Istanbul 13. Agir Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin  “seçilme haklarinin ihlal edildigi” ve “tutuklulugunun makul süreyi astigi” gerekçesiyle hak ihlali karari verdigi Balbay’in tahliyesine karar verdi. 

Sincan Cezaevi`nin önünde Mustafa Balbay`in tahliyesini bekleyen insanlar gözyaslari içinde birbirine sariliyor. Özgürlük sarkilari söylenerek halaylar çekiliyor. Sincan Cezaevi`nin önünde "Balbay çikacak yine yazacak" sloganlari atiliyor. Cezaevi önünde kalabalik saatler geçtikçe artmaya basladi. Canli yayin araçlari da bir bir cezaevi önüne geliyor. Iste Balbay`in tahliyesi sonrasi sevinç fotograflari:

ISTE DÜNDEN BUGÜNE BALBAY’IN HUKUKI DURUMU

Ilk Gözalti

1 Temmuz 2008`de kamuoyunda " Ergenekon Sorusturmasi " diye bilinen operasyonlar çerçevesinde gözaltina alindi.

4 tam gün gözaltinda tutulduktan sonra Cumhuriyet Savcisi tarafindan ifadesi alindi. Kendisine bilgisayarindan çiktigi iddia edilen notlar, Ankara`da gazeteci olarak yaptigi görüsmeler soruldu.

Serbest Birakildi

5 Temmuz 2008`de savcilik tarafindan tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme tutuksuz yargilamak üzere serbest birakti.

Gazetecilige Devam Etti

Serbest birakildiktan sonra 6 Temmuz 2008`den itibaren gazeteciligini aynen devam ettirdi. Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Temsilciligini, köse yazarligini, radyo ve televizyon yorumculugunu sürdürdü.

Yeniden Gözalti

5 Mart 2009`da " ek ifadesinin alinacagi " belirtilerek Ankara`daki evinden tekrar gözaltina alindi, Istanbul`a götürüldü. 1 Temmuz 2008`de el konan bilgisayarindan yeni notlar çiktigi iddia edildi. Balbay, savciliga gazeteci olarak notlar tuttugunu, ancak delil olarak ortaya konanlarin tümünü görmedigini söyledi. Bu asamada medyada hiç hak etmedigi suçlamalarla karsi karsiya kaldi.

Tutuklandi

6 Mart 2009`da 31 saatlik emniyet, savcilik, mahkeme sürecinden sonra tutuklandi. Bilgisayarindan çiktigi iddia edilen notlarin çogunu medyadan ögrendi.

Balbay, hapishaneden avukatlari araciligiyla ilk açiklamasini söyle yapti: "Bunlar, benim notlarimdan esinlenerek yeniden olusturulmus."

Deliller Sakat

Iddianame ve delil klasörlerinin yayinlanmasindan sonra Balbay`in ilk açiklamasinin dogru oldugu anlasildi. Bogaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisligi Bölümü`nden alinan bilirkisi raporuna göre Balbay`in 1998 - 2006 yillari arasindaki 8 yillik dilimi kapsayan notlarin tümünün toplam 3.5 dakikada ve ayni anda olusturuldugu ortaya çikti. Bu, notlarin orijinal olmadigini gösteriyordu.

Yasaya göre bilgisayar verilerinin delil degeri tasiyabilmesi için el kondugu anda imajinin çikarilmasi gerekiyor. Balbay`in bilgisayarina 1 Temmuz 2008`de el konmustu ama, imaji 7 Temmuz 2008`de çikarilmisti. Oysa Balbay`a 5 Temmuz 2008`de, "bilgisayarinizdan çikan notlar" diye baslayan sorular sorulmustu. Yani, Balbay`in bilgisayari açilmis, ondan sonra imaji çikarilmis. Bu, yasaya göre delillerin sakatlanmasi demek.

TÜBITAK Raporu Balbay`i Dogruladi

Mahkeme heyeti, Balbay`in Bogaziçi Üniversitesi`nden aldigi raporun "hüküm asamasinda " degerlendirilecegini açiklamasi üzerine, mahkemenin kendisinin bir bilirkisi raporu istemesi talep edildi. Mahkeme bunu kabul etti. TÜBITAK uzmani Dr. Hayrettin Bahsi hazirladigi raporu 03.01.2012`de yargilamanin yapildigi 13. Agir Ceza Mahkemesine sundu.

Bilirkisi raporunun bu bölümü söyle: "Belirtilen tarihler arasinda ( 01 TEmmuz 2008 - 07 Temmuz 2008 ) herhangi bir degisiklik yapilmadigi teknik açidan kesinlikle söylenemez. "

Adli Emanette Bilgisayara Girilmis

TÜBITAK raporunda Balbay`in bilgisayarina adli emanette girilmis oldugu vurgulandi. Buna göre, 14.01.2010`da saat 10.40 ile 15.17 arasinda bilgisayara girilmisti.

Mahkemenin istemiyle hazirlanan bu bilirkisi raporu, bilgisayar verilerinin hukuki açidan delil degerini yitirdigini gösteriyordu.

Avrupa Siber Suçlar Sözlesmesi`ne göre bu tür veriler kesinlikle delil olarak kullanilamaz.

Santral Telefonu Balbay`a Yazilmis

Iddianameye Balbay`in telefon konusmalari da konmus, ancak bunlardan suç unsuruna yönelik bir soru dahi sorulmamistir. Telefon konusmalarinin içeriklerinden çok iddianame kapsamindaki kisilerle kaç kez konustugu listelenmistir. Iddianamede kamuoyunca taninan pek çok kisi oldugu için onlarla Balbay`in çok yogun bir temasinin oldugu havasi verilmeye çalisilmistir. Ancak telefon dinleme belgelerinden Balbay`in Ankara Temsilcisi ve köse yazari oldugu Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosu`nun 11 hatlik santral telefonuna Balbay`in kisisel telefonuymus gibi islem yapildigi görülmüstür. Büroda 70 kisi çalisiyor. Onlarin tüm görüsmeleri Balbay`in kisisel görüsmesi gibi rakamlandirilinca, ortaya devasa bir liste çikmistir.

Bu durum insanligin yüzlerce yilda evrensel hukuk ilkesi olarak benimsedigi "suçun kisiselligi" ni ortadan kaldirmaktadir.

Kitaptaki Belgeler Suç Sayildi

Balbay`in 28 kitabindan 8`i belgelere dayalidir. Bunlar, Iran, Irak, Suriye, Siyasal Islam ve yolsuzlukla ilgili kitaplardir. Bu kitaplarda kullandigi belgeler iddianameye, "devlete ait gizli belge bulundurmak" seklinde suç delili olarak girmistir.

Ilk Karar ve AYM

5 Agustos 2013 tarihinde Istanbul 13. Agir Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon karar durusmasinda 34 yil 8 ay hapis cezasina mahkum edildi. Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP Milletvekili Balbay’in “seçilme haklarinin ihlal edildigine” ve “tutuklulugunun makul süreyi astigi” gerekçesiyle hak ihlali karari verdi. AYM, Balbay’a 5 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Mumcu - Kislali - Balbay

Balbay Cumhuriyet gazetesinde 24 Ocak 1993`te bir terör saldirisi sonucu öldürülen Ugur Mumcu`nun sütununda yaziyor. Balbay`in gazetedeki oda komsusu da 21 Ekim 1999`da yine terör saldirisi sonucu öldürülen Prof. Ahmet Taner Kislali`dir. Balbay bu duruma dikkat çekip, "bir terör saldirisina karsi hazirlikliydim ama, terörist ilan edilmeyi beklemiyordum" diyor. 

Odatv.com