sonsuz ve sinirsiz yatirim güvencesi, yatirimlarin önünü tikayan her seyin ortadan kaldirilmasi, yatirim ikliminin iyilestirilmesi anlasmanin bir parçasi haline geldi. Söyle bir örnek vereyim; gayri ticari riskler de, hükümetlerin kaldirmak zorunda oldugu riskler kategorisine dahil edildi.

Tesvik paketinin neoliberal bir çerçeveye sahip oldugu açik. Yani, sermayenin önündeki engeller kalktiginda, tesvikle önü açildiginda yatirimlarin artacagi, böylece istihdam ve toplumsal refahin da yükselecegi öngörülüyor. Tesvik paketinin gelir dagilimina etkisi nasil olacaktir, yani bir refah artisi öngörülebilir mi?
Böyle otomatik bir iliski kesinlikle yok. Ama tesvik verildiginde sermaye birikimi kesinlikle hizlanir. Bundan kimsenin süphesi olmasin. Ama birikim hizlanmasi isçi sinifinin refahinin artacagi anlamina gelmez. Bunun da çok açik nedenleri var. Bunun için önümüzde taseronlastirma var, bunun için esnek çalisma yayginlastiriliyor, bunun için özel istihdam bürolari getiriliyor. Sermaye birikimini hizlandirmayi amaçlayan adimlar, isçi sinifinin kazanilmis haklarini geriletiyor. Dolayisiyla tesvik açisindan, issiz olan bir birey için en kötü kosullarda olsa da çalismak önemli. Ama burada bahsettigimiz güvencesizlik artik ölümle esdeger. Isçi sagligi ve is güvenligi, artik böyle bir kavram kullanmak bile istemiyorum. Çünkü böyle bir sey yok, yalan. Dolayisiyla isçilerin refahi artiyor mu, zenginlesiyorlar mi? Olmaz, olursa sermaye birikimi olmaz. Sermaye birikimi paylasilmaz, paylasilirsa sermaye birikimi olmaz.

Sigorta primleri isveren payinin devlet tarafindan ödenmesi, gelir vergisi indirimleri, KDV iadesi, yatirim yeri tahsisi, gelir vergisi stopaji destegi ve daha baska tesvik kalemleri. Devletin sermayeye aktaracagi bu kaynaklar ve tesvik için gözden çikartigi vergiler nasil telafi edilecek?
Tesvik miktari çok büyük seviyelere ulasiyor. Bütçeye ek ödenek konulacaktir bununla ilgili. Bunun karsiliginda emekçiler neyi kaybedek diye baktigimizda, bütün bütçeler gelirler ve giderlerden olusur. Giderler öngörülmeyecek bir biçimde büyüyorsa, gelirler sabit kaliyorsa, o zaman giderler içinde bazi kalemleri kismak gerekecek. Hangi giderler olabilir bunlar? Egitime, sagliga, ulastirmaya ayrilan bütçeyi kismak. Yani, halkin yararlandigi, simdiye kadar kamusal hizmet olarak görmeye çalistigimiz, ticarilestirilmesinde yüzde 50’ye yakin yol alinmis ama hala tam piyasalasmamis kamusal hizmetler yönelik bir saldiri oldugunu düsünüyorum. Çünkü bu kaynagi yaratacak baska bir alan yok. Diger yandan sermayeden alinmayan vergiler, emekçilerden alinacak daha fazla vergiyle telafi edilecektir.
(Istanbul/EVRENSEL)


ISÇILER ‘FEDAKARLIK’ YAPACAK

Peki ya istihdam artisi?

Istihdami arttiracaklar, buna inaniyorum. Çünkü Ulusal Istihdam Stratejisinde isin paylasimi gibi yeni tezler ve girisimler var. Bu ilk anda iyi bir sey gibi gözüküyor. 8 saatlik çalisma yerine 4’er saat iki isçinin çalismasi. Çalisma süresi yari yariya düserken, örnegin ücretiniz yüzde 60 düsüyor.
“Issizlik var. Bu issizligi azaltacagiz ama bunu isçiler üzerinden yapacagiz” diyorlar. Isçiler fedekarlik yapacak. Yani üretilen degerlerin issizlere is yaratma gibi bir sey düsünülmüyor, düsünülemez de.  

IS AMA NASIL BIR IS?

Öyleyse, “istihdam artar mi azalir mi” tartismasindan çok nasil bir istihdam tartismasi yapiyorsunuz.
Kesinlikle. Issizligin bizden daha az oldugu ülkeler var. Ama onlarda da isçilerin ne kosullarda çalistigi, taseronlastirmanin, kiralik isçiligin ne kadar yayginlastigina bakilmali. Is ama nasil bir is. Ölümüne çalismak gibi bir sey bu. Varolan ekmeginizi issiz arkadasinizla paylasmak zorunda birakilmak. Bunu dayanisma için ve örgütlü bir sekilde yapabilirsiniz, bu bambaska bir sey. Ama buna üretilen degerin en büyük kismina el koyanlar tarafindan zorlaniyorsunuz.


BÖLGESEL ESITSIZLIGI ÇÖZMEZ

Tesvik paketinde bölgesel esitsizlik konusuna özel bir yer veriliyor. Paket, sizce bölgesel esitsizligin ortadan kaldirilmasina bir katki sunabilir mi?
Bölgeler arasi esitsizlik sermayeler arasindaki esitsizlik degil. Gelir dagilimi açisindan bir esitsizlik olarak görüyorum. Paketin bir katkisi olmayacaktir. Çünkü issizler is bulabilir. Ama bu gelirlerinde bir artisa tekabül etmeyecegi için, hala düsük ücret ve agir çalisma kosullarinda çalistiklari için yoksullasma devam edecek. Bu nedenle bölgesel esitsizligin giderilmesine katkida bulunmayacaktir.
Ama Kürt sorunuyla da baglantili oldugunu düsünüyorum tesvik paketinin. Öncelik bir konumu var bölgenin tesviklerde. Hükümetin, BDP ve PKK ile savasini ekonomik alanda sürdürme istegini gösteriyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —