YOLSUZLUK VE RÜSVET GELENEGI BIR OSMANLI MIRASI MI

YOLSUZLUK VE RÜSVET GELENEGI BIR OSMANLI MIRASI MI

Yaklasik bir yildir ülkemizin en önemli gündem maddelerinden birini olusturan yolsuzluk ve rüsvet iddialari artik takvimlere bir hafta olarak girmis bulunuyor.

 Yaklasik bir yildir ülkemizin en önemli gündem maddelerinden birini olusturan yolsuzluk ve rüsvet iddialari artik takvimlere bir hafta olarak girmis bulunuyor. Iktidarin dört eski bakani ve yakinlari ile üst düzey bazi bürokratlari hakkinda baslatilan bir sorusturmadaki iddialar her geçen gün daha da artarak devam ediyor.

Bu dört eski bakan hakkindaki iddialarin (fezlekelerin) mecliste bile yeterince incelenemedigini, komisyonun Yüce Divan Oylamasini baski altinda kaldigi için iki hafta erteledigini canli yayinlarda hep beraber izledik ve ögrendik. 5 Ocak 2015 tarihinde neler olacagini yine hep beraber görecegiz.

Ama isterseniz bundan önce gelin hep birlikte tarihte kisa bir yolculuk yapalim. Bakalim bu yolsuzluklar ve rüsvet gelenegi bize kimlerden miras kalmis? Yazimizin basligindaki gibi Osmanlidan mi ya da daha eski bir devlet gelenegimiz mi?

Her devirde ve devlette bu tür olaylar olmustur Osmanli’yi niye burada basliga tasiyorsunuz derseniz, onu da biz tasimiyoruz. Bunu tasiyan da çok önemli bir devlet görevlisi de ondan. Konu basliginin belki de asil önemli olan yani ise mevcut iktidarin Osmanli hayranliginda yatiyor olusudur. Zorunlu Osmanli’ca dersleri de ayrica bir katki sunmus olabilir.

Yil 1992. Aylardan Aralik. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun yaklasik 15 saattir devam eden toplantisinda dönemin RP Yozgat Milletvekili Hüseyin Erdal Tapu Kadastro Genel Müdürlügünün bütçesi görüsülürken bir iddia’da ve öneri’de bulunur. Iddia sudur. “Tapu ve Kadastro Il Müdürlüklerinde rüsvet vermeden is yaptirmak mümkün degildir.” Önerisi ise “ilgili memurlarin rüsvet almasinin engellenmesi için kurum çalisanlarinin ücretlerinin artirilmasi gerekmektedir.”

Diger bazi komisyon üyelerinin de rüsvet iddialarina yer vermesi üzerine dönemin Devlet Bakani Mehmet Batalli* söz alarak su degerlendirmeyi yapar. “Bu gibi seyler Osmanli’dan beri gelen bahsis adi altindaki ikramlardir. Bunlari bahsis kabul etmek lazim, rüsvet kabul etmemek gerekir.” (12-11-1992 tarihli Cumhuriyet gazetesinden) Bu savunmalar bugün kimi bakanlarin savunmalari ile ne kadar da örtüsüyor degil mi?

Madem bu rüsvet ve yolsuzluklar ile bahsis gelenegi Osmanli’dan geliyormus o halde biz de Osmanli’ya kisaca bir bakalim. Osmanli Devlet Bürokrasisi içerisinde ne kadar yer edinmis ve neler söylenmis? **

  Daha devletin ilk kurulus yillarinda Orhan Bey’in zamaninda Bursa Kadisi olan Çandarli Kara Halil Pasa’nin askeri örgütlenmenin ilk adimi sayilan “Yaya” Sinifi’ni kurdugu vakit rüsvet aldigi söylenir. Bu durum tarihi kayitlara “Çok kisiler kadiya rüsvetler virüb beni yaz didiler” seklinde geçmistir.

Asikpasazade “Tavarih-i Al-i Osman” adli eserinde ise padisah 2.Murad’in o yil kutsal sehirlere göndermek üzere hazine’de yeterince para bulunmamasi sebebiyle Veziri Çandarli Hali Pasa’dan ödünç para isterken “… sakin rüsvet flörisin vermeyesin” dedigini, pasanin da “…atamdan miras kalan filöridir” diyerek onu teskin ettigini yazar. Yani pasanin rüsvet parasi biriktirdigini padisah bilmektedir.

Kanuni Sultan Süleyman devrinde ise rüsvetin devlet bürokrasisi içerisinde nasil bir yer edindigini devrin önemli sairlerinden olan Gazi Giray’in su dizelerinde daha iyi anlamak mümkündür.

“Ehl-i Islam illerin küffar garet eyledi.                                                                       Ey hüda na teresler siz rüsvet alin oturun”

Kanuni’nin ölümünden hemen sonraki durum ise bir baska sair tarafindan söyle dile getirilir. (Ali 1546-1600)

“Her vilayet’de ehiledir ragbet.                                                                                 Rum mülkünde aksidir malum”

1607 Eylül’ünde Ingiliz elçisi Henry Lello, Venedik Docuna “Osmanli Devletinin bütün islerine rüsvetin hâkim oldugunu” söylemistir.

Kendisi de bir dönem önemli devlet hizmetlerinde görev alan tarihçi Naima (17-18 yy) “rüsvetin artik tamamen olagan hale geldigini ve her makamin önceden belirlenmis bir bedeli oldugunu” yazar.

Tarihçi Enver Ziya Karal Tanzimat devrini anlatirken bu durumu söyle özetlemistir. “Rüsvet o kadar taammüm etmistir ki devlet idaresinin esasini teskil eden seri hukuk ile milli anane ehemmiyetlerini kaybetmistir” diye yazmistir.

Yil 1854 Ocak ayi. "Edinburg Rewiev" de Osmanli Bürokrasinin durumuyla ilgili bir degerlendirme yazisi. "Bugün herkes kendi kisisel çikarlari için didinmektedir. Padisahin hizmetinde imparatorlugun genel çikarlarini göz önünde tutacak bir görevliye rastlamak pek güçtür." (Donald C. Blaisdell. Osmanli Imparatorlugu’nda Avrupa Mali Denetimi -“Duyunuumumiye” s.22. Istanbul.1979)

Tarihsel sürecini ve gelisimini daha detayli anlatmak için o kadar çok bilgi ve belge mevcuttur ki bizim buraya daha fazlasini almaya imkânimiz yoktur. Ancak sanirim anlattiklarimiz rüsvet ve yolsuzlugun Osmanli’dan miras kalip kalmadigi konusunda devlet bakaninin söylediklerini daha iyi anlamaya yardimci olacaktir.

Osmanli özlemi çeken, parti kongrelerinde bunu dile getiren, pankart asanlar için bu yazilanlarin elbette hiçbir etkisi olmayacaktir. Tipki bir yil önce yapilan operasyonlarda ele geçirilen belgeler ve yargilamaya konu olan iddialar gibi. Ya da “çaliyorlar ama çalisiyorlar”, “yolsuzluk hirslik sayilmaz” diye düsünenler için de öyle.

Insanlik tarihi boyunca her dönem belirli bir yer edinmis olan rüsvet olgusunun varlik sebebi para ile bütünlesmistir. Bu nedenle Sofokles “hiçbir icadin para kadar insanoglunu hileye ve her türlü günaha sokmaya yetmedigini” yazmistir.

Dolayisiyla para, zenginlesme hirsinin bir amaci degil, ta kendisi olmustur. Paraya bir din gibi tapanlar için su sözü söylemeden geçemeyecegim. “Tanrisi para olan bir dinin tapinagi da bankalardir.”

Kisa adi “TI” olan (Transparaney Internatianol) Uluslararasi Açiklik ve Seffaflik Örgütünce en çok vurgulanan husus “bütün ekonomik faaliyetlerde ve ihalelerde açiklik ilkesi” olmaktadir. Bizde ise tam tersine her sey büyük bir gizlilik içerisinde sürdürülmektedir. Umarim toplumun demokrasi güçlerinin birlesik mücadelesi sonucu yolsuzluk sorusturmalarinda bir yol alinarak sorumlularinin hesap vermesi saglanir.

Yolsuzluk sorusturmalarinin “iddialarin ispatlanamadigi” nedeniyle kapatildigi ve operasyonda el konulan paralarin faiziyle geri iade edildigi su günlerde biz de bu konuya tarihsel sürecin kisa bir kesitinden bakmaya çalistik.

Dostlukla.

*Mehmet Batalli. (1944-2004). 19 ve 20. Dönem Gaziantep Milletvekili;** Daha genis bilgi için bakiniz. Dr. Ahmet Mumcu. “Osmanli Devletinde Rüsvet.”  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayini. No.252. Ankara. 1969.