Yabanci hekim tartismasi ve saglikta gerçekler

Yabanci hekim tartismasi ve saglikta gerçekler

Saglik bakanligi yaptigi son açiklama ile yabanci hekim tartismasina yeniden gündeme tasidi.20 bin uzman, 10 bin pratisyen hekim ihtiyacimizi bu yolla karsilanacakmis

Yabanci hekim tartismasi ve saglikta gerçekler

Saglik bakanligi yaptigi son açiklama ile yabanci hekim tartismasina yeniden gündeme tasidi.20 bin uzman, 10 bin pratisyen hekim ihtiyacimizi bu yolla karsilanacakmis.
Önce su hekim eksikligimiz tartisalim. OECD ülkelerinde bin kisi basina 3.2 hekim düserken Türkiye de bu 1,7 dir. Burada bir eksiklik oldugu dogrudur.
Ayni anda yasanan gerçekligin baska bir yüzünü bakalim. 
Türkiye de her kisi basina hekim basvurusu 8.2 iken bu oran OECD ülkelerinde 6.7 , ABD ‘ de 4 tür.
OECD ülkelerinde yilda 1000 kisi basina 125. 5 Bilgisayarli Tomografi ve 50, 6 MR çekilirken Türkiye’ de bu rakamlar 130,7 ve 114.3 tür.
Türkiye de yilda nüfusun % 11. 4’ ü inanilmaz bir sekilde ameliyat olmaktadir(edilmektedir)!
Amerika’ da her yil kisi basina ortalama 13 kutu ilaç tüketilirken bu rakam Türkiye’ de 23 dür! 
Yani Türkiye halki kendine göre çok daha yasli nüfusa sahip ülkelere göre daha fazla muayene olmakta, daha çok tahlil yaptirmakta, film çektirmekte, daha çok ameliyat olmakta ve daha çok ilaç tüketmektedir.
Akli basinda bir hükümet bu bilgilerden sagliktaki acil sorunumuzun hekim azligi oldugunu mu çikarir?
Evet, bize göre daha yasli bir nüfusa sahip olan ve dolayisiyla saglik ihtiyaci bize göre daha çok olmasi beklense de, OECD ülkelerine göre hekim azligimiz yine de üzerinde durmamiz gereken bir durumdur. Aslinda bu da simdi asiri sekilde sisirilen ve kalite sorunu olusturan Tip Fakültesi kontenjani artislari ile zaten giderilme(?) yolundadir.
Ama yukarida yazilan gerçekler esas sorunun kisi basi (parça basi) ücretlendirmeye dayanan sistemin uygulanmaya konmasi (performans sistemi) ve özel sektörün büyümesi ile ortaya çikan kar amaçli kiskirtilmis bir “saglik” talebinden kaynaklandigini göstermektedir.
Eger sistem 3-6 ayda bir kontrol edilmesi gereken kronik bir hastayi 11 günde ( SGK ‘dan yeni muayene parasi 10 günden sonra alinabilmekte) bir kontrole çagirmaya, öksüren hastaya Bilgisayarli Tomografi çektirmeye, soguk alginligindan gögüs kaslari agrisi olan hastaya Anjiyografi yaptirmaya, her basvuru aninda Allah ne verdiyse tam kan/biyokimya tahlili yapmaya (sonuçlari hastaya verilmediginden ertesi gün basvurdugu baska hastanede yeniden yapilmak üzere) tesvik ediyorsa bize 30 bin degil 100 bin yeni hekim de yetmez! 
Olayin bir baska yüzü de su. Siki durun. Evet, OECD ülkelerine göre 1000 kisi basina hekim sayimiz 3. 2 ye karsilik 1,7 fakat öte yandan 1000 kisi basina düsen hemsire sayimiz ne kadar biliyor musunuz? OECD ortalamasi 8,8 Türkiye ise 1,8.Yani neredeyse 5 kat bizden fazlalar.
Siz hiç Saglik Bakaninin veya diger ilgililerin hemsire açigimiz su kadar dedigini duydunuz mu?
Aslinda nüfus yaslanmakta ve ileri yastaki hastalikli kisilerin asil saglik ihtiyaci “hekim” den çok “hemsire” merkezli olma yönüne kaymaktadir. Ama onlar pek hemsirelerden hoslanmazlar.
Çünkü hastaya yasaminin son yillarinda ve aylarinda insanca bir saglik bakimi saglayacak hemsirelik hizmetleri “saglik endüstrimizin” pek isine yaramaz.
Çünkü artik gederek de uluslar arasi sermayenin kontrolüne giren kar amaçli saglik kurumlarimizin asil ihtiyaci “hekimlik” , “hemsirelik” degil , “muayene” edip, tahlil, röntgen ve ilaç yazacak yetki sertifikasi olan kisilerdir. 
Söyle üç aylik bir ISMEK (*) kursu açin dagitin bu yetkiyi veren sertifikalari bakin kimse hekim az diye ortalikta dolasir mi?
Bir soru: Yoksa siz hala annenizden kalan diz eklemi ile yürüyor, safra kesesi mi tasiyorsunuz?
Son söz; Allah bizi saglik endüstrisinin gazabindan korusun!
*ISMEK (Istanbul Büyüksehir Belediyesi tarafindan açilan meslek edindirme kurslari-Aslinda çok da yararlilar)