Yeter artik! Kafaniza kafaniza sikmayin!

Yeter artik! Kafaniza kafaniza sikmayin!

Lafi hiç egip bükmeye gerek yok. Hükümet tarafi da cemaat tarafi da karsi tarafa pes dedirtmeyi kafasina koymus. Dersaneler yürütülen savasin bir parçasi sadece.

Varligina ve gücüne inanan bölgenin önde gelen zati, ayni bölgede yasayan ve adindan herkesin saygi ile söz ettigi bilge kisiyi açiga düsürmek ister. Bilge kisinin öngörülerinin temelsiz oldugunu huzurundakilere ispat etme düsüncesindedir.

Bilge kisiyi adamlarina getirtir ve huzuruna çikarir.

“Iddia ettigin kadar bilgeysen, eminim küçük bir soruma cevap verebilirsin. Arkamda, elimin içinde bir kus tutuyorum. Bu kus ölü mü yoksa canli mi ? ”

Bilge, karsisindaki sahsa bakar. Adamin niyeti belli. Sordugu tuzak soru ile bilgeyi açiga düsürecek.

“Kus ölü” derse, karsisindaki ona canli kusu gösterecek ve bilgenin sözünü çürütecek. Eger bilge adam, “Kus canli “ derse, adam kusu sikarak öldürecek. Böyleca, “canli” sözü yalan cikarilacak.

Adamin niyetini bilen bilge, akillica bir kaçamak cevaba basvurur:

- Cevap sizin elinizdedir.

Hükümetin dersaneleri kapatma girisimi ile ilgili yürüttügü çalismalar, bir sekilde medyaya yansidi. Cemaatin sesi durumunda olan Zaman gazetesi bu çalismalari, ortaya çikarinca hükümet tarafi yukaridaki fikraya benzer bir yola basvurdu.

Desifre olmasa idi, yayinlanan metin muhtemelen bir süre sonra kamuoyunun önüne konulan metin olacakti. Planlanandan önce ortaya çikarilinca simdi en kolay cevabi verdiler:

“Bu bizim üzerinde çalistigimiz metin degil.”

Bunlar isin üzerinde bile durmayi gerektirmeyen ayrinti tarafi.

Isin aci tarafi, iki tarafin da karsi tarafa olan tutumu.

Lafi hiç egip bükmeye gerek yok. Hükümet tarafi da cemaat tarafi da karsi tarafa pes dedirtmeyi kafasina koymus.
Dersaneler yürütülen savasin bir parçasi sadece.

Eger savasin boyutlari dersaneden ibaret olsa taraflar bir sekilde masaya oturur ve soruna makul bir çözüm bulur.
Çözüm de belli. Cumhurbaskani Gül, son yaptigi açiklama ile bu konuda makulün sesi oldu.

Çözüm de zor degil. Dersaneler, Türkiye’nin egitim sorununun bir sebebi degil ki… Dersaneler rayina oturtulamayan sorunlar yumaginin sonucu olarak ortaya çikti.

AK Parti’nin bu ülkede ne kadar basarili islere imza attigi sadece bu ülkenin degil, bütün dünyanin malumu. En basarili olduklari alanlara bakin. Hemen sayilanlar neler deseniz. Herkesin üzerinde ittifak ettigi iki alan sayilir: Saglik ve Ulasim diye.
Bu iki alanda görev yapan bakanlar kimler? Recep Akdag ve Binali Yildirim. 10 yili askin süre görev yapti bu isimler.

Ya Milli Egitim?

10 yilda 5 bakan degisti. Daha geldigi gün Nabi Avci’ya ömür biçmeye kalkisanlar oldu.

Egitim alaninda hükümetin istenilen basariyi gösterememesinin sorumlulugu bakanlara yüklendi.

Simdi basarili olunamayan bu alanda reformlar yapmak adina ise dersanelerin kapatilmasindan baslaniyor.

Burada samimiyet aramak mümkün degil. Yukarida dedim ya. Bu savasin malzemelerinden biri.

Sorun hükümetin, “Güç bende. Iktidar benim. Benim taleplerim dogrultusunda yürüyeceksin” dayatmasindan, cemaatin de kendinden baska yapilarin varligini kabullenmeye yanasmamasindan kaynaklaniyor.

Bir diger ifade ile hükümet, at oynatmasi gerekmeyen alanlara girme sevdasinda, cemaat da toplum içindeki varliginin büyüklügünden hareketle kendini biraz hükmetme makaminda görmesinden kaynaklaniyor.

Iktidar ve cemaat birbirini bitirime savasina tutusmus. Olan ise Türkiye’ye oluyor. Dahasi da olacak.

Neler mi olacak?

Onu da sonraki yazimda anlatayim.
 

Ünal TANIK / Rotahaber