Tarih: 01.01.2018 00:00
Yargisiz infaz
Geçmisini az çok bildigim,hayatini gayrimesru islerden kazanmis bir tanidigim bir konusma esnasinda bana aynen söyle dedi.
-Aldatincaya kadar yalan söyleyeceksin! Ben yüz kere bin kere yalan söylerim,hiç rahatsiz olmam. Bu halk bundan anlar. Gerçeklerle kimseyi ikna edemezsin! Ben açik açik bunu söylüyorum. Ben paramla ezer geçerim. Para büyük güçtür. Paranin yetmedigi yerde silah...
Halki aldatmak,asagilamak marifet sayiliyor. Bu halka az bile,deniyor. Fakat kendilerini bu halkin disinda tutuyorlar. Ama bu zavallilar kendilerini halki aldatanlarin insafinin disinda birakiyorlar.
Bunlar kendilerine karsi asla yalan söylenmesini istemezler. Kendilerinin aldatilmasina asla tahammül edemezler. Onlarin parasi,yetmedigi yerde bellerinde,arabalarinda her zaman kullanmaya hazir rusatli,ruhsatsiz silahlari vardir.
Bu kisiyi kahraman yerine koyanda var,yerin dibine batiranda var. Hangisi hakli,bu nasil ayirt edilecek?
Egriyi dogruyu ayirt etme gücünü nereden bulacaksiniz?
Okumuyorsaniz,arastirmiyorsaniz,sorup sorgulamiyorsaniz nereden bilecelsiniz?
Bilemezsiniz…Sizin yerinize baskalari bilir. Onlar da sizi çikarlarina göre kullanir,aldatir,demagoji yapar.
TV programlarinda,günlük tartismalarda,konusmalarda rakibi en kestirme yoldan mat etmek,halkin gözünden düsürmek için su hileye basvurulur. Bu konuda riyakarligimiza diyecek yoktur. Fikrimize güvenmeyiz, fikrimizle rakibi ikna edemeyince toplumdaki hassasiyetleri kullanir, böyle ucuz yollara,defterini dürecek entrikalara basvururuz.
-Ateist misin?
-PKK’li misin?
-Alevi misin?
-V.b...Bu eskiden beri böyledir.
Isin tuhaf tarafi okumadan da herkes kendini filozof saniyor. Bu durumda okumaya,bilmeye gerek kalmiyor.
Artik egitimin de ögretimin de içi iyice bosaltilmis. Okul okuyanla okumayan arasinda çok bir fark kalmamis.
Okulda 1.olabilirsiniz ama hayatta 1. olamazsiniz! Hayat bilgisi olmadan verilen ögretim böyledir.
Pakize Suda soruyor: 12 Eylül Darbesi ne zaman oldu?
Verilen cevaplar aynen söyle:
-Kenan Evren zamaninda
-Ben dogmadan önce.
-Vallahi ben burali degilim.
-Vallahi bilmiyorum.
-Hatirlamiyorum. Baska seyle ilgilendigim için…
-Hiçbir fikrim yok.
-Inanin bilmiyorum.
-Çok fazla ilgilenmiyorum,haberim yok.
-Ben maçlarla ilgili hiçbir sey bilmiyorum.
-Gazete okumuyorum,ilgilenmiyorum.
-Ben hayatta böyle seyler seyretmem.
-Hiç merak etmez misin?
-Etmem
Teknoloji ileri bilinç geri…Saniliyor ki toplumdaki gelisme teknolojik gelisme ile ayni oranda. Ama maalesef...
Büyük sehirlerde kolonilesme benzerlerin bir araya gelmesi öyle kolay kolay degisime izin vermiyor. Benzerler biraraya gelince aliskanliklar sürdürülüyor,tutuculuk,katilasma degisimin önüne geçiyor.
‘Birçok insan farkli olan insanlardan korkar. Onlarla temastan çekinir. Böyleleri, ancak kendi gibi davranan, kendi gibi düsünen, görünüsü kendi gibi olan insanlar arasinda oldugunda huzur duyar. Çünkü farkli olanlarla iliskide, farkli olana saygi göstermek, bazan onlarla tavizlesmek gerekir. Farkli olanlarla iliski, insani kendi kimligini, inançlarini, önyargilarini sorgulamaya mecbur eder. Farkli olanlarla yakin iliski, insana insan oldugunu ögretir. Cem Somel 30.07.2011’
Bir seyi bilmek insani rahatsiz eder. Bilip de kayitsiz,duyarsiz kalmak ve bunu sindirmek kolay bir sey degildir. En iyisi bilmemek,basini agritmamak…Bunu tercih edenlerin yüzdesi oldukça kabarik. Iste bu tip insanlar kaderlerini,kendi gelecekleri ile ilgili kararlari baskalarinin eline,insafina birakmis, kendilerini özgür ve mutlu hisseden insanlar…Isin bir tuhaf tarafi daha var. Bu durumda kendilerinin dogrudan zarar görmemeleri;cebinden bir para çikmasi ya da maddi bir zarara ugratilmadiktan sonra benzin zamlari umurunda bile degil,çünkü haberleri bile olmuyor.
Okumuyorsaniz,bunu bir kendinize sorun; nereden bilgileniyorsunuz. Iste bu nedenle yalan söylemek bu kadar büyük pirim yapiyor. Bu insanlari gülünç,basit ve komik sayilacak seylerle aldatmak,korkutmak mümkün olabiliyor.
Bir düsünün yemek yemediginizde bunun yerine geçecek baska bir seçenek var mi? Bu beyinsel faaliyet içinde gerekli. Eger okumuyorsaniz bir fikir edinemiyorsunuz,saglikli düsünemiyorsunuz,bir fikir ileri süremiyorsunuz yada fikriniz dikkate alinacak türden degil. Bir de okumus cahil olmak var. Çagin disinda,gerisinde fikirler içeren kitaplar okumak da ayni sonucu veriyor.
Hosgörü,empatiden eser yok.
Sonra toplumun söyle kodlaniyor.
Önyargi + Senaryo + Bilet kesme: Linç... Sokak böyle çalisiyor.
Her seyi bildiklerini sanir,düsünürler ama ciddi 3 cümle üst üste kuramazlar. Bilgi yerine dedikodu,kulaktan dolma bilgiler,hurafeler gerçeklerin yerini alir. Ögrenme,sorgulama ve arastirma ihtiyaçlari olmadigindan tartismaya soluklari kesilir ilkin küfür ve hakaret ile,sonra siddet,öfke,arkasindan linç ve infaz nöbetine tutulurlar. Korkaktirlar…Kalabalik oldu mu tam bir canavara dönüsürler,mantik kaybolur,hakli mi haksiz mi diye düsünmezler,hemen orada infaz ederler.
Önyargi: Kin,nefret,linç…Önyargi,cesaretini cahilliginden alan bir güçtür.
Birinin bir yanlisini gördüler mi,hemen asar keser,infaz ederler. Önyarginin hos görüsü yoktur. Kendileri hiç yanlis yapmazlar. Kabul etseler bile o zaman azami hosgörü beklerler.
Önyargi,ilkellik,inançlariyla yargilama toplumumuzun en hastalikli hallerinden biridir.
Bilgiye ihtiyaç yoktur. Her türlü dedikodu,hurafe,akildisi,çagdisi ve geri fikirlerle beslenenler ve bu inanç sistemiyle hareket edenler kendilerini mahkeme ve infaz kurumu yerine koyarlar. Hatta hiçbir kitap okumamisken,egitimleri yok iken filozof ve otorite kesilirler. Bunlar dogustan filozofturlar. Arastirma,sorusturma,ögrenme ihtiyaçlari yoktur. Dogrudan,kisa yoldan isi hallederler. Karar verir,yaftayi asarlar. Fikre ihtiyaç olmadigi için fikrin yerini kabalik,küfür ve siddet dili alir.
Adam daha derdini anlatmadan,kendini ifade etmeden bir aklievvelin biri hemen orada infaz kurumu gibi çalisir,bilet kesilir,hüküm kurulur…Genis bir hayal gücü,senaryo sistemi devreye girer…Bu yalani üreten kisi yada mekanizma: 1-Suçladigi kisi kendi çikarina dokunmustur. 2-Otorite oldugunu göstermek,bu kisilik bozuklugu ile toplumda sayginlik görmek ister. 3-Bu karalama ve yalan ile farkinda ya da farkinda olmadan birinin çikarina alet olmustur.
Suçlanan magdur olur. Oysa gerçegin böyle olmadigi daha sonra anlasilir. Ama is isten geçmis yalan hizla dolanmaya baslamis,etkisini göstermistir. Suçlanan kisi bir daha agziyla kus tutsa kendini temize çikaramaz. Bu aile içinde de,sokakta da,okulda da,hayatin her alaninda bu böyle. Bu ‘Burasi Türkiye’ denmesine neden olan seydir. ‘Bu ülkede her sey olabilir.’ Dedirten seydir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —