TÜSIAD`dan AKP`yi topa tuttu

TÜSIAD`dan AKP`yi topa tuttu

TÜSIAD YIK Baskani Yücaoglu AKP hükümetinin Suriye politikasini agir bir dille elestirdi

TÜSIAD’dan AKP’yi topa tuttu

TÜSIAD YIK Baskani Yücaoglu AKP hükümetinin Suriye politikasini agir bir dille elestirdi

Türk Sanayicileri ve Isadamlari Dernegi (TÜSIAD) Yüksek Istisare Konseyi (YIK) Baskani Erkut Yücaoglu, “Türkiye, Suriye’nin helikopterini düsürmüstür ve haklidir. Fakat genel anlamda Türkiye, dis politikadaki sert konusma üslubu, esneklikten uzak ve hatta bazen çatismalara açik kapi birakan tutumuyla, alisilmisin çok disinda bir görüntü sergiliyor” dedi.

TÜSIAD Yüksek Istisare Konseyi (YIK) toplantisinda konusan Yücaoglu, Türkiye’nin artik ifade özgürlügü, kuvvetler ayrimi gibi konulari asmis olmasi gerektigini belirterek, hukuk devleti, etkin ve bagimsiz yargi, etkin yasama, temsilde adaletli bir seçim sistemi ve siyasi partiler kanunlariyla ileri demokratik standartlari yasamis bir ülke haline gelinmesi gerektigini söyledi.

Gezi Parki olaylarina da deginen Yücaoglu, artarak devam eden tepkinin yarattigi gerilimin, siddete egilimli bazi gruplar tarafindan kullanilip çevreye zarar verildigini anlatti.

ALI ISMAIL’I DÖVENLER KIM?

Yücaoglu, “Bu üzücü olaylarin yasanmasi can kayiplarina ve çok sayida yaralanmaya neden oldu. Kim oldugunu tam bilemedigimiz 7-8 sopali adamin bir genci ölümüne sebep olacak siddetle dövmesinin, kameralarla saptanan resimleri kamuoyunun aklindan çikmiyor. Kimdir bu adamlar? Evet suçlu olarak yakalananlar var, elbet cezalarini çekecekler ama Türkiye’de artik bu tablolarin yasanmamasi lazim, bu tablolara bir son vermemiz lazim” dedi.

Protestonun ifade özgürlügü sinirlari içinde basladigini dile getiren Yücaoglu, “Eger hosgörü ve diyalog içerisinde ele alinabilseydi, Türkiye gülümseyen ve barisçi eylemlerin yaraticiligini seven bir yüzünü dünyaya göstermis olacakti. Bunun yerine ifade özgürlügü baski altinda ve siddet potansiyeli olan bir ülke algisi yarattik” degerlendirmesini yapti.

TÜRKIYE NASIBINI ALDI

Yücaoglu, mayis ayinda yasanan diger bir önemli gelismenin, ABD Merkez Bankasi’nin (Fed) para politikasinda degisiklige gidebilecegi yönündeki söylemi oldugunu belirterek, bunun dogal bir gelisme oldugunu ifade etti.

Söz konusu dönemde ABD’de olumlu ve istikrarli bir büyümenin basladigini, issizligin ise düsüse geçtigini animsatan Yücaoglu, “ABD’nin para politikasinda sikilastirmaya gidecegi haberi üzerine, o güne kadar gelismekte olan ekonomilere akan para, birden bire 180 derece döndü ve gelismis ekonomilere akmaya basladi. Avrupa Birligi’ne de para giris oldu. Avrupa Birligi’nde büyüme hala sifir ama yer yer resesyondan çikma isaretleri gözüktü. Japonya ise 20 yildir süren deflasyon baskisindan kurtulmus gözüküyor” diye konustu.

Yücaoglu, para akimlarinin yön degismesiyle basta Hindistan, Brezilya ve Endonezya olmak üzere tüm gelisen ekonomilerde ayni sorunlarin görüldügünü aktararak, Türkiye’nin de bundan nasibini aldigini ifade etti.

Fed’in bu haftaki kararina da deginen Yücaoglu, haberin ardindan piyasalara yine iyimser bir hava geldigini ama herkesin aklina gelen sorunun “Türkiye gelisen ekonomiler içerisinde olumsuz bir ayrisma mi gösterdi?” oldugunu söyledi.

Türkiye’nin milli gelir ve rezervlerine oranla, cari açigi ve dis finansman ihtiyaci en yüksek 2-3 ülke arasinda bulundugunu aktararak, ekonominin en kirilgan dengesinin hala cari açik ve bu açigin finansman kalitesi oldugunu belirten Yücaoglu, Türkiye’de makro ekonomik dengelerin yeniden kurgulanmasi ve Orta Vadeli Plan hedeflerinin revize edilmesi gerektigine dikkati çekti.

Yücaoglu, söyle devam etti:

“Cari açigin en büyük parçasi enerji sektöründe… Türkiye enerji açigiyla net ithalatçi olmaya devam ediyor. Bu çerçevenin düzelmesi yillar alacak. Burada yegane söylenebilecek sey, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarina dayali yatirim hamlesinin artarak sürdürülmesi gerektigi. Güney Kore, Japonya, Tayvan hatta Malezya gibi birçok ülkede enerji açigi var. Onlar da net ithalatçi fakat yarattiklari katma deger ve global pazarlara sunduklari ürünlerle enerji ihtiyaçlarini karsiladiklari gibi toplamda dengelerini fazlaya çikartiyor, yani döviz rezervlerini artirmaya devam ediyor. Onun için ‘Enerjiden dolayi açik veriyoruz’ konusunu artik Türkiye’nin kabul etmemesi lazim. Bizim hakiki hedefimiz bu enerji açigini yarattigimiz baska katma degerli ürünlerle kapatmak. Tabii bu çizgiye gelmemiz için mikro ekonomik yapisal reformlari büyüteç altina almamiz gerekiyor”

Yücaoglu, Türkiye’nin orta gelir tuzagi denilen gelir araligina takilip kalmamasi gerektigini vurgulayarak, bu tuzagi geçen ülkelerin hepsinde stratejik ve rekabet gücü çalismalarinin tamamlandigini, ayrica uzun vadede egitim, kadinlarin is gücüne katilimi, inovasyon ve çevre konularini içeren politikalar ürettigine isaret etti.

Belirsizliklere karsin Türkiye’nin tekrar pozitif ayrisma potansiyeli oldugunu kaydeden Yücaoglu, bu potansiyelin rekabet gücünün artirilmasi ve gençlerin iyi egitilmesiyle ortaya çikacagini dile getirdi.

DENGE UYARISI

Türkiye’nin Suriye helikopterini düsürmesi konusuna da deginen Yücaoglu, su degerlendirmeleri yapti:

“Geçerli angajman kurallari içerisinde Türkiye Suriye’nin helikopterini düsürmüstür ve haklidir. Fakat genel anlamda Türkiye, dis politikadaki sert konusma üslubu, esneklikten uzak ve hatta bazen çatismalara açik kapi birakan tutumuyla, alisilmisin çok disinda bir görüntü sergiliyor. Bati dünyasina devamli çatarken, Dogu’da da anlamli bir destek bulamadi. Kendi elimizle sinirladigimiz manevra alaninda hem siyasi durusumuz hem de bölgesel ekonomik iliskilerimiz sikintili bir sürece girdi. 1 yil öncesine kadar, Türkiye’de siyasi istikrari, ekonomideki basarisi ve bazi inis çikislara karsin aktif dis politikasi ile Türkiye bölgesinde güçlü bir lider olma yolunda adim adim ilerliyordu. Geldigimiz noktada ise, Türkiye’nin siyaset, ekonomi ve dis politika alanlarinda anlatacak yeni bir hikayesi hemen hemen kalmadi. Oysa ekonomi, siyaset ve toplumsal gelisme umut istiyor, olumlu hikaye istiyor. Dis politikada denge ve esnekligi elden birakmamamiz gerekiyor. Özellikle silah kullanimina dayali her türlü müdahalenin disinda kalmaya özen göstermeliyiz. Bölgede inandigimiz ilkeleri su veya bu kisinin yaninda gözükmeden anlatabilmeliyiz. Dolayisiyla tekrar her kesimle bu ülkelerde diyalog içinde olmak geregine isaret etmek istiyorum.”

Açilis konusmalarinin ardindan KONDA Arastirma ve Danismanlik Genel Müdürü Bekir Agirdir “Toplumsal Egilime Yönelik Degerlendirmeler”, Radikal Gazetesi Köse Yazari ve Ekonomist Ugur Gürses “Ekonomik Gelismeler”, Ekonomi ve Dis Politika Arastirmalar Merkezi (EDAM) Baskani Sinan Ülgen “Dis Politika” ve Sabanci Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman ise “Demokratiklesme Baglaminda Siyasi Reformlar” baslikli sunum yapti.

Toplanti daha sonra basina kapali devam etti.