18.Yilinda Metin Göktepe Anildi

18.Yilinda Metin Göktepe Anildi

Mutlaka ben izlemeliyim? diyerek gittigi haberde polisler tarafindan dövülerek öldürülen Evrensel Muhabiri Metin Göktepe, ölümünün 18. yilinda bir kez daha mezari basinda anildi.

18.Yilinda Metin Göktepe Anildi

Mutlaka ben izlemeliyim” diyerek gittigi haberde polisler tarafindan dövülerek öldürülen Evrensel Muhabiri Metin Göktepe, ölümünün 18. yilinda bir kez daha mezari basinda anildi. 

Meslektaslari, arkadaslari, insan haklari savunuculari, yolsuzluk ve rüsvet operasyonlarinin, katliamlarin  üzerinin örtüldügü, düsünce ve  ifade özgürlügüne yönelik  baskilarin arttigi, bir dönemde Göktepe’nin gerçegi ortaya çikarmadaki israrina, bu ilkeyle sekillenen Metin Göktepe gazeteciligine daha çok sahip çikilmasi gerektigine vurgu yapti. Anma boyunca medyadaki sansüre yönelik tepki sik sik, “Inadina hepimiz birer Metiniz” sloganlari ve “Penguen medyasina karsi Metin Göktepe Gazeteciligi” dövizleriyle hayat buldu. Göktepe`nin Esenler Kemer Mezarligi`ndaki kabri basinda gerçeklesen anma törenine annesi Fadime Göktepe basta olmak üzere çok sayida arkadasi, sanatçi Ferhat Tunç, Emek Partisi Genel Baskani Selma Gürkan, BDP Istanbul Il Baskani Emrullah Bingül ile çok sayida gazeteci katildi.

KARANFILLERLE METIN
Göktepe’nin mezari her yil oldugu gibi karanfillerle süslendi. Çok sevdigi gazetesinin bugünkü sayisi mezarina kondu. Mezarinin çevresi oldukça kalabalik. Sonra oglunun biraktigi yerden mücadelesini devralan annesi Fadime Ana, mezari basina geliyor; yillardir dilinden düsürmedigi sözüyle: “Hepiniz benim için birer Metinsiniz”... 
Anma tüm görevi basinda hayatini kaybeden gazeteciler ve emek demokrasi mücadelesinde yasamini yitirenler için yapilan bir dakikalik saygi durusuyla basliyor. Anma boyunca sik sik, “Özgür basin susturulamaz”, “Metin yaziyor, Evrensel yasiyor” sloganlarini duyduk.

‘BU ÜLKEDE ADALET VAR MI?’
Sonra anma programi basladi. Ilk söz Fadime Ana’nindi. “Hepiniz Metin’in evine hos geldiniz” sözleriyle gelenleri kucakliyor. Metin’in gerçek katillerinin hala yargilanmadigini söylüyor Fadime Ana ve “Bu ülkede insan haklari, adalet ve devlet var mi?” diye sordu. “Öldürülen tüm çocuklar ve cezaevindeki tüm çocuklar benim için Metin’dir. Onlar benim çocuklarin” diyerek konusmasini tamamladi. 

‘FAIL DEVLETSE GERÇEK SORUMLULAR KORUNUYOR’

Daha sonra, Evrensel’in Genel Yayin Yönetmeni Fatih Polat söz aldi. Anmaya yogun katilim olmasina vurgu yaparak, “18 yildir tipki Metin Göktepe davasinin israrla takip edilmesinde oldugu gibi, mezari basi da bu sekilde doluyor. Metinin meslektaslarinin bunda çok önemli bir rolü var. Bu kalabalik Metin Göktepe gazeteciliginin gerçek konusunda israrci olmasinin da ifadesi” diyor. Metin Göktepe davasinin üniformali devlet görevlilerinin gerçeklestirdigi bir gazeteci cinayeti olarak ilk kez katillerinin belli ölçülerde ceza aldigi bir dava oldugunu hatirlatiyor Polat, ancak cinayetin gerçek sorumlulari olan dönemin Emniyet Müdürü Orhan Tasanlar’in ve emniyet müdür yardimcisi Kemal Bayrak’in dönemin hükümeti tarafindan korunduguna vurgu yaparak söyle devam etti: 
“Bugüne geldigimizde sunu görebiliyoruz. Bir hükümet istedigi zaman degil Istanbul Emniyet Müdürünü çok sayida il emniyet müdürü ve sube müdürlerini görevden alabiliyor. Degistirebiliyor. Ama failinin devlet oldugu cinayetlerde; bu Hrant Dink cinayeti ve son olarak Roboski davasinda gördükki devletin dogrudan faili oldugu süreçlerde esas sorumlular korunuyor.” Polat,  Metin Göktepe davasinin da Orhan Tasanlar yargilanmadikça yarim bir dava olarak kalacagini bu nedenle davanin takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguluyor. Polat konusmasinda sik sik Göktepe gazeteciligine de vurgu yapti: “Bugün pek çok Metin Göktepe var aslinda. Metin Göktepe demek genç gazetecilerin birbiriyle dayanismasi demek, gerçegin ortaya çikarilmasi konusunda israrci bir gazetecilik demek. Ben bunun Gezi’de de çok yaygin olarak ortaya konuldugunu düsünüyorum. Çok sayida gazeteci isinden olduysa, onlarca gazeteci yaralandiysa bunlar Metin Göktepe gazeteciligini yaptiklari için oluyor.

OLCAYTO: BU ISIGI YAKAN DA METIN

Anmada konusan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baskani Turgay Olcayto, o dönemin TGC yönetiminin israriyla Metin Göktepe`nin ölümüne neden olan polislerin yargi önüne çikartildigini söyleyerek, "18 yil sonra Ethemlerin, insallah kurtulacak, 14 yasindaki Berkinler için sorusturma bile açtiramiyoruz. Yargi önüne çikaramiyoruz. Bugün devlet eskisinden çok daha fazla suçlulari kurtarma telasinda " diye konustu. Metin Göktepe`nin çok önemli bir rolünün oldugunu belirten Olcayto, "Çok genç bir kitle, haberci heyecaniyla yogunlasmis bir muhabir kadrosu yetisti. Gerçekten gazeteciligi yigitçe yapan genç arkadaslarimiz var. Sosyal medyada da aktifler. Bir umut isigi bizim için. Bu isigi yakan da Metin Göktepe" diye tamamladi.

`GAZETECILER BEDEL ÖDEMEYE DEVAM EDIYOR`

Metin Göktepe davasinin takipçilerinden gazeteci Murat Inceoglu ise Göktepe`nin habercilik ruhuyla canini ortaya koyan bir gazeteci oldugunu ifade ederek, "Belki de biz Metin`e sahip çiksaydik simdi aramizda olurdu. Metin`den sonra da gazeteciler bedel ödemeye devam ediyor" diye konustu.

GÜRKAN: METIN GIBI GAZETECI OLMAK YOLSUZLUGUN KARSISINDA OLMAKTIR

Göktepe`nin sahsinda simgelesen hak haberciliginin bugün hâlâ korunduguna dikkat çeken EMEP Genel Baskani Selma Gürkan ise " Gazetecilik her zaman sinavdan geçmistir. Ama bugün iktidar güçleri arasindaki mücadele çok daha sert geçiyor. O zaman basinin bunlara karsi verecegi sinav da çok daha sert olacaktir. Bugün Metin gibi gazeteci olmak demek yolsuzlugun, rüsvetin, yalanlarin karsisinda durup ezilenlerin yaninda durmaktir. Metin gibi gazeteciler olmasaydi Roboski katliaminin üstü kapatilacakti" dedi.

BINGÜL: HUKUKSUZLUK BUGÜN DE AYNI

Anmada söz alan BDP Istanbul Il Es Baskani Emrullah Bingül de Göktepe`yi anarak basladigi konusmasinda,"18 yil sonra Metin yoldasimizi anarken yasadigimiz ülkede basin emekçilerimiz hâlâ cezaevinde olmasaydi, adalet yerini bulsaydi o zaman belki birazcik vicdanlarimiz rahatlardi. Ama hala ülkede yasanan adaletsizlik, hukuksuzluk 18 yil öncesine ne ise bugün de aynidir. Roboski`de verilen karar da bunun en bariz örnegidir" dedi.