AKP`nin Anayasa referandumu 12 Eylül 2010 yilinda kabul edildi. Referandum sürecinde AKP, hep 12 Eylül darbesiyle hesaplasilacagini söyledi, hatta Basbakan Erdogan darbe döneminde idam edilen gençlerin mektuplarini okuyarak grup toplantilarinda gözyasi döktü. AKP`ye bu dönemde en büyük destek `Yetmez Ama Evet` sloganiyla ortaya çikanlar tarafindan verildi. Bugün gelinen tablodan her ne kadar "Yetmez Ama Evet"çiler de pismanlik duyursalar da, o dönemde "Evet" çikmasi için verdikleri çaba nedeniyle Basbakan Erdogan`dan tesekkür dahi aldilar. Peki ne oldu? Bugün Bursa`da, 12 Eylül 1980`deki askeri müdahalenin ardindan 11 yil tutuklu kalan ve 1988 yilinda Bursa`daki cezaevinde iskence gördügünü iddia eden 63 yasindaki Sait Özdemir`in suç duyurusunun ardindan, o dönemde cezaevinde görevli olan, aralarinda su anda Imrali Cezaevi`nin bas gardiyani S.Ü.`nün de bulundugu 5 kisi hakkinda açilan dava, zaman asimina ugradi. Odatv.com `Yetmez Ama Evet`çilere bir darbe daha
12 Eylül 1980`deki askeri müdahale sonrasi müdürlügünü yaptigi Ordu`nun Aybasti Ilçesi`ndeki Ilkögretim Okulu`nda askerler tarafindan gözaltina alinan Sait Özdemir, sonraki 11 yil içerisinde birçok cezaevinde tutuklu kaldi. Cezaevlerinde iskence ve insanlik disi muamele gördügünü ve bu nedenle cilt kanserine yakalandigini söyleyen Özdemir, geçen Mart ayinda, sorumlularin cezalandirilmasi için Cumhuriyet Savciligi`na suç duyurusunda bulundu. Savcinin sorusturmasini tamamlamasinin ardindan 1988 yilinda Bursa Özel Tip Cezaevi`nde görevli olan dönemin basgardiyani ve su anda Imrali Cezaevi`nde basgardiyanlik görevini yürüten S.Ü., dönemin cezaevi müdürleri R.Ç., N.B. ve idari yöneticiler Z.B. ile G.Y. hakkinda `iskence` suçundan 12 yila kadar hapis cezasi istemiyle dava açildi.
Bursa 2`nci Agir Ceza Mahkemesi`nde görülen davanin bugün yapilan durusmasina tutuksuz saniklardan S.Ü. katilirken, diger tutuksuz saniklar ise durusmaya gelmedi.
SAVCI DAVANIN DÜSMESINI TALEP ETTI
Karar durusmasinda mütalaasini veren Cumhuriyet Savcisi olaylarin oldugu tarih dikkate alindiginda o dönem yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu`nda iskence suçunun bulunmadigini, saniklarin üzerine atili suçun ise sadece kamu görevlilerinin vatandasa karsi isledigi iskence ve kötü muamele fiilllerini kapsayan `efrada karsi sui muamele` suçu oldugunu belirterek davanin zaman asimina ugramasi ve dosyanin ortadan kaldirilmasini talep etti. Tutuksuz saniklarin avukatlari da yasanan olaylarin iskence olmadigini belirterek davanin zaman asimina ugratilmasina aksi halde tutuksuz saniklarin beraatlerine karar verilmesini istedi.
Kisa bir aranin ardindan kararini açiklayan mahkeme heyeti, o dönem yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu`nda `iskence suçu`nun olmadigi, `efrada karsi sui muamele suçu`nun kanunda yer aldigini, bu
suçun da 5 yil zaman asimi süresi oldugu gerekçesiyle davanin düsürülmesine karar verdi.
Durusma çikisi basin mensuplarina konusan Sait Özdemir savciligin davayi açtigi madde ile mahkemenin uyguladigi madde arasinda bir çeliski yasandigini belirterek, "Bundan sonra yolumuz Avrupa Insan Haklari Mahkemesi`ne kadar gidecektir. Burada insanlik suçu isleyip islemeyenler mutlaka ayirt edilecektir. Bu konularda adim atmayanlar tarihe karsi borçludurlar. Ben tarihe olan borcumu ödüyorum" dedi.