Tarih: 07.07.2012 09:55

TOKI`de felaket tesadüf degil

Facebook Twitter Linked-in

Toplu Konut Idaresinin (TOKI) Samsun’da iki derenin ortasina konut yapabilecek, dere yataginda bodrum kat insa edebilecek ve tüm bunlarin üzerine meydana gelen sel felaketinin ardindan “suçumuz yok” diyebilecek kadar gözü kara ve kendinden emin olmasinin bir sebebi var elbet. Yoksullara saglikli ve ucuz konut yapma iddiasiyla 1984 yilinda kurulan TOKI, bugün her türlü denetimden uzak, istedigi araziyi istedigi gibi kullanabilecek ve ürettigi sagliksiz konutlarin hesabini vermeyecek bu güce, zaman içinde konut ve kent politikalariyla kavustu.

Insaat Mühendisleri Odasinin (IMO) 2011 yilinda yayinladigi TOKI raporu, özellikle AKP iktidarinda TOKI’nin nasil sekillendigini ve bugünün kent ve ekonomi politikalarinda nasil bir yere oturdugunu özetler nitelikle.

TOKI afetlerinin “dogal” afetler olmadigi, bilinçli bir politikanin ürünü oldugunu ortaya koyan raporda IMO’nun altini çizdigi belli basli noktalar söyle:  

4 YASAM ALANINDAN RANT ALANINA

Içinde bulundugumuz sürecin temel özelligi yasam alanlarinin rant alanlarina çevrilmesi. Bu süreç bugün, Toplu Konut Idaresi Baskanligi eliyle sürdürülüyor. TOKI, asil olarak AKP iktidari marifetiyle 2000’li yillarda altin çagina girdi. Altin çagin özelligini ise tüm ulusal degerlerin, kamuya ait bütün varliklarin haraç-mezat ulusal/uluslararasi sermayeye özellestirme adi altinda peskes çekilmesi.

4 KOOPERATIFÇILIK BITIRILDI

Türkiye 1980’lerde konut kooperatiflerinin yaygin biçimde kurulduguna taniklik etti. Kooperatiflesme atagina özellikle özel ama küçük sermayedarlar ve yerel yönetimler kalkisti. Ayni dönemde pes pese çikartilan yasalar büyük sermaye gruplarinin da konut alanina girmesi sagladi.
Kooperatifçiligin sosyal yönü törpülendi ve zamanla sönümlendi. TOKI’nin altin çagini yasadigi 2000’li yillardan önce konut üretiminin sermaye için birikim saglama araci olacagi açiga çikti. TOKI’nin payina ise bu isi kurumsallastirmak düstü.

4 AKP ILE TOKI’NIN ALTIN ÇAGI

TOKI Basbakanliga bagli bir kurum olarak 1984 yilinda kuruldu. 1990’li yillari kismen atil geçirdi, AKP iktidari ile birlikte yeniden yapilanma sürecini tamamlayarak ataga kalkti. AKP’nin tek basina iktidar olmasi küresel kapitalizmin ihtiyaç duydugu yasalarin hiçbir sorun yasanmadan TBMM’den geçmesini sagladi. Tüm toplumsal hayat ulus üstü sermaye gruplarinin Türkiye’de ihtiyaç duydugu dogrultuda düzenlendi. Yerel yönetim, kentsel dönüsüm, 2B arazilerine yönelik yasal düzenlemeler gibi.
Konut üretiminde TOKI’nin agirligi her geçen yil artti. 2003 yilinda yüzde 1.1’lik bir paya sahip olan TOKI, 2007’nin ilk alti ayinda ise yüzde 18.6’lik bir paya ulasti.

4 DENETIM DISI BIRAKILDI

TOKI’nin çalisma esaslarini, yetki ve sorumluluklari belirleyen, genisleten, yasaldüzenlemeler de bu dönemde çikartildi. 2002 yilinda bir yönetmelikle TOKI’nin görev alanlari turizmden, küçük sanayi isletmelerine, egitim, sagliga kadar genisletildi. En son 2012 yilinda çikartilan Afet Riski Altindaki Alanlarin Dönüstürülmesi Kanunu’na kadar onlarca yasal düzenleme, yönetmelik ve kanun degisiklikleriyle TOKI denetim disi birakildi.

TOKI artik kamu kaynaklarini kullanan, hemen her alanda yatirim yapan devasa bir sirket halini aldi. Kamunun her türlü ekonomik faaliyetten uzaklastirildigi bir zaman diliminde, girisimci bir kamu kurumu olarak, tüccar-devlet iliskisinde kendisine özel bir yer açti.

TOKI’yi mali açidan denetleyecek Sayistayin yetki alanindan da çikartildi. Ancak TOKI’nin AKP iktidariyla altin çagini yasamaya baslamasinin asil nedeni ise “kentsel dönüsüm” projeleri oldu.

4 YOKSULLARA KALITESIZ KONUT

Bugün toplam TOKI kaynaklarinin ancak yüzde 22’si yoksul ve dar gelirlilere yatirim olarak dönüyor. TOKI’nin insa ettigi konutlarin gerçekten de saglikli, dayanikli, kaliteli olup olmadigi da ayri bir soru isareti. Özellikle yoksul kesimlere hitap eden konutlar bu açidan sinifta kaliyor. Siyasi iktidar ve TOKI sözcüleri saglik, kalite, yasanabilir bir çevre gibi kriterler yerine, rakamlarla kamuoyunun karsisina çikiyor, dolayisiyla da siskin rakamlarla maniple ederek, konutlarin niteligi ile ilgili elestirileri duymazdan geliyorlar.

TOKI’nin kalitesiz konutlarina en büyük örnekler Istanbul’da bulunuyor. Istanbul’da yapimi üzerinden iki sene geçmeden konutlarin çürümeye, dökülmeye basladigi IMO raporunda yer aliyor. Tunceli’de ise TOKI’den ev satin alanlar, kisa sürede evlerin kalitesizliginin ortaya çikmasi nedeniyle, hak ihlali yasadiklarini düsünerek konuyu insan haklari kurumlarina tasimislar. (Istanbul/EVRENSEL)


KENTSEL DÖNÜSÜM VE TOKI

IMO Raporunda, Prof. Dr. Hayri Kozanoglu’nun “Neoliberalizmin Gerçek 100’ü” isimli kitapinda yer alan ve TOKI’nin en önemli görevi olan dönüsüm ile ilgili sunlar söyleniyor: “Öncelikle, küresel vizyonu bulunan kentlerden küresel sermayeyi cezbedecek altyapiya, havaalanlarina, is merkezlerine, iletisim aglarina, sahip olmalari bekleniyor. Ancak bunlar da yetmiyor. Kentte ikamet edecek yeni elit profesyonellerin lüks konut, alisveris, çocuklarinin egitimi, eglenme ve rekreasyon taleplerinin karsilanmasi gerekiyor. Bu insanlarin yerel dokudan yalitilmis, steril bir atmosferde kendilerini huzurlu hissetmeleri için kentsel mekan yeniden düzenleniyor. Iste kentsel dönüsüm ya da kentsel yenilenme adi altinda yürütülen tasarim, böyle bir toplumsal ve ekonomik baglamin ürünü”
TOKI’nin yetkileri dönüsüm göreviyle genisliyor, “sirket devlet” anlayisinin önemli unsurlarindan biri haline geliyor. Degisen konut politikasinin simgesi TOKI, yine Kozanoglu’nun ifadesiyle, “Üst ve üst-orta siniflarin kent merkezlerini ve potansiyel gelisme alanlarini istilasi (...) alt siniflarin kentin dis çeperlerine itilmesi” sürecini örgütlemekle görevli kiliyor.


EVLERI IADE EDIYORLAR

TOKI’nin kendi rakamlarina bakalim. TOKI, 2008 yili içinde 55 bin 338 adet sosyal konut satmis. Bu konutlarialanlarin yüzde 3.9’u yani 2 bin 166’si konutlarini iade etmek için TOKI’ye basvurmus. Ayni dönemde, hasilat paylasimi yöntemi ile üst gelir grubuna yönelik 3 bin 454 konut satilirken,  bu konutlarda iade orani sadece yüzde 0.4 ve sadece 16 kisi konutunu iade etmisti.  Iade nedenleri ise söyle: yüzde 72’si ödeme güçlügü, yüzde  6’si teslimat süresinin gecikmesi, yüzde 4’ü isçiligin kötü olmasi, yüzde  2’si kullanilan malzemenin kötü olmasi, yüzde 2’si proje ile uygulama arasinda fark olmasi gerekçeleriyle.. Depreme dayanikli olmadigini düsündügü için konutu iade edenlerin orani da yüzde 1 düzeyinde.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —