TÜRKIYEDE KADIN OLMAK
Neden 8 Mart dünya emekçi kadinlar günüdür?
Bu soruyu kisaca yanitlayalim. 1857 yilinda Amerika’nin Newyork kentinde 40.000 kadin isçinin çalistigi bir fabrikada, kadinlar, 8 saatlik çalisma süresi ve diger haklari için grev yaparlar. Polis kadinlari fabrikaya kapatir, ancak kadinlar direnirler. Çikartilan yangin sonucu 129 kadin isçi yanarak ölür. Daha sonra kadinlarin örgütlülügü giderek tüm dünyada büyüyor. 1910 yilinda Clara Zetkin isimli Alman sosyalist kadin, 2.sosyalist enternasyonelin de ölen kadinlar adina 8 Mart dünya kadinlar günü olmasini öneriyor ve kabul ediliyor. Kisacasi 8 Mart kadinlarin, haklarini elde etme ve mücadele günüdür. Bu kisa tanimdan sonra genel olarak kadinin dünyadaki ve ülkemizdeki yerine bir göz atalim: Birlesmis Milletler tarafindan yapilan bir arastirmaya göre; 1. Dünyadaki islerin %66`si kadinlar tarafindan görülüyor. 2. Buna karsin kadinlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10`una sahipler. 3. Dünya`daki mal varliginin ise % 1`ine sahipler. 4. Baska bir deyisle dünyadaki islerin % 34`ü erkekler tarafindan görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90`ina ve toplam mal varliginin % 99`una sahipler. Ülkemizde ise; 1. Sehirlerde evli kadinlarin % 18`i, köylerde de % 76`si esleri tarafindan dövülüyor. 2. Kadinlarin % 57,7`si evliliklerinin ilk gününde siddetle karsilasiyor. 3. Aile içi suçlarin % 90`ini kadina karsi islenen suçlar olusturuyor. 4. Ülkemizde okuma yazma bilmeyen 7 milyon insanin 6 milyonunu kadinlar olusturuyor. 5. Hala %65 gibi büyük bir çogunluk kadinin yeri evidir diyor.
Ülkemizde ki durum için biraz daha ayrintiya girecek olursak;
Erkek egemen toplumda inanç, günah, namus kavramlari üzerine oturtulmus korkularla, ikinci sinif insan figürü yaratilmistir. Kadin ev isi görür, çocuk yapar, tarlada, bagda, bahçede, hayvanlarin bakiminda, evin temizliginde, çamasirlarin yikanmasi, kurutulmasi, ütülenmesi, yemek yapilmasi, bulasik yikanmasi, çocuklarin ve yaslilarin bakimi, kocanin nefsini köreltmesi kadinin yapmak zorunda oldugu görevlerdir. Vatan için asker doguracak, gönderdigi askerin yolunu bekleyecek, sehit olursa da ömür boyu gözyasi dökecek. Uydurma hadislere dayandirilarak, “Allah kadinlari bu isler için yaratmis” diye korkutularak kadinin sessiz kalmasi saglanmaktadir. Ne yazik ki, geleneklerimiz, örf ve adetlerimiz, kadini ikinci sinif gösteren örneklerle doludur. Yargi da dahi erkekten yana taraf olan mahkemelerimizin oldugu bir ülkeyiz. 26 kisinin bir yil süreyle tecavüz ettigi 6 ameliyat geçiren 13 yasindaki kiz için “rizasi varmis” karari verilen bir yargi sisteminin oldugu bir ülkenin kadinlari olmanin zorlugunu anlamaliyiz. Küçük yasta evlendirilen, satilan küçük kiz çocuklari haberlerini her gün duyuyoruz. Sesini çikartan olursa dayak hazirdir, evde koca disarida devlet. Ülkemizde kadina bakisi “kadinin sirtindan sopayi karnindan sipayi eksik etmeyeceksin” tanimlamalari ile ifade edilir. Çalisma yasaminda ise, düsük ücretle ya da sigortasiz çalistirilanlarin büyük çogunlugu yine kadinlardan olusmaktadir. Baski sömürü ve zulümden büyük pay yine kadinlarindir. Ezilen, itilen, kakilan, cinsel saldirilara ugrayan emekçi kadinlardir, ayni zaman da siirlerde, türkülerde, sarkilarda sevgilidir, yardir, yarendir. Varligimizi borçlu oldugumuz annelerimize gösterilen sevgi ve saygiyi ayni sekilde tüm kadinlara gösterilmesi gerekir iken genel olarak kadinlar acimasizca saldirilara maruz kalmaktadir. Evinde ana dedigi, baci dedigi kadina disarida kem gözle bakan bir toplumsal kültüre sahip bir ülkeyiz ne yazik ki. Ismail Çinar cinar-i@hotmail.com Mart 16