Memurlarin toplu sözlesme ve grev hakki yoktu ama memur sendikalari yillardir vardi.
Arada sirada da olsa toplanir, magduriyetlerini dile getirir, haklarini ararlardi.
Iyi niyetle kurulmus, bilinçli kisilerin yönettigi sendikalardi bunlar...
Etkileri yoktu, taleplerini duyurmakta bile güçlük çekiyorlardi; ama inançliydilar...
***
Iktidar; 12 Eylül 2010 referandumunda bu konuyu “malzeme” yapti...
Zaten var olan memur sendikalarini, anayasaya koydurdu.
Bir de sözüm ona “toplu sözlesme hakki” tanidi.
Ama “grev hakki”ni vermedi!
Ardindan bu garip sistemin yasasini çikardi.
Grevsiz toplu sözlesmenin hiçbir ise yaramayacagi ortadayken; bizim “Yetmez ama evet”çiler, bunu da destekledi!
***
Bu arada; idealist memur sendikalari bir takim suçlamalarla zan altinda birakildi.
Yöneticileri hakkinda “terör suçu”ndan sorusturmalar, davalar açildi.
Memurun kafasi karistirildi.
Bir yandan da “sari memur sendikalari” üretildi!
O sendikalarin iktidar yandasi yöneticileri; gittikleri her kurumda memurlarla bire bir görüserek, “sokaga çikmamalari sartiyla”, atamalarda kolaylik, terfi gibi kiyak vaatlerinde bulundu.
Rüsvetin yetmedigi yerde, tehdit devreye girdi:
“Süreriz, perisan ederiz...”
Bizim milletimiz böyle rüsvetleri hiç sevmez (!) ve tehditlerden hiç korkmaz (!) ya; toplu halde eski sendikalarini birakip, bu yandas sendikalara geçti.
Böylece iktidar yandasi, temsilcisi ve sözcüsü Memur-Sen, birdenbire Türkiye’nin en büyük memur sendikalari konfederasyonu oluverdi.
Dogal olarak danisikli dövüsten ibaret olan toplu sözlesme masasina da memurlar adina onlar oturdu!
***
Bakan Bey, 3 arti 3 dedi...
Bunlar direniyormus gibi yapti.
Sonra 3,5 arti 3,5 dedi...
Yine rol kestiler.
Basbakan devreye girdi, “Yüzde 3,5 arti 4...”
Onu bile reddediyormus gibi yaptilar...
***
Numara, bunlarin hepsi numara!
Istedikleri kadar iyi “oynasinlar”, rol kesiyorlar sonuçta..
Çünkü onlar da biliyorlar ki diretecek, dayatacak güçleri yok.
“Is birakiriz” diyorlar, korkarak, çekinerek, fisiltiyla...
Birakamazlar; çünkü yasa disi!
Zamaninda “grevsiz” toplu sözlesmeyi desteklerken de biliyorlardi bunu ama amaçlari zaten iktidari sikistirmak olmadigi için kulak ardi etmislerdi.
Simdi de sadece yüz binleri bulan üyelerinin gazini aliyorlar.
“Bakin biz sizin için nasil hükümetle papaz olduk, haklarinizi nasil savunduk” demek için artistlik yapiyorlar!
***
Memur-Sen’ci arkadaslar:
Eger siz, her firsatta ülke ekonomisini yüzde 9-10 büyütmekle övünen bir iktidardan, kopara kopara bunun yarisinin bile altinda bir oranda zam koparabiliyorsaniz...
Gidin hemen allik sürün!
Çünkü “sari”lik her yaninizdan akiyor.
*****
IS!
Orman ve Su Isleri Bakanligi, orman yanginlarini söndürmek için 6 Subat’ta ihale açmis... Iki uçak için yapilan ihaleye, iki firma katilmis.
Ve ihaleyi; henüz hiç uçagi, pilotu ve teknisyeni olmayan bir firma kazanmis!
Eger Kamu Ihale Kurumu ihaleyi onaylarsa; o firma, 3 milyon 106 bin Euro’yu kasasina koyacakmis...
Simdi diyorsunuz ki; “Uçagi olmayan bir firma nasil olur da uçakla yangin söndürme isini alir?”
Kiskanmayin; eger siz de o firmanin sahibi gibi genel seçimlerden önce “milletvekili aday adayligi” basvurusunda bulunsaydiniz; kim bilir belki size de tek is makineniz olmamasina ragmen yol yapim ihalesi verilirdi!
Kisacasi: günümüzün “uzmanlik” anlayisi bu:
Isi bilmene gerek yok; isini bil yeter!
*****
GÜNÜN SORUSU
Cumhuriyet’ten Firat Kozok, memurlara “Kriz var” gerekçesiyle sadece yüzde 3,5+4 zam öneren hükümetin, 300 milyon TL’lik yeni bir Basbakanlik binasi yapmaya hazirlandigini yazmis. Orman Genel Müdürlügü’nün Sögütözü’ndeki arazisine yapilacak yeni Basbakanlik binasi “davetiye usulü” ihaleyle insa edilecekmis ama tüm bilgiler ‘yüksek güvenlik’ önlemleri nedeniyle gizli tutulacakmis. Basbakanligin bu yeni yerleskesinin konusulan adi da ilginçmis: “Beyaz Saray...” Sorum ortaya:
Neden Beyaz Saray? “Yesil Saray” daha dogru olmaz mi? (Yanlis anlamayin, orman arazisinde yapilacagi için...)
*****
Vergi ve denetim meselesi!
Maliye Bakani Mehmet Simsek vergi kaçakçiligini önlemek için SGK ile birlikte 81 ilde es zamanli denetime basladiklarini açiklamis...
7-21 Mayis arasindaki denetimlerde 5 bin 551 müfettis görev almis ve 391 bin mükellef denetlenmis.
Bakan, bu tür denetimlerin düzenli ve habersiz olarak yapilmaya devam edecegini de söylemis.
Acaba müfettisler “son 10 yilin zenginleri”nin kapisini da çaliyor mu? Bunu soruyorum; çünkü insaattan market zincirlerine, ekmek firinlarindan lüks kuyumculara, özel okullardan hastanelere kadar her alanda on binlerce yeni sirket kuruldu. Bunlarin verdikleri reklamlari her aksam televizyondan izleyip duruyoruz...
Aralarindan bazilari açik açik, “En büyük benim, söyle zenginim, böyle kazandim” falan diyor...
Ve hiçbirinin adi, “vergi rekortmenleri siralamasi”nda geçmiyor...
Çok merak ediyorum; Türkiye ekonomisinde büyük bir sermaye dönüsümüne imza atan bu arkadaslar, neden vergi vermiyorlar, bunu nasil basariyorlar?
Ve... Sayin Maliye Bakani, bunlarin da denetlendigini, denetimlerden yüzlerinin aki ile çiktiklarini söyleyebilir mi?