Tarih: 01.01.2018 00:00

`Yargiya artik Kemalist giremez`

Facebook Twitter Linked-in

Aksam Gazetesi`nden Senay Yildiz`a konusan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi`nden Doç. Dr. Osman Can çarpici açiklamalarda bulundu.  Doç. Can`in açiklamalari söyle:

"Adem-i merkeziyetçi bir sisteme geçmemiz gerekiyor. Anayasal düzeni toplumun hizmetine kosulacak, ideolojik referanslari olmayan bir aygit olarak düzenlememiz gerekiyor. Ayrica etkin ve hizli karar alabilen bir yürütmeye de ihtiyaç var. Bunu sagladigimiz sürece ikisi de fark etmez. Ayrica yerel ve merkezi yönetimlerde, yasamada, yargida... toplumun bütün farkliliklarinin yansitilmasini saglamamiz lazim. Mesela toplumda yüzde 20 civarinda Kemalist varsa devlet kademelerinde de o civarda Kemalist olmali. Eskiden Kemalist yüzde 20 iken anayasal düzende yüzde 80 olarak temsil ediliyordu. Simdi denge tersine dönüyor ve yüzde sifira dogru gidiyor. Bu muhtemelen böyle gider. Bu bir risk mi? Evet, risk."

"Kemalizm bir düsünce tarzidir. Yukaridan asagiya dogru toplumu adam etme sevdasidir. Bu Jakobenliktir, Ittihatçiliktan gelen bir gelenektir. Simdi dindar `Herkes söyle giyinecek, böyle yapacak` derse bu da Kemalizm`in devam etmesidir, en fazla etiket degismis olur. Dolayisiyla önemli olan bu iliski ve düsünce agini çökertmek, bunun yerine çogulculuk üzerine sistem insa etmek ve kimsenin hayat tarzina, inancina, kimligine müdahale etmeyen bir devlet olusturmak gerekiyor. Bunlari sagladiginiz zaman baskanlik sistemi olabilir. Eger toplumsal dengeyi yargiçlar dünyasina tasiyabiliyor ve bu sekilde denge saglayabiliyorsak; yani bir Kemalist, bir milliyetçi, bir liberal, bir muhafazakar, Kürt, belki de bir gayrimüslim... Adaleti orada saglayabiliriz. Bir de yargiçlari kendilerini seçenlerden bagimsiz hale getirmeniz gerekiyor. Yani bir emir veremeyecek, onu görevden azledemeyecek, maas veya özlük güvenceleri ile oynama imkani olmayacak..." 

ARTIK BIR TANE DAHI GELEMEZ`
"Önceden Yargitay`da Danistay`da hep Kemalistler çogunlukta oldugu için sadece Kemalistler geliyordu. Simdi isler tam tersine döndü. Bundan sonra artik bir tane Kemalist dahi Anayasa Mahkemesi`ne, HSYK`ya gelemez. Dengenin tersine bozulmasi Türkiye lehine olan bir sey degil. Tabii ki eski Kemalist düzene göre daha iyidir. Çünkü siyasette sadece varsayalim yüzde 20-30 olan Kemalistler, Yargitay`da %70, Danistay ve Anayasa Mahkemesi`nde 70-%80`in üzerindeydi, ama simdi hiç olmazsa toplumun %60`i yargida %70 olarak temsil ediliyor. Fakat toplumsal dengeyi devletin bütün kurumlarina oldugu gibi, yargiya da yansitmamiz sart. Yani mevcut HSYK ve Anayasa Mahkemesi yapisinin daha demokratik hale gelmesi sart."

Doç. Can, " Ergenekon " ve "Balyoz" gibi sorusturmalarla ilgili olarak, "Darbe girisiminde bulunan insanlarin hepsi de vatansever insanlar. Vatanseverlik suçu ortadan kaldirmiyor ama son tahlilde yeni demokratik düzeni de toplumsal onaya dayandirmaniz gerek. Siyaseten farkli olanlari da kazanmaniz gereken, bu topraklarda yasayan insanlar. Bunlar saglandiktan sonra illa Çetin Dogan`i veya digerlerini parmakliklar arasinda görmek bana özel bir yarar saglamaz" dedi.

Osman Can, yargidaki cemaat agirligi konusundaki bir soruya su yaniti verdi:

"Özel Yetkili Agir Ceza Mahkemeleri`nde cemaatin etkisinin daha güçlü oldugu söyleniyor, dogru olabilir. Ama siz yargiyi çogulculastirmazsaniz, bunlar kaçinilmaz. Anayasa Mahkemesi`nin iptal kararinin buna katki sagladigini da unutmayalim. Daha önce Kemalizm`di, simdi baska bir `izm` olur ve devletin kurumlarini ele geçirmek suretiyle siyaseti kontrol etme refleksleri devam eder. Varsayalim cemaat bunu yapiyor, bunu elestirmeye hakki olmayanlar Kemalistlerdir. Çünkü onlar da ayni seyi yapti ve `Parlamento ne yaparsa yapsin. Biz devleti bir sekilde ele geçirelim` dediler. Dolayisiyla Kemalistlerin yapmak zorunda olduklari sey çogulculasmayi talep etmek olmaliydi. Yapiyi demokratiklestirmeden sadece etiketiyle oynamak, ayni hastaliklarin devamina yol açar." 

`BELKI LIBERALLER VE SOSYAL DEMOKRATLAR DA...`
Hakimler ve Savcilar Yüksek Kurulu `nun (HSYK) yapisiyla ilgili degerlendirmelerde bulunan Osman Can, söyle konustu:

"Devletin 2010 yilina kadarki pratiklerine baktigimiz zaman HSYK ideolojik bir merkezdi ve HSYK`nin arsivinde kimin ne oldugu zaten biliniyordu. Ilk olarak yargiya ideolojik, kültürel, etnik veya inanç filtrelerinin uygulanmasini yasaklamak, tüm farkliliklarin yansimasini saglamak gerek. Yüksek yargiyi ise batili örneklere benzer sekilde siyasi partilere kontenjan tanimak suretiyle çogulculastirmak mümkün. Örnegin BDP`nin önerdigi adaylardan bir tanesi Anayasa Mahkemesi üyesi olabilmeli, MHP`nin iki, CHP`nin 4-5 AK Parti`nin daha fazla... HSYK tam olarak ideolojik merkez degil. HSYK yine demokrasi açisindan çok olumlayamayacagimiz bir otorite ama pür ideolojik davranan, ideoloji nedeniyle yasalari tam anlamiyla bir kenara itebilen bir yapi degil su an. Önümüzdeki dönemlerde olabilir. Çünkü az önce bahsettigim iptal nedeniyle artik HSYK`ya artik Ertosun ve onun düsüncesindeki Kemalistler gelemeyecek. Belki liberaller ve sosyal demokratlar da gelemeyecek."

Baskanlik sistemiyle ilgili görüslerini de açiklayan Can, su ifadeleri kullandi: 

"Cumhurbaskanin görev süresi için 7 yil diyenlerin de argümanlari da güçlü 5 yil diyenlerin de. Çünkü anayasa geçis dönemi için bir sey söylemiyor. Eski düzenlemede `Cumhurbaskani 7 yilligina seçilir` diyor. Yeni degisiklikte ise `görev süresi 5 yildir ve halk tarafindan seçilir` diyor. Abdullah Gül parlamento tarafindan 7 yilligina seçildi. Eski bir hukuk düzenine göre bir seçim yapildigi zaman o döneme iliskin tartismalar eski hukuk düzeni üzerinden yürür. Dolayisiyla geçis döneminden kaynaklanan bir problem var. Parlamento 7+0 demistir. Ben 7+0`in anayasaya aykiri olmadigini düsünüyorum. Ama Anayasa Mahkemesi `5+5 burada esastir` derse, buna da `Hayir, anayasayi ihlal etmistir` diyemem." (AKSAM) 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —