Yargitay`a göre `Birlikte yasamak = fuhus`

Yargitay`a göre `Birlikte yasamak = fuhus`

Yargitay 4`üncü Hukuk Dairesi, nikahsiz yasayan ve bir çocuklari olan çiftin ayrildiktan sonra ziynet esyalari yüzünden açtiklari davada ilginç bir karar verdi. Nikahsiz birlikte yasamanin fuhus gibi `gayri ahlaki` oldugunu belirten Yargitay, "Bu yüzden z

Vatan Gazetesi’nden Kemal Göktas’in haberine göre, Yargitay 4. Hukuk Dairesi, açilan bir davada ‘nikahsiz birlikte yasamanin ahlaka mugayir olduguna’ hükmetti. 

B.C, nikahsiz birlikte yasadigi ve ortak bir çocuklari olan N.Y aleyhine alacak ve manevi tazminat istemiyle dava açti. Davacinin avukati, dava dilekçesinde, davali kadin ile 2008 yilinda evlenmek üzere sözlestiklerini ve birlikte yasamaya basladiklarini, taraflar birlikte yasamaya baslamadan önce müvekkilinin mutlu bir yuva kuracagini düsünerek davaliya 9 bin TL degerinde ziynet esyasi hediye ettigini, davalinin, müvekkili ile birlikte kalmis oldugu ikametgahi terk ettigini, bu yüzden ziynet esyalarinin aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadigi takdirde bedeli ile 5 bin TL manevi tazminat istedi. Ancak davali kadin N.Y’nin avukati taraflar arasindaki iliskinin gayri resmi evlilik oldugunu, toplumca taraflarin evli olarak bilindigini, her iki tarafin da nikahsiz yasamayi kabul ettiklerini, müvekkilinin tüm esyalarini davacinin evine tasidigini, davacinin müvekkilini kovdugunu beyan ederek davanin reddini talep etti. 

‘Ahlaksiz’ yorumu 

Yerel mahkeme manevi tazminat istemi yönünden davanin reddine, alacak yönünden ise kismen kabulüne karar verdi. Kararin davali kadin tarafindan temyiz edilmesi üzerine dosya Yargitay 4. Hukuk Dairesi’ne geldi. Dairenin kararinda, taraflarin ortak bir çocuklari olduguna dikkat çekilerek aralarinda nisan degil, gayri resmi evlilik oldugu belirtildi. Kararda “Taraflarin nikahsiz yasamalari bu birlesmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nisanlanma mahiyetinde olmadigini göstermektedir. Bu nedenle davacinin davaliya verdigi ziynet esyalarinin mesru olmayan bir maksadin istihsali için verilmis oldugunu kabul zarureti vardir. Borçlar Kanunu’nun 65. maddesine göre gayri ahlaki bir amaci saglamak için verilen seylerin geri alinmasi mümkün degildir” denildi. 

Dairenin atif yaptigi maddede “Haksiz yahut ahlaka (adaba) mugayir bir maksat istihsali için verilen bir seyi istirdada mahal yoktur” düzenlemesi yer aliyor. Daire ziynet esyalarinin iade edilmemesi gerektigine iliskin ikinci gerekçesini ise söyle açikladi: “Yine bir kadin ile bir erkek nikahsiz da olsa bir araya gelirlerken gerek kadin ve gerekse erkek yahut bunlarin yakinlari tarafindan satin alinarak veya baska türlü saglanarak kadina verilen esyanin mülkiyeti teslim edilmekle ona geçer. Çünkü esyanin bu sekilde verilmesi nitelikçe bagis olup elden verilmekle kadinin sahsi mali olur.” Daire bu gerekçelerle yerel mahkeme kararini bozdu. (Vatan)