Tarih: 06.08.2019 21:27

Türkiye’de “sirketlesen” tarikat ve cemaatler

Facebook Twitter Linked-in

Tekke ve zaviyelerin kapatilmasina iliskin kanun 30 Kasim 1925’te yürürlüge girse de, Türkiye’de pek çok tarikat ve cemaat faaliyetlerine devam ediyor.

Egitim politikasi uzmani Prof. Dr. Esergül Balci’nin 2018’de hazirladigi rapora göre, Türkiye’de 2,6 milyondan fazla kisinin bir tarikat ya da cemaatle organik bagi bulunuyor. Bir tarikat ya da cemaatin mensubu oldugunu ifade edenlerin yüzde dokuzu, “ilimli Islam” tabirini reddediyor ve Islam’in özünün cihat olduguna inaniyor.

Balci’nin saha çalismasina göre, Türkiye’de belli basli 30 tarikat ve onlara bagli 400 kol bulunuyor. Sadece Istanbul’da açiktan faaliyet yürüten tekke sayisi 445.

Siirt, Diyarbakir, Mardin, Adiyaman, Batman, Van, Hakkari, Sirnak, Agri, Mus, Bitlis, Gaziantep ve Sanliurfa’da ise cemaat ve tarikatlara ait 800’ün üzerinde faal medrese bulunuyor. Arastirmada ayrica, Istanbul’da “apartman medresesi” olarak kullanilan yer sayisinin bilinmedigi belirtiliyor.

Rapor, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte sehir merkezlerindeki medreselerin sayisinin hizla arttigina, özellikle Dogu ve Güneydogu bölgelerinde Kuran kurslarinin artik dernek çatisi altinda faaliyetlerini sürdürdügüne dikkat çekiyor.

“10 bin özel okulun üçte biri tarikatlarla iliskili”
Tarikat ve cemaatlerin örgütlenme ya da taraftar kazanmak için kullandigi yöntemlerden biri egitim kurumlari açmak. Gülen yapilanmasi da lise, üniversite ve dershaneleriyle kendisine pek çok taraftar bulmus, sonrasinda bu ögrencileri bürokrasinin içine yerlestirmisti.

Milli Egitim Bakanligi verilerine göre, Türkiye’de 10 bin 53 özel ögretim kurumu bulunuyor. Balci’nin raporuna göre, bu kurumlarin üçte biri bir tarikat ya da cemaat ile baglantili. Tarikat ve cemaatlerle bagi olan okullarda ögrenim gören ögrenci sayisiysa 210 binin üzerinde.

AKP hükümeti 2014 yilinda kanun degisikligi yaparak özel okullarda ögrenim gören ögrencilere egitim destegi vermeye baslamisti. Buna göre 2 bin 500 ile 3 bin lira arasinda destek alacak ögrenci sayisinin her yil Milli Egitim Bakanligi’nca belirlenmesine karar verildi.

Kanun degisikliginin yapildigi ilk yil destek verilecek ögrenci sayisi 250 bin olarak belirlenmisti. Balci’nin raporuna göre tarikat ve cemaatlere ait özel okullarda okuyan ögrenciler için devlet 898 milyon 800 bin lira ödedi.

Yine rapora göre Türkiye’deki dört binin üzerindeki özel ögrenci yurdunun 2 bin 480’i de bir tarikat ya da cemaat ile baglantili.

Türkiye’de faal olan baslica tarikatlar Naksibendilik, Kadirilik, Rufailik, Mevlevilik ve Halvetilik olarak siralaniyor.
Bunlardan en kalabaligi olan Naksibendiler; Menzil, Ismail Aga, Iskenderpasa ve Erenköy Cemaati çatisi altinda dört farkli kolda faaliyet yürütüyor.

Diger büyük cemaatlerden Süleymancilar, Isikçilar ve Nur Cemaati ise Naksibendilikten ayrilip cemaatlesen yapilar. Nur Cemaati’nin kendi içerisinde 44 ayri kolu bulunuyor. Gülen yapilanmasi ise Nurcularin kollarindan biri.

Ilahiyatçilara göre, cemaatler modern zamanlarda ortaya çikan yapilar. Tarikatlar ise kökenlerini mutlaka Muhammed Peygamber’e dayandiriyor.

“Tarikatlarin uymak zorunda oldugu ilkeler var”
Islam tarihi üzerine arastirmalar yapan yazar Aydin Tonga, “tarikat”in Allah’a ulasmak için izlenen yol anlamina geldigini söylüyor. DW Türkçe’ye konusan Tonga, buna bagli olarak tarikatlarin uymak zorunda oldugu ilkeler zinciri bulundugunu söylüyor. Bunlardan en bilineni ise dünya nimetlerinden kendini soyutlamak ve dinin tüm emir ve yasaklarini yerine getirmek.

Fakat günümüz Türkiyesi’ndeki tarikat ve cemaatlerde bunu görmek pek mümkün degil. Özellikle “Zenginler tarikati olarak” bilinen Erenköy Cemaati, Süleymancilar, Menzil ve pek çok tarikatta, is ve çikar iliskileri bulunuyor. Bu cemaat ve tarikatlara ait sirketler, hastaneler, özel okullar mevcut.

Gelir kaynagi sirketler ve bagislar
Uzmanlar ve eski müritlere göre tarikat ve cemaatlerin en önemli gelir kaynagiysa bünyesinde bulunan isletmeler ve bagislar. Kimi tarikat ve cemaatler müritlerine is imkani sunuyor ve kazancindan pay aliyor. Kimileriyse belirli araliklarla müritlerinden bagis topluyor. Ancak pek çok tarikat ve cemaatin is kurdugu ve buradan elde edilen gelirleri kaynak olarak kullandigi biliniyor.

Yazar Tonga, “Tarikatlar, geldigi nokta itibariyle yola çikis amacindan uzaklasmis, dahasi kendi tarihlerine ihanet edercesine sirketlesmislerdir” diyor.

“Kendilerini gizleme geregi duymuyorlar”
Meslektasi Baris Pehlivan ile birlikte “Metastaz” adli bir kitap kaleme alan gazeteci Baris Terkoglu, Menzil’i en büyük kitlesel tarikatlardan biri olarak tanimliyor.

DW Türkçe’ye Menzil’i anlatan Terkoglu, bu tarikatin müritlerinin, bürokrasi içerisinde açik, kendilerini saklamadan var olabildiklerini öne sürüyor. Menzil tarikati mensuplarinin özellikle Saglik Bakanligi, Jandarma ve Gülen yapilanmasindan bosalan emniyet teskilati içerisinde örgütlenmis durumda oldugunu belirtiyor.

Terkoglu’na göre Iskenderpasa Cemaati de yüksek yargi içerisinde örgütlü.
Anayasa Mahkemesi 2016’da tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için hak ihlali karari vermisti. O dönemde hükümete yakin gazeteler, AYM Baskani Zühtü Arslan’i karar nedeniyle elestirmis, hatta bazilari Gülen yapilanmasi mensubu oldugunu iddia etmis. Akit yazari Faruk Köse ise Twitter hesabindan Arslan için sunlari yazmisti: “Zühtü Abi’yi siyasal bilgiler fakültesinden tanirim. Milli Görüs/Iskenderpasa çizgisinden gelir. Hak Yol Vakfi’na bagli evlerde bir yil birlikte kaldik.”

Tarikat ve cemaatler, yaygin olarak iki farkli yöntemle örgütleniyor. Birincisi, sahibi olduklari egitim kurumlari araciligiyla; ikincisiyse bosluga düsmüs, suça karismis insanlarin arinmak için basvurduklari yerler olarak.

“Siginacak liman ariyordum”
34 yasindaki Istanbullu S.A. da onlardan biri. Yaklasik üç yil uyusturucu kullanan S.A., madde bagimliligindan kurtulmak istedigi bir dönemde Halveti tarikatinin kollarindan birine dahil olmus. Bir arkadasi araciligiyla Üsküdar’daki dergâha gitmeye baslayan S.A., “Bosluktaydim. Siginacak bir liman ariyordum. Inançli biri de degildim. Ancak dergâhtaki zikir ve ambiyans beni çok etkiledi, her hafta gitmeye basladim” diyor.

S.A., tarikat liderinin müritlerin tümünün hayatini kontrol ettigini anlatiyor: “Is degisikligi mi yapacaksiniz? Ya da sevgilinizle evlenmeye karar verdiniz. Önce ona sormak, onayini almak zorundasiniz. Gördügünüz rüyalari mutlaka kendisine sorup ne anlama geldigini ögrenmek ve hayatinizi da ona göre sekillendirmek zorundasiniz. Saygida kusur edemez, onu adeta bir peygamber gibi görmek zorundasiniz. Agzindan çikacak her kelam kanun niteligindedir.”

Peki, tarikat ve cemaatler Islam dinine uygun mu? Sorunun yanitini ilahiyatçi Cemil Kiliç veriyor. DW Türkçe’ye konusan Kiliç, “Kuran’da kesin ve net olarak ‘Sakin firkalasmayin, grup grup ayrilmayin, Allah’in ipine simsiki sarilin, gruplasanlardan olmayin’ diye ayet var” diyor. Kiliç’a göre gruplasmak, cemaatlesmek aslinda Kuran’in kabul etmedigi, reddettigi bir yol.

Kaynak :Tunca Ögreten
© Deutsche Welle Türkçe




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —