Tarih: 01.01.2018 00:00

`Türkiye`de ifade özgürlügü yok`

Facebook Twitter Linked-in

Uluslararasi Af Örgütü 2012 yili raporunda Türkiye’de söz verilen anayasal ve diger yasal düzenlemelerin gerçeklestirilemedigine, polis siddetine ve ifade özgürlügü eksikligine vurgu yapildi.

Uluslararasi Af Örgütü, insan haklari ihlallerini kapsayan yillik raporunu açikladi. Rapor, ulusal ve uluslararasi düzeyde liderlerin insan haklarini nasil koruyamadiklarina dikkat çekerken, 2011 yilinin çalkantili, milyonlarca insanin özgürlük, adalet ve onurunu talep etmek için sokaklara döküldügü belirtiliyor.

YASAL DÜZENLEMELER GERÇEKLESMEDI

Raporun Türkiye ile ilgili kisminda, söz verilen anayasal ve diger yasal düzenlemelerin gerçeklesmedigi belirtilerken, aksine, ifade özgürlügü hakkinin tehdit edildigi ve göstericilerin artan polis siddetiyle karsilastigi vurgulandi. Kusurlu “terörle mücadele” yasalari kapsaminda yapilan binlerce kovusturmanin adil yargilama standartlarini yakalayamadigina isaret edilen raporda, bombali saldirilarin sivillerin yasamina mal oldugu, adalet sisteminde vicdani ret hakkinin taninmasi ya da çocuk haklarinin korunmasi konularinda hiçbir ilerleme kaydedilmedigi belirtildi. Mülteci ve siginmacilarin, lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin haklarinin yasada güvencesiz olmaya devam ettigine vurgu yapilan raporda, kadina yönelik siddeti önleme mekanizmalarinin yetersizligine dikkat çekildi.

Raporda, PKK ile TSK arasinda silahli çatismalarin arttigi belirtilerek, “Ekim ayinda, Kuzey Irak’a, PKK üslerini hedef alan ve yüzlerce sivili köylerinden göçe zorlayan büyük askeri müdahaleler yapildi. Aralik ayinda, Türk savas uçagi, Irak siniri yakinlarindaki Uludere ilçesini bombaladiginda, büyük çogunlugu çocuk olan 34 sivil öldürüldü. Ekim ayinda, Van’daki depremde 600’den fazla insan öldü. Yetkililer, binlerce evsiz insani dondurucu kosullarda birakan krize yavas cevap verdikleri için elestirildi” diye kaydedildi.

IFADE ÖZGÜRLÜGÜ

Raporda, bireylerin ifade özgürlügü hakkini tehdit eden çok sayida dava açildigi, özellikle, elestirel gazeteciler, Kürt siyasal aktivistler ve diger kisi ve gruplarin Kürtlerin durumu hakkinda konustuklarinda ya da silahli kuvvetleri elestirdiklerinde haklarinda haksiz davalar açilmasini göze aldiklari vurgulandi. Ahmet Sik ve Nedim Sener’in tutuklanmasinin ifade özgürlügü ihlaline örnek olarak verilen raporda, Büsra Ersanli ve Ragip Zarakolu’nun aralarinda bulundugu operasyonlara dikkat çekilerek, “Siyaset Akademisi etkinliklerine katilimlari ve kendi yayimcilik ve akademik çalismalari konusunda sorgulandi. Kasim ve Aralik aylarinda yapilan sonraki tutuklama dalgalarinda 37 avukat ve 36 gazeteci KCK üyeligi süphesiyle gözaltina alindi. Yil sonunda hala tutukluydular” denildi.

ISKENCE VE KÖTÜ MUAMELE

Özellikle haziran ayindaki genel seçimler öncesi ve sonrasindaki eylemlerde, gösteriler sirasinda polisin düzenli olarak asiri güç kullandigi belirtilen raporda, birçok durumda, eylemler polis müdahalesinin ve biber gazi, tazyikli su fiskirtma araci ve plastik mermi kullaniminin ardindan siddetli bir hale geldigi, çogu olayda, emniyet görevlilerinin göstericileri copla dövdügünün belgeledigi vurgulandi. Askerde yasamini yitirenlere de yer verilen raporda, Kibris’ta askeri cezaevinde iskence sonucu yasamini yitiren Ugur Kantar örnegi verildi.

CEZASIZLIK

Devlet görevlileri tarafindan yapildigi iddia edilen insan haklari ihlalleri hakkinda yapilan sorusturmalarin etkisiz kaldigi, açilan ceza davalarinda sorumlulari adalet karsisina çikarma ihtimalinin gerçekten uzak kaldigi belirtilen raporda, Hrant Dink sorusturmasina dikkat çekildi. Albay Ali Öz ve baska yedi askeri personelin Hrant Dink’i öldürmek için hazirlanan komplo hakkindaki bilgiyi iletme konusunda ihmalkar davrandiklari için suçlandigi, Çocuk Mahkemesi’nin Ogün Samast’i Hrant Dink’i öldürmekten suçlu bulmasina ragmen, devlet görevlilerinin de danisikli dövüs yapmasi dahil olmak üzere, cinayetle ilgili tüm durumlarin arastirilip arastirilmadigi konusunun belirsiz kaldigi belirtildi.

ÇOCUK HAKLARI

Terörle Mücadele Yasasi kapsaminda çocuklara karsi dava açilmaya devam ettigi belirtilen raporda, birçogunun Çocuk Sube Müdürlügü’ne gönderilmeden önce yetiskinler için olan polis gözetiminde tutuldugu vurgulandi.

KADINA YÖNELIK SIDDET

Türkiye’nin Kadina Yönelik Siddet ve Aile Içi Siddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözlesmesi’ni imzaladigi belirtilen raporda, “Ancak, önleyici iç mekanizmalar ne yazik ki yetersiz kaldi ve siginaklarin sayisi iç hukukun gerektirdigi sayinin oldukça altindaydi. Ekim ayinda, Yargitay, fuhus yapmasi için satilan 12 yasinda bir kiz çocuguna tecavüz etmekle suçlanan 26 erkegin ceza indirimini, kizin kendi rizasiyla cinsel iliskiye girdigi gerekçesiyle onayladi” diye kaydedildi.
(HABER MERKEZI)


ADIL OLMAYAN YARGILAMALAR

Fazlasiyla genis ve belirsiz terörle mücadele kanunlari kapsaminda, büyük çogunlugu terör örgütü üyeligi iddiasiyla olmak üzere yil boyunca binlerce dava açildi ve hükümler daha fazla hak ihlallerine yol açti. Hakkinda dava açilanlarin birçogu aralarinda ögrencilerin, gazetecilerin, yazarlarin, avukatlarin ve akademisyenlerin bulundugu siyasi aktivistlerdi. Savcilar düzenli olarak ifade özgürlügü hakki ve diger uluslararasi düzlemde güvenceye alinmis haklarin korumasindaki hareketlere iliskin süphelileri sorguladi. Diger kusurlu yürütmeler arasinda uzatilmis mahkeme öncesi tutukluluk da bulunuyor. Bu gözaltilar esnasinda da dosyaya erisimi engelleyen gizlilik emirleri nedeniyle, savunma avukatlarinin müvekkilleri hakkindaki kanitlari incelemeleri ya da müvekkillerinin gözaltinda tutulmalarinin yasalligina itiraz etmeleri engellendi.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —