Yesil Divrigi’den Belgrad Ormanlarina Sultan Sehir Sivas’in ilçelerinden Divrigi, Arap kaynaklarinda suyun çiktigi yer/suyun kaynagi anlaminda; el-Abrik veya Ebrik seklinde geçer. Osmanli kaynaklarin da ise, Divrik ve Divrigi olarak yazar. Divrigi’ye ‘’YESIL DIVRIK’’ denilmesinin sebebi; KIRK GÖZE denilen bölgeden kirk adet gözeden su kaynamasi, orman ve agaçlik alanlarin çogalmasiyla, Divriginin, yemyesil bir ova olmasiymis. Tarihte; Yavuz Sultan Selim dönemin de bir savas esnasinda Yavuz`un fillerini Divrigi daglarinda ki ormanlardan geçirdigi ve orada günlerce sakladigi anlatila gelmistir. Osmanlidan günümüze; tipki Yesil Divrigi gibi önemli su ve tabiat zengini bir beldemiz olan, Istanbul- Sariyer- Belgrad Ormanlari, birçok kültürel ve spor etkinliklerimize mekân saglamakta, hayatimiza katki sunmaya devam etmektedir. Divrigi Kültür Dernegi’nin geleneksel Pilav ve Kültür Söleni’nin bu yil 30. Kutlamasi 21 Eylül 2014 Pazar günü Belgrad Ormanlari mesire alaninda yapilacak. Daha önceleri katilmis oldugum bu anlamli sölenlerimizin tarihi derinliklerini, Divrigi pilav günü nasil ve ne zamandan beri ve hatta neden diye hep merak etmisimdir. Ancak sorularimin cevabini yine kendim; asagida yazdigim eski sahralarin kutlanis sekil ve amacinda bulmus oldum. Efendim, küçük çocuklarin mama diye dillendiklerini biliriz de; Divrigimiz de çocuklarin ‘PILOV’ diye dillendiklerini de ben yazmis olayim, böylece Pilavin fiziksel ve sosyal hayatimizdaki doymak ve doyurmak anlaminda ne kadar önemli oldugunu eski pilav günleri olan Divrigi Sahralarini animsayarak anlatmaya çalisacagim. Yesil Divrigide bir güvey sahrasina katilalim, bu sölenler damadin ailesi tarafindan dügünden önce düzenlenir konu, komsu hisim, akraba birlikte eglenmek hem de kurulacak yuvaya maddi anlamda destek olmak amacini güdermis. Okuyucu kadin davetlileri ‘’Girhgözede haftaya Cumanin örtesi (Cumartesi) günü, güvegi sahremiz var, buyurasiz insallah’’ diyerek davet edermis. Mahallelerden o gün toplanan insanlar piknik hazirliklarini aksamdan yapar, lazim olan minder, kilim, bardak, çanak, kap, gacak, ibrik, testi, masrafa gibi ihtiyaçlarini sarip sepetlere koyarlar, yiyecek içeceklerini de alarak, ya traktörlerin arkasina veyahut kamyonlara yerlestirirlermis. O gün sahre yolu, arabalardan, insanlarin hep bir agizdan heyhey, hehheyyyyyy heheyyyy sesleri ile çinlar, nese ile dolarmis. Sahrede: Agaçlar arasina ip çekilir, bu iplerin üzerine evlerden getirilen kilim. cecim, gibi yaygilar atilir, erkeklerle, kadinlar mekâni ayrilarak kadinlarin gönüllerince eglenmeleri saglanirmis. Yasli teyzeler ve diger namaz kilanlar seccadelerini de bu iplerin üzerine atarlar, görünüm adeta bir sergi panayirini andirirmis. Kadinlar agaçlarin dallarina çocuklari için asma salincaklar kurarlar, onlarin bu oksijen deposunda misil misil uyumalarini saglarlarmis, Damat tarafin getirdigi keyveniler(Asçilar) de pilav kazanlarini kurduklari ocaklara yerlestirip, kesilen koçlari pisirmeye baslarlarmis, bu atesler de misir pisiren, ceviz pisiren gençler kurduklari çilingir sofralarini mezelendirirler, asçinin kulagina egilip aga ; bizim et payimizi sacda büsür diye damat sofrasina torpil geçerlermis. Bu ekmek pisirilen saçlar kazanlara kapak olarak kullanilirmis, sanirim rakilar sagdiçtan olur gençlerden müzikal ruhlu olani hangisiyse o evinden binbir itinayla getirdigi eski dede yadigâri garmafonu damadin oturdugu yere gelin kisvesinde oturtur, kendisi de yakininda dururmus ki kurabilsin. Cigarasini agzinin kenarina sikistirip, bagdas kurarak oturur, gramafonun kolunu notali bir sekilde agir, agir kurarken (çevirirken), geçmis zamanlardan Sami Hazinses’in ‘’AHHHH AHHHH ÖLÜYORUMMMM, VALLAHI ÇOK SEVIYORUMMM’’ ezgisi duyulurmus, yemekler baslamadan önce iç yapilirmis hemen genç kizlar çevreye yayilir evelik, kazan karasi, kuzukulagi gibi ot aksesuarlari toplarlar evden getirdikleri asma yapraklariyla iç yapacaklari sinileri donatirlarmis. Erkek tarafina yapraklarla, sarilarak yollanan iç; raki mezesi olarak çok kiymetliymis. Pilavlar pise dursun, erkek tarafinda, erkekler de içe dursun, gelelim kadin direklerarasi eglencemize, Güvey tarafindan kadinlar, ayri defçi kadin getirirler, gelin kiz tarafindakiler de ayri defçi tutarlarmis. Her ne kadar ozanlarin erkek oldugunu ve atismalarini çok iyi bilsek de kadinlarin bu yönünü pek bilmeyiz bakalim nasil atisiyorlarmis: Def çalip mani çigiran kadinlar genelde biraz yasli, hatta sesleri de cirtlakça olurmus. Sebebini de yine bir manide bulalim ‘’BIZDE ADET BÖYLEDIR ÇIRKINI SÖYLETIRLER, GÜZELI OYNATIRLAR’’ anlasilmistir adet böyleymis. Kadinlar hep bir agizdan maniye giris yaparlar atismayi baslatirlarmis. Ancak yazima konu yaptigim atisma manilerinin hepsi tarafimdan dizilmis olup kaynak kisi bendenizim saygilarimla. SAHRE Kirkgözde bögün sahre var Içinde yeddi mahle var Keyveni pilov büsürür Cezvesi gayfe dasurur Sahen de tahsir elmasi, dilim dilim soyarlar Def dimmilik çalarlar, gisiler gasuk oynarlar. Oglan tarafi defçi kadin alir defi eline, vurur lafin beline duyalim ne dedi; Yoncaliga bütüsük bahçasi Girh yama çehiz bohçasi Herif basi yemis dul gelin Agam seni avrat edecek Kiz tarafi defçi kadin karsilar bakalim ne demis; Kövün köse gisir agasi Aman sapi gissa kör nacak Gumalar delmis kesesi Seni bekâr gizlar neydecek Oglan tarafi defçi Kadin: Merduvanim girk ayak Girhina vurdum dayak Seni eli zilli dul gelin Agama gaçtin yalnayak Kiz tarafi defçi kadin: Içer içer çeker nagarayi Gomsular uyanur sesine Gumalara kötek çaliyi Bekâr gizlar onun nesine Oglan tarafi defçi kadin: Götü semer gasinda Gözü ocak basinda Ev yikanin kedisi Gasuk düsmani gelin Kiz tarafi defçi kadin: Neki saydin baslik parasi Haydi surdan ac it agasi Övleye galmaya selasi Bekâr gizlar gele yasina. Sözlü atismalar artik bedduaya dönüsmüs ortam iyiden kizismistir, eskiden gelenek görenek ve adetlerin halk üzerinde yaptirimlari güçlüymüs kinama yoluyla birçok sey düzeltilirmis örnegin ‘’AMOVVVV NE DEYISIN, BIZI BIR DUYAN OLSA VALLAH DEFE DIMBILIGE GOYARLAR’’ diyerek iste böyle manilere konu olmaktan çekinirlermis, birkaç kadinla evlenmis aganin, yine bekâr kizla evlenmesi hos karsilanmamis bu maniler defle söylenir olmus. Erkek tarafindakiler güvegi de dahil olarak demlenmis hatta çakirkeyf olmuslar, arkadaslarindan biri sürpriz yapip davul zurna getirmis herkes güvegiyi oynatacak da erkekler yari sarhos halde birbirlerine tutunarak, hatta birbirlerine kaykilarak, yarim yatar gibi oynarlar sonralari bu oyunlarin adi da ‘Sarhos Halayi’’ olarak günümüze kadar gelmistir. Erkekler sarhos halayi çeke dursun. Etin ve karabiberin o egzotik kokusu etrafi sarinca defçi kadinlar da bir psikolojik rahatlama görülüp, atisma ortami, yerini yagci ve övgü dolu sözlere birakmistir, genç gelinler zuladan cecimlerin, kilimlerin ucunu açip kocalarinin oyunlarini gizliden izlemeye koyulurken, daha yaslica olanlar’’ aman ne sabursuz gelinlersiniz, aksama ne galdi surda garanluk basarsa al çetteli ver çetteli, kapadin perdeyi haci teyze görüyü ayip’’ diye tenkit edilirlermis. Fakat o sifreli misranin anlamini size birakiyorum, sadece çettelinin seftali oldugunu yazmakla yetinecegim.• Oglan tarafi defçi kadin: Bagda aygün asugu Guççük gina gasugu Parmaklari sülekli Tombul bilekli gelin Kiz tarafi defçi kadin Yayalada yayuk yayarlar Güvegiye yumruk sayarlar Yigidin dokkuzu donundan Agalar, begler soyundan Oglan tarafi defçi kadin Degirmenin boyundan Gözelligi huyundan Basinda hindili ag gelin Hasirde yüzlü hos gelin Kiz tarafi defçi kadin BAHÇADA YONCA DERIMLIK SAGDICI VERSIN ÖGÜTLÜK SAL GREMISEYI GÖRÜMLÜK AGA GÖYNÜMÜN AGASI Oglan tarafi defçi kadin GELBERIYI GIZDIRDUM BESIBIRLIK BOZDURDUM GELIN SENIN UGRUNA HOCALARA MUSGA YAZDURDUM Kiz tarafi defçi kadin ULUZARDA BAGI VAR ÜÇ GARA GEÇIDEN YAGI VAR KAYTAN BIYIK PALASI AGA GÖYNÜMÜN AGASI Oglan tarafi defçi kadin YÜZÜ GILBIZLI GÖZ SÜRME BELIKLERIN ÇIFT BURMA GÖZELLERIN GÖRÇEGÜ MOR DAGLARIN ÇIÇEGÜ Son dörtlügü hep beraber söylerler: Bizim kövün agasi yanmis dulun közüne Bir bakmaynan vurulmus Sürmeli ala gözüne Köseli gonak gondurmus palanganin düzüne Sahen de tahsir elmasi dilim dilim soyarlar Def dimmilik gisiler gasuk oynarlar çalarlar, Sofra kurulmaya baslanirken, defler kenara koyulur aman çaga çoluk üstüne basmasin diyerek tenbih ederekten ,avratlar pinara dogru ellerini yikamaya yürürler,erkekler tarafinda eline zil takip oynayanlar,gasuk oyunu atturanlar girle gidiyor, sahrenin sonuna dogru da ayri bir yarisma var,kim eyi nagara atarsa o gelecek ziyafette rakilari alacak,herkes söyle bogazini antremanlayip öksürerek ses açiyor ve haydiiiii ALEYYYYYYYYYYYYYYYYYYH diye naralaniyor Ikinci kisi ALEYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYHHHHHH Üçüncüsü hayli gür bagiriyor hatta Divrigiden duyuluyor Aleyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh YÖREYE AIT SÖZCÜKLER: SAHRE: Sahra piknik veya mesire alani KEYVENI; Asçi KÖTEK: Dayak ÇEFTELI: Seftali Dimbilik: Agzina deri gerilmis, çanak biçiminde darbukaya benzeyen vurmali çalgi. Gisi; Evli erkek koca HASIRDE. Bugday nisastasiyla yapilan bir tatli türü TAHSIR ELMASI: Divrigide yetisen güz elmasi olarak bilinen büyük yesil sert sulu elma SAHEN: Bakir tabak GILBIZ. Allik GELBERI: .Büyük ocaklardan atesi ve külü disari çekmek için kullanilan, ucu yassi, uzun sapli demir araç.