Toplama kampi gibi

Toplama kampi gibi

Ercan Karakaya - Tuba Güngör Sürgü, Dalyan ve Ayazaga... Son birkaç hafta içinde, Türkiye`nin degisik yerlerinde Alevi veya Kürt olduklari için insanlar saldiriya ugradi, linç edilmek istendi.

Sürgü, Dalyan ve Ayazaga... Son birkaç hafta içinde, Türkiye’nin degisik yerlerinde Alevi veya Kürt olduklari için insanlar saldiriya ugradi, linç edilmek istendi. Ufak bir seyi bahane eden yüzlerce kisilik gruplar, evleri ve isyerlerini basip insanlari öldürmeye çalistilar.
Ayazaga’da geçen hafta pazartesi gecesi bir kadina laf atildigi bahanesini öne süren bini askin kisi Kürt isçilerin de kaldigi isçi kampina saldirdi. Saldiri sirasinda Kürtleri asagilayan sloganlar atildi, Istiklal Marsi okundu. Saldirgan grup silah, biçak, satir, sise, molotofkokteyli kullandi. Saatlerce süren olaylar sirasinda polis saldirgan grubu sakinlestirmek için çabalarken, kampin içinde sikisan isçilere ise gaz bombasi  atti. Saldirinin ardindan yine bildik ayni sey oldu, kimse gözaltina alinmadi, saldiriya ugrayanlar suçlandi.
Tüm bu yasananlar basinda birkaç gün konusulduktan sonra tipki digerlerin de oldugu gibi unutuldu.

HÂLÂ TEDIRGINLER
Saldiriya ugrayan iki Kürt isçiyle Mecidiyeköy’de bulusuyoruz. Hâlâ kampta kalmaya devam ettikleri için güvenliklerini de düsünerek isçilerin isimlerini haberimizde kullanmiyoruz. Isçilerin yüzlerindeki tedirginlik belli oluyor. Oturdugumuz kafedeki yüksek bir sese ya da disaridan gelen korna sesine aninda refleks veriyorlar. Ekmek parasi kazanmak için Zorlu Holdingin yaptigi Yasam merkezinin insaatinda çalismak için birisi 2 yil önce digeriyse 8 ay önce gelmisler. 2 yildir Ayazaga’daki kampta kalan isçinin anlattiklari saldirinin nasil adim adim geldigini gösteriyor. Kampta 1800 isçinin kaldigini bunlarin yarisinin Kürt oldugunu, Türk ve Kürt isçiler arasinda saldiri öncesinde de sonrasinda da bir sorun yasanmadigini da belirtelim.

SOKAKTA KÜRTÇE YASAK
Isçinin anlattigina göre insaatta isleri biten isçiler servislerle kampa geliyorlar. Gezmek için ya da bir ihtiyacini karsilamak için Ayazaga’ya giden isçiler, eger sokakta Kürtçe konusurlarsa yanlarina gelen gruplar tarafindan uyariliyorlar, tehdit ediliyorlar. Karsi çikan olursa tartaklaniyorlar. Sortla disari çikan isçiler ayni gruplar tarafindan uyariliyorlar. Bu gruplar kendilerini ‘teskilattan’ diye tanimliyorlar. “Disariya kalabalik olarak çikiyorduk. Eger tek basina çikarsan bir süre sonra sana dogru gelen grubu görünce oradan hemen uzaklasiyorsun. Ayazaga’ya her çiktigimizda bir tedirginlik yasiyorduk” diye anlatan isçi, bu gruplarin zaman zaman isçileri dövdüklerini söylüyor. Kampin hemen yaninda bulunan bos arazide bira içmek isteyen -ramazan ayinda kimsenin bu alanda bira içmedigini özellikle belirtiyorlar- isçilerin de teskilatin adamlarinin engellemelerine ugradiklarini anlatiyor isçiler.

ARAÇLARLA SOPA TASIDILAR
Saldirinin basinda yer aldigi gibi bir kadina laf atma yüzünden çikmadigini anlatan isçiler, o aksami söyle anlatiyor: “Kampin yakininda bulunan kampta bir etkinlik vardi. Buraya gitmek isteyen isçilerin önünü kesen bir grup sadece Ayazagalilarin etkinlige katilacagini söylemis. Isçi arkadaslarimizdan biri bir gencin elindeki sigarayi yanlislikla düsürünce, 15-20 kisi arkadasimizi linç ettikten sonra kampin önüne birakmis. Bir süre sonra bu gruba 10 kisi daha  eklenerek kampin içine girip herkese küfür etti. Bu kisiler nedense kapida bekleyen özel güvenlikler tarafindan durdurulmadi. Bu grubu isçi arkadaslar geri püskürttü. Bir süre sonra yüzlerce kisi geldi. Sayilari sonra bini buldu. Daha önce bizi tehdit edenler de vardi. Arabalarin bagajlarindan çikardiklari sopalari, satirlari, siseleri insanlara dagittilar. Içlerinden silahlarini çikarip ates edenler oldu. Polis onlari dagitmak yerine durdurmaya çalisti. Biz suçluymusuz gibi bize gaz bombasi attilar. Kampin içinde saatlerce sikistik kaldik”

KIMSE GÖZALTINA ALINMADI
Isçiler saldirinin ardindan saldirganlardan hiç kimsenin gözaltina alinmamasina da tepkililer. Saldirinin ardindan disari çikmalarinin yasaklandigini anlatan isçiler, kampin önünde 24 saat çevik kuvvetin bekledigini anlatiyorlar. Isçiler, kimsenin gözaltina alinmamasinin yeni saldirilarin önünü açacagini düsünüyor. Çevik kuvvet gittikten sonra ise yeni saldirilarin olacagina eminler. Bugüne kadar yasadiklarinin bundan sonra olabileceklerin de göstergesi oldugunu düsünüyorlar.

170 KISI ISTEN ATILDI
Saldiridan sonra kamera görüntülerini inceleyen sirket yetkilileri 170 isçiyi isten atmis. Bu isçilerin tazminatlari ödenmemis. Ayni yöntemin saldirganlarin belirlenmesi için de uygulanmasini istiyorlar. Yüzlerce Kürt isçi de tüm haklarindan vazgeçerek isten ayrilmis. Kalan isçilerin çogu da isten ayrilmak istiyor ancak haklarinin verilmeyecegini bildikleri için çalismaya devam ediyorlar. Görüstügümüz isçilerden biri sunlari söylüyor: “Gittim müdürümüzle konustum. Tazminatimi verin isten ayrilayim dedim. Kabul etmedi. Istersen git dedi. Kendi istegimle gitsem ne tazminat alacagim ne de issizlik parasi. Evde ekmek parasi bekleyenlere ne diyecegim.

ULUDERE’DE BOMBA  ISTANBUL’DA LINÇ
Isçiler, baslarina gelenlerden devletin sorumlu oldugunu söylüyorlar. “Devlet tanimayinca buradakilerin saldirmasi çok normal. Her olandan Kürtleri suçlarsaniz linç  edilmemiz çok normal. Ayazaga’da 10 kisi kavga etse kimse karismiyor ama birisi ‘Kürtler  saldirdi’ dese yüzlerce kisi toplanir. Uludere’de bombalaniyoruz. Burada linç ediliyoruz” diyen isçiler, bu paranoyadan kurtulmanin yolunun Kürt sorununun çözümünden geçtigini söylüyorlar. (Istanbul/EVRENSEL)


OGLU SEMDINLI’DE ASKER

Görüstügümüz isçilerden birinin oglunun Semdinli’de asker oldugunu ögreniyoruz. Hani 3 haftadir çatismalarin durmadigi, ölüm haberlerinin geldigi Semdinli. Her aksam televizyonu  açtiginda ‘Acaba oglumun ismini ölenler arasinda sayacaklar mi’ diye beklerken nasil kötü oldugunu anlatiyor. Memlekette olan esinin de psikolojisinin bozuldugunu anlatiyor. Oglu Semdinli’de çatismanin ortasindayken kocasi Istanbul’da linç edilmek isteni-yor... Ayni isçi 30 yildir devam eden savasta ailesinden 10 kisiyi kaybettigini de anlatiyor. Artik bu sorunun çözülmesi için herkesin üzerine düseni yapmasini istiyor.


SENDIKALARA ÇAGRI
Isçilere saldirinin ardindan kimse sahip çikmamis. Sadece BDP’nin  kendilerine destek verdigini söylüyorlar. Bugüne kadar hiçbir sendikacinin kendilerine destek vermemesine sitem ediyorlar. “Gelip ziyaret edebilirler, durumumuz hakkinda bilgi alabilirler. Sadece onlar da degil diger kurumlarin da bize sahip çikmasini istiyoruz. Bunu yapmalari halinde yeni saldirilarin önüne geçmis olurlar” diyor isçiler.


INSANLIK DISI ÇALISMA KOSULLARI

Isçilerin anlattiklarindan çalisma kosullarinin da insanlik disi oldugunu ögreniyoruz. Ayazaga’da kalan isçiler Zorlu Holdinge bagli bir yasam merkezinin insaatinda çalisiyorlar. Zorlu Holding Türkiye’nin en büyük sirketlerinden biri. Insaatta 4 binden fazla isçi çalisiyor. Ayni insaata bagli iki isçi kampi daha bulunuyor. Isçiler saldirinin ardindan Zorlu isminin medyada yer almamasina da, sirketlerinin kendilerine sahip çikmamasina da  tepkililer. Yasalarimiza göre tehlikeli is kollarinin basinda insaat geliyor. Türkiye’de en fazla isçinin insaatlarda öldügünü de hatirlatalim. Isçiler 15 günde bir izin kullaniyor. Gece çalistiklari için dikkatleri sürekli bozuluyor. Ücretleri düsük oldugu için fazla mesaiye kalmak zorundalar ve bu da kazalara davetiye çikariyor. Birçok isçinin aylardir ücretleri bile ödenmemis. Sigortalar asgari ücret üzerinden ödeniyor. Bu yüzden aldiklari ücretlerin bir kismini elden aliyorlar. Bir seye ses çikarttiklarinda ise isten atiliyorlar.


BIR KONTEYNERDE 8 KISI KALIYOR

Isçilerin kaldiklari yerlerin de çok kötü yerler oldugunu ögreniyoruz. Sirket yetkilileri konteynerleri üst üste koyarak üç katli ‘evler’den olusan 1800 kisinin kalacagi bir kent insa etmisler. Isçiler bir konteynerde 8 kisinin kaldigini anlatiyorlar. Özellikle sicaklarda buralarda kalmanin çok zor oldugunu söylüyorlar. Ortak kullanim alanlarinin yetersizligi, yemeklerin kötü olmasi, kantinde ihtiyaçlarini karsilayacak seylerin olmamasi anlattiklari seylerden sadece bazilari.