Tarih: 01.01.2018 00:00

Vatandasla savas hazirligi

Facebook Twitter Linked-in

Kentsel dönüsüme iliskin temel kanun olusturma çabasi ilk olarak Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in imzasiyla 08.03.2005 tarihinde Meclise sunulan  “Kentsel Dönüsüm ve Gelisim Kanun Tasarisi” ile denenmis fakat basarilamamisti. Bu nedenle de çesitli kanunlarda yapilan ekler ve degisikliklerle su ana kadar ki kentsel dönüsüm uygulamalarina yasal dayanak olusturulmaya çalisildi.
16.05.2012 tarihinde kabul edilen “Afet Riski Altindaki Alanlarin Dönüstürülmesi Hakkindaki Kanun” ile bir bakima kentsel dönüsümün anayasasi hazirlanmis oldu.
2012 tarihli Kanunla birlikte Çevre ve Sehircilik Bakanligina verilen yetkiler ve Bakanligin tasarrufuna birakilan mal varliklari dikkate alininca 16.05.2012 tarihinden sonra Türkiye artik bambaska bir düzene girmistir denilebilir.
2005 yilindaki kanun tarsarisiyla yerel yönetimlere ve Bakanlar Kuruluna verilmesi tasarlanan yetkilerin çok daha fazlasi son kanunla Çevre Bakanligina verilmis olmasi mevcut iktidarin artik ne kadar dizginsiz ve futursuz bir asamaya geldigini de göstermektedir. Son kanunla yapilar riskli yapi, riskli bölge ve rezerv yapi alanlari olarak tanimlanmistir.

‘BOYUN EG’ ZIHNIYETI

Kanunla birlikte istisnasiz olarak tüm kamu kurum ve kuruluslarina ait tasinmazlar rezerv yapi alani olarak kullanilmasi için  Çevre Bakanliginin emrine verilmektedir. Çesitli kanunlarla yapilasma imkani olmayan ve koruma altinda olan kamuya veya sahislara ait tasinmazlarin kanuni sinirlanma olmaksizin kullanimi da artik Bakanliga birakilmistir.  
Kanunun 5. maddesinde söyle bir düzenleme yer almaktadir: “Anlasma ile tahliye edilen yapilarin maliklerine veya kiracilarina... veya isyeri sahiplerine ...geçici konut veya isyeri tahsisi ya da kira yardimi yapilabilir.”
Yapilabilir, verilebilir ifadeleri Kanunun birçok yerinde kullanilmistir ve bu ifadeler AKP iktidarinin zihniyetini de göstermektedir. Bu, “Boyun eg, haklarindan vazgeç, gerekirse takdir ederim” zihniyetidir.   

TEHDIT EDIYORLAR

AKP zihniyeti ve fütursuzlugunun bir diger göstergesi de kanun kapsaminda gerçeklestirilen idari islemlerin yargi denetiminden çikarilmasi ve açilacak davalarin etkinligini ortadan kaldiran yürütmenin durdurulmasi kararinin mahkemelerce verilemeyecek olmasidir.
Yapi depreme karsi dayanikli olsa dahi kanundaki ifadeyle “Uygulamanin bütünlügü” gerekçesiyle riskli yapilarla ayni islemlere tabi tutulabilecektir.
Kanunda vatandaslarin tehdit edilmesi de ihmal edilmemis ve Türk Ceza Kanunu kapsaminda kanunun uygulanmasini engelleyenler hakkinda suç duyurusunda bulunulacagi hükmü düzenlenmis ve ayrica riskli yapi ve riskli alanlardaki yapilara her türlü kamu hizmetinin durdurulacagi yer almistir. Bu düzenleme AKP hükümetinin vatandasla savasa hazirlandiginin da göstergesidir. Çünkü en temel haklarin kullanimi dahi bu kanunla engellenmektedir.  

TOKI’NIN ICRAATLARI ORTADA

19.04.2012 tarihinde kabul edilen ve 2B yasasi olarak bilinen 6292 sayili Kanun, Afet Riski Altindaki Alanlarin Dönüstürülmesi Hakkindaki Kanun’la birlikte düsünülmelidir. Çünkü 6292 sayili Kanun’la yogun yerlesimlerin oldugu bölgelerdeki çogunlugu küçük arsalardan olusan tasinmazlarin hak sahiplerine satilmasi sonrasinda bu bölgelerin riskli alanlar olarak belirlenmesi ve bu bölgede yasayanlarin rezerv alanlara tahliyesi mümkün olacaktir. Tahliye sonrasi bosaltilan arsalarin kullanim hakki ise Bakanliga ait olacaktir. Bakanligin bu arsalari nasil kullanacagi Bakanin, TOKI baskani iken yaptigi uygulamalara bakilarak görülebilir.
Zaten 6292 sayili Kanun’da “proje alani” olarak bir tanimlama yapilmis olup, “proje alanlarinda” gecekondu veya kentsel dönüsüm uygulamasinin yapilabilecegi ayrica öngörülmüstür.
Çevre ve Sehircilik Bakaninin beyanina göre Türkiye’deki 19 milyon yapi stokunun yaklasik yarisi riskli yapi veya riskli alanlarda bulunmaktadir. Riskli yapi veya riskli alanlardaki yapi stokunun yenilenip yenilenmeyecegi zaman içerisinde ortaya çikacaktir. Ancak net olan bir durum varsa o da hem Afet Riskine Dair Kanun hem de 6292 sayili Kanun’la birlikte artik Çevre ve Sehircilik Bakanligi kimin, nerede ve nasil yasayacagina karar verecek bir makam haline gelmis olmasidir.

* Avukat




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —