`Türk oldugum için böyle yaptilar`

`Türk oldugum için böyle yaptilar`

BDP`de ders verip partinin `anayasa` ekibinde çalisirken KCK`dan tutuklanan Prof. Büsra Ersanli, basina gelenlerde Türk olmasinin etkisi olduguna inaniyor. Hoca içeride de `akillanmamis`; kendi Kürtçe ögrenmis, kadin mahkûmlara ders vermis.

Büsra Ersanli, üniversitede hoca, BDP ’de yönetici, Meclis’teki ‘yeni’ anayasa çalisma ekibinden biriydi. KCK davasindan tutuklandi. Sekiz aydir içeride yatiyor. Hakkinda çikarilan yakalama kararini, 15 polisin evini basmasini aklindan çikaramiyor.  Hayal kirikligini “Ben demokrasi var zannetmistim...” diye özetliyor. Basina gelenleri BDP ’de yönetici olan bir Türk olmasina bagliyor. Tutuklanmadan önce anayasa çalismalarina katilan Ersanli, “Karsilikli oturuyorduk. Bu durumu nasil hazmedebiliyorlar?” diye soruyor. KCK ile ilgisi olmadigini, “Ben BDP ’liyim, daha ötesi yok” sözüyle açiklayan Ersanli, operasyonda tutuklananlardan bir çaki bile çikmadigini söyledi. 

Demokrasi var saniyordum 
Silivri ’ye adim attigim persembe günü ‘tahliye’ rüzgâri esiyordu. Sadece Mustafa Balbay degil, Ergenekon saniklarinin yüzüne yansiyan umut vardi. Sadece bir gün sonra görüstügüm Büsra Ersanli’da ise derin bir hayal kirikligi gördüm. Yorgun ve umutsuzdu. ‘Yargi paketi’ne degindim. Sevinç ve heyecan duyacagini zannediyordum. Tepki bile vermedi. “Demokrasiye inanmistim, ülkede demokrasi var zannetmistim; ben güvenimi kaybettim” dedi. Bu sözü bir, iki-kez daha tekrarladi. Büsra Hoca’yi bu kadar hayal kirikligina ugratan neydi? Tutuklanmasina ve tutuklanma yöntemine çok içerlemis. Bütün faaliyetlerinin düsünce ve örgütlenme özgürlügü çerçevesinde oldugunu söylüyor. Sokak baslarinin polisler tarafindan tutulusunu, evinin basilisini unutamiyor. Ben paketi, tahliyeyi sordukça, “Hakkinda yakalama karari çikarilmis bir akademisyen olarak fazla bir sey bekleyemem. Ne çikacagimi, ne çikmayacagimi düsünüyorum. Paketten bana ne!” diyor. 

Zana iyi yapti 
KCK , PKK , BDP adi geçince ister istemez Kürtler akla gelir.KCK oprasyonundan içeri alinan Büsra Ersanli, basina gelenleri biraz da ‘Türk’ olmasina bagliyor. Evet, Büsra Hoca bir Türk. Hatta kimilerine göre ‘Beyaz Türk’. Kimligi ve islevinin ülkedeki yerlesik siyasi kültüre uymadigi için fatura ödedigi duygusu tasiyor. “Bir Türk’ün Kürt partisi diye bilinen BDP ’de yer almis olmasi bunlari düsünmeye alisik olmayan insanlar için bir fecaat. Yillarca Kürtlere köle olarak bakmislar. Bir aydin , kadin hem de Türk olan birisini bu yoldan caydirmak istediler” yorumunu yapiyor. 

Ersanli, Kürt sorunundaki gelismeleri yakindan izliyor. Leyla Zana ’nin Basbakan Erdogan ’la görüsmesini olumlu bulmus. Zana’nin açiklamalari için, “Iyi oldu. Politik kimligi güçlü bir sahsin talebi, açiklamalari niye kötü olsun ki?” diyor. Zana’nin, Kürt sorununu Erdogan’in çözecegi sözüne ihtiyatli yaklasiyor. “Bu konuda Basbakan’in plani nedir bilmiyoruz? Basbakan etrafli açiklama yapmali” diyor. Iktidardaki liderlerin sorun çözecegine inanilmasini dogal karsiliyor, “Ama” diyerek devam ediyor: “Olayin bir de ikinci yani var. Bu konuda (Kürt sorunu) çalisan, düsünen bir insan 9 aydir tutukluysa, isbasindaki hükümete güven kaybim çok dogal.” 

“Hayal kirikliginiz Basbakan’a mi” diye soruyorum. “Sahsa dayali siyaset yapmadigim için sahislarla ilgili hayal kirikligi yasamam” yanitini veriyor. Büsra Hoca, Kürt sorununun çözümü için anayasa degisikligini zorunlu görüyor. Egitimden, örgütlenmeye, siyasete kadar esit vatandasligin saglanmasi gerektigini vurguluyor. “Biriktirilmis nefreti atmadan bu is bitmez” sözü çikiyor agzindan. 

Bu sorunu çözmek için MHP ’nin de elini tasin altina sokmasini istiyor. ‘ MHP , Türkleri düsünüyorsa isin içine girmeli. Madem endiseli insanlar var. O endiseleri giderecek formüller üretsin” görüsünde. Eger tutuklu olmasaydi bunun için girisimde bulunacagini, “Ben burada olmasaydim Meral Aksener ’e gider, konusurdum. ‘Niye uzak duruyorsunuz?’ derdim” sözleriyle anlatiyor. 

Bu söz üzerine, BDP çevrelerinin ‘sahsa’ dayali siyasetine sözü getiriyorum. BDP üzerindeki Imrali etkisini soruyorum. Büsra Hoca, BDP ’nin ‘tek adam’ felsefesiyle siyaset yaptigi fikrine katilmiyor. BDP ve Kürtler arasinda Öcalan’i lider olarak görenler olabilecegini söylüyor. Etnik ayrim yapmaksizin siyasi alandaki bir realiteye deginiyor: “Bu ülkede tekçi siyasi kültür vardir. Tekçilikten ne Türkler, ne de Kürtler vazgeçebildi. Bu dogru degil. Ben çogulculuga inaniyorum. Buna inandigim için de partideyim.” 
Büsra Ersanli, son 10 gündür Silivri ’de kaliyor. KCK tutuklusu kadinlarla beraber. Toplam iki kogusta 33 kisi yasiyor. Üç kisilik odada kaliyor. Kogus kalabalik olunca sessizligin degeri artiyor. O yüzden ‘sessizlik saati’ koymuslar kendi aralarinda. Her gün sabah, ögle sonrasi ve aksam 2’ser saat konusulmuyor. Sessiz ortamda isteyen kitap okuyor, isteyen kafasini dinliyor. Ögle sonrasi bazen curcuna yasaniyormus. Çay saatinden sonra keyifler yerindeyse türküler söylenip halaylar çekiliyor. Büsra Hoca da yapabildigi ölçüde halaylara katiliyormus. 

‘Kürtçe fiiller biraz zor geldi’ 
Silivri Cezaevi’nde en büyük sorun olarak su görülüyor. Büsra Hoca, su ile birlikte tuvalet sorununa da deginiyor. 21 kisilik kogusta sadece 2 tuvalet varmis. 
Uzun süre kaldigi yer Bakirköy kadin tutukeviydi. BDP ’nin Siyaset Akademisi’nde verdigi derslerden basi belaya giren Büsra Hoca, ‘akillanacak’ gibi degil! Cezaevine kendi çapinda ‘akademi’ kurmus. Ortak alanda 25 kadin mahkûma ders vermis. Üniversitede nasil anlatiyorsa, aynisini uygulamaya çalismislar. Ders süreleri bile gerçegine yakin olmus. Soru-cevaplarla konulari irdelemisler. Hoca, ‘Ideolojiler ve Siyaset Bilimine Giris’ derslerini anlatmis. Kadinlar kogusunda zengin bir kütüphane olusmus. Sadece Büsra Ersanli’ya ziyaretçilerin getirdigi kitap sayisi 500’ü bulmus. 

Ersanli, kadin mahkûmlara ders vermekle yetinmemis. Kendisi de ders almis. BDP ’de siyaset yapan bir Türk olarak eksigini gidermeye çalismis. Büsra Hoca, bir süredir Kürtçe ögrenmeye çalisiyor. Ögrenci olan genç kizlar Hoca’yi çalistiriyor. Ilerleme saglasa da Kürtçeyi tam sökememis. “Fiiller zor geldi” diyen Hoca, disari çiktigi zaman eksigini tamamlamayi düsünüyor. Tutuklu kaldigi süre içerisinde en dramatik an Urfa Cezaevi’nde yangin çiktigi gün yasanmis. “O gece sabaha kadar hiçbirimiz uyumadik, gözlerimiz yasardi” dedi Büsra Hoca. 

Rektör ve dekana çok kirginim 
Yillarin hocasi Büsra Ersanli’nin en büyük hayal kirikligi, görev yaptigi Marmara Üniversitesi Rektörlügü’ne ve dekanliga olmus. Hoca çok kirgin: “Bende öfke gelismez. Kizginliktan ziyade yabancilik çektigim duygu rektörlügün, dekanligin bana sahip çikmamasi. Ideolojik olarak sahiplenme beklemiyorum. Mesleki olarak sahip çikmadilar. Demek ki