YIRCALI KADINLAR
Somanin Yirca Köyünde yapilmak istenen termik santral yapimina karsi, genel olarak Yirca köylülerinin, özelde ise Yirca’li kadinlarin direnisi bir isgali durdurmayi basarmistir.
Yircali kadinlar deyince hemen akla Mürselekli kadinlar gelmektedir. Mürselek, Hatay’in Samandag ilçesine bagli Denizgören köyünün eski adi olup adina, yine Hatayli sair Ali Yücenin dizeleri ve büyük usta Ruhi Su’nun ezgisi ile daha da anlam kazanan, Mürselekli kadinlarin çilesini anlatan “Mürselekli Kadinlar” siiri aklimiza geliyor. Söyle basliyor; biz Mürselekli, Mürselekli kadinlar hep geceleri tütün dizerik / acilarimizi dizerik ipe, karanliga dizerik / kök sökerik kök gündüzlerimizde, geceleri kömür sökerik kömür …/ ..yorgunluk ekerik yorgunluk topraga / .. hele neni nenni, gülüm neni nenni, dost neni nenni .. Yine Hatayli baska bir sair Mürselek’i söyle tanimliyor; solu Suriye sagi keldag / Un tükendi kalmadi yag / Halen daha canimiz sag / Biz vatandas degilmiyiz.. Bu siirler, kadinlarimizin, yasamdaki yerinin önemini anlatmaktadir.
Zeytinliklerini, topraklarini, ekmeklerini ve geleceklerini korumak için Yircali kadinlarin gösterdikleri örnek direnis son zamanlarda çevre katliamlarina karsi verilen mücadelede önemli bir yeri vardir.
Somanin Yirca köyünde 500 dönümlük zeytinlik, Kolin A.S. tarafindan katliama ugramistir. Yirca’lilarin geçimini sagladiklari ve insanoglunun en önemli gida maddesi olan 6 bin zeytin agacini Kolin A.S. bir gecede keserek Yircalilarin ekmegine kan dogramistir. Özel güvenlikleri araciligi ile de köylüler darp edilmislerdir. Köylünün arazisine termik santral yapmak amaci ile acilen kamulastirma karari alinarak Kolin Sirketler Gurubuna verilmistir. Mevcut santrallarin bölgede yarattigi hastalik vakalarina önlem alinmadan bir yenisini tesis etmeye kalkmak, sirket çikarlari için halkin sagligini hiçe sayma zihniyetidir. Bu pervasiz saldirilar karsisinda Yircali kadinlarin direnisi takdire sayandir. Çevre katliaminin her asamasinda oldugu gibi, Yirca’da bakanlar kurulu marifeti ile Kolin A.S. ye peskes çekilmistir. Zeytinlerine topraklarina ve ekmeklerine sahiplenmek için geceli gündüzlü nöbet tutan kadinlar, 6 bin zeytin agacini kaybettiler ama topraklarini seref ve onurlarini korumayi basarmislardir.
Ülkemiz, zeytin üretiminde dünyada 4. Sirada yer almaktadir. Zeytin üreten diger ülkeler, Ispanya Italya, Tunus, Yunanistan Suriye ve Misir ve birçok Akdeniz ülkesidir. Zeytin, ekonomimizde önemli yer tuttugu gibi çok önemli de bir dogal besin kaynagimizdir. Bu nedenle geçmiste zeytin alanlarinin korunmasi amaci önemli yasalar çikarilmistir. Ne yazik ki bu dönemde ise çok uluslu sirketlerin maden çikarmalari amaci ile bu yasalar degistirilerek zeytinin korunmasi ihlal edilmektedir. Zeytincilik yasasina göre, zeytinlik alanlarina en az 3km mesafede zeytinliklerin gelismesine zarar verecek kimyevi madde üreten toz ve duman çikaran tesislerin kurulmasi yasaktir. Danistay bu yasaya dayanarak bakanlar kurulunun “acele kamulastirma karari” için yürütmenin durdurulmasi kararini vermistir. 28 Ekim de oy birligi ile alinan karar taraflara 7 Kasimda bildirildi. Yirca köyüne termik santral kurmakta devlet ile anlasan Kolin Insaat, karar tebliginden birkaç saat önce hiçbir silahli aleti olmayan Yircalilarin direnisine karsin sirket silahli adamlari marifeti ile 6000 zeytin agacini keserek bir katliam islemislerdir. Ayni zamanda birçok köylüyü darp etmis yaralamislardir. Ülkemiz, bu iktidar döneminde vahsi kapitalizmin daha fazla at kosturdugu bir alan haline gelmistir. Yok edilen yitirilen yalnizca zeytinliklerimiz degil, toplumun ve ülkenin gelecegini yok etme planlaridir. Karadeniz de derelerin kurutulmasini sebep olan HES’lere karsi, Sinop’ta ve Mersin Akkuyu da nükleer santrale karsi, Kazdaglarin da, Bergama da altin çikarma isletmelerine karsi, ve daha birçok çevre katliamlarina karsi verilen mücadelede kadinlarin ön planda yer almasi gerek çevre bilincinin arttigini göstermesi bakimindan gerekse vahsi kapitalizme karsi mücadelede kadinin rolünün artmasi umut verici gelismeler olarak görmek gerekir. Giderek artan otoriterlesme karsisinda bu gelismeler umutlarimizi tazelemesi bakimindan önemsenmesi gerektigini düsünüyorum. Emegin kurtulusu kadin elleriyle yeserecektir.
Ismail Çinar Aralik 14