YÖNETEN IKI AYAKLILAR
Karar alicilar kafa kafaya vermis toplanti halindeler. En çokta kendi geleceklerini kapali kapilar ardindan konusuyorlardi. Birilerine bedel ödeteceklerdi. Bu sanslilar kimlerdi? Hangi yerlesim alanlariydi? Bunlar simdilik çok gizliydi. Hem de çok gizli.
Üzülmeyin canim! Yakinda kokusu Yuvarlak Halkanin her yerinden duyulur. Ah canim kendileri göz boyama metoduyla reklam ederler.
Haril haril çalisirlarken Karar alicilarin en basi kendinden emin bir konusma yapar:
“Bizler çok çalisiyoruz. Koskoca kara parçasini ve Yuvarlak Halkanin her yerini denetliyoruz. Yolumuzu bu sayede buluyoruz. Engel olanin basina çöküyor, soluk almasini bitiriyoruz. Bunlari göz önüne alirsaniz, almak zorundasiniz. Aslan payi benimdir. Gerisi sizindir. Düzen ve çark böyle isliyor. Itirazi olan var mi?”
Herkes susmus payina düsecek olana razi olmuslardi. Karar alicilarin en basinin yardimcisi gücünü oradakilere göstermeliydi. Ayaga kalkarak etrafina gülümsemeyle bakti. Gülümsemenin ardi karanlikti. Bu karanlik bu oda içindekiler için geçerli degildi. Konusmasina biraz oksayici, azicik meydan okuyucu cümle sihirbazligi yaparak basladi:
“Çok isabetli konuya degindiniz efendim. Sayenizde buralara kadar getirildim. Yaptigim is her ne kadar acimasiz olsa da çikarlarimiz adina gayet normaldir. Ikinci aslan payi benimdir diyorum. Itirazi olan var mi?”
Yine susulmustu. Isleyise ister istemez boyun egmekte vardi. Sira paylarin, aslanlarin siralanmasina göre bol keseden, cüretkâr bir sekilde dagitildi. Itiraz eden olmadi. Ne de olsa bu gibi toleranslarin yapilmasi normaldi. Herkes yerini bilecekti. Bu kurala uymayan esek cennetinin yolunu tutacakti.
Darphane dedikleri özel bir yer vardi. Isteyen istedigi gibi buraya giremezdi. Çok korunakliydi. Girmeye can atan olursa canindan ederlerdi. Ne de olsa Teksas Kanunlari geçerliydi.
Bu yer Karar alicilara devamli çalisirdi. Giden mangirlarin hesabi sorulamazdi. Mecburiyetten burada çalisanlar olan biteni görmezlikten gelirdi. Yoksa postunu deldirirdi.
Çuvali sirtlayan darphaneden firar edeli saatler olmustu. Çuval kime nasil ulastirildi? Bunlarin hepsi gizliydi.
Toplanti bitmisti. Önemli görevlerde olan Takim Kuruculari belirli arayla Karar alicilarin en basiyla görüsme yapmaktaydi. Masanin karsilikli deri koltuklarinda Takim Kurucu1:
“Yuvarlak Halkanin çölündeki yönetimi degistirecegiz. Arpasi fazla kaçmis, ayar yapmanin zamanidir. Asiretlerden birkaçinin basi bizimledir. Bizlerde ganimetlere konmamiz için para muslugunu açmaliyiz.”
Karar alicilarin en basi tas heykele dönmüsçesine on dakika ayni sekilde kaldi. Ani bir hareketle masaya birkaç kez sertçe vurdu:
“Demek öyle! O çulsuzu zamaninda benim yerimde olan kisi göreve getirdi. Ayari demek ki bozulmus, o zaman tamir edelim. Durun! Miladi dolmustur. Gereken neyse yap! Darphaneden ne kadar mangir istiyorsan al! Onu anadan dogma çiplak birakin.”
Takim Kurucu1 gülümseyerek:
“Yakinda ilk haberi alacak olan sizsiniz. Dogduguna pisman olacaktir.”
Kisa bir sohbetten sonra odadan ayrilir.
Takim Kurucu 2 içeriye girer, Takim Kurucu1’in kalktigi yere oturur. Merhabalasmadan sonra konuya geçer:
“Biliyorsunuz! Daha dogrusu Yuvarlak Halkanin içinde, küçük küçük kara parçaciklarinda yasayanlar duydu. Ismarlama demokrasi nasil oluru gösterdik. Her türlü canlinin içine modern ölümcül aletlerimizle ettik.
Orada kalici hale gelmemiz için mangira ihtiyacimiz vardir. Daha çok esecegiz ve gürleyecegiz harcamalarimizi bu yönde yapacagiz. Biraz daha karistirmamiz gerekiyor. Birbirlerine girsinler ve bizim birliklerimiz rahatça manevra yapsin.”
Karar alicilarin en basi ince ayrintisina kadar düsündü. Düsünmesi fazla sürmedi:
“Atalarimizin genlerinde kirip dökme ve gasp vardir. O da bizlerin genlerine yansimis. Yola devam etmeliyiz. Baslarini dogrultmadan ezmeliyiz. Hükümdarligimizi sürdürmenin ana temeli budur. Darphaneden ihtiyacini al.”
Karar alicilarin en basi mutludur. Isleri istedigi gibi tingir mingir isliyordu. Planlarin biri ikisi üçü dördü her zaman hazirdi. Ölüler üzerinden, yakilip, yikilan yerlesimlerin üzerinden yükselen hükümdarlik, karsilarinda bir güç bulamadiklari sürece Yuvarlak Halkada daha çok canin canini alacaklardi.
Takim Kurucu 3 konusmasina basladiginda Karar alicilarin en basi dinliyordu. Keyiflenmeye basladi:
“Tam gazla harekete geçen yalniz adam, kendi bölgesinde yazani, çizeni, türkü çagirani, derse gireni, dersi dinleyeni, vekilini ve muhalifini içeriye aninda tikiyor. Aradigimiz cengâver bu! Yalniz kendisini Padisah zannediyor.
Verdigimiz ev ödevlerini harfiyen yerine getiriyor. Bize güven vermek için çift dikisli isler yapiyor. Indirme ve bindirme islerinde hünerlidir. Agzini bozarak kendi tabanini olusturdu. Psikopata baglandiginda yanindaki hizmetkârlarini aninda firçaliyor. Basin karsisinda sanirsiniz üçüncü dünya savasini çikaracak cengâver bu dersiniz! Biraz dinimsi, gerisi cebine çalisiyor. Oysa dinle minle alakasi yok!
Ara sira bize kafa tutmaya çalissa da, öz olarak sadik adamimizdir. Din demistim az önce, önüne kattigini iyi uyutuyor. Bir torba kömüre, bir bidon suya ve ufak tefek yiyeceklere ve sadaka yardimlariyla kendisine kul köle olanlar var. Hünerleri bununla bitmiyor. Derin iliskilerini devreye sokarak ölümcül hareketlerde bulunuyor. ”
Karar alicilarin en basi gayet ciddi oluverdi:
“Kendini Padisah sanan iki paralik adamimizin kulagini çekinki, ileride kellesini almayalim! Akilli olsun. Yerimde gözü var bunun.”
Takim Kurucu 3 bir anlik bozum olsa da, konusmasina devam eder:
“Sayin efendimiz! O çaylak daha çirak olamadi. Bizden diplomasini alamadi.
Takimimiz onunla oyunlar oynarken egzersiz hareketler yapiyor. Bunlar muhtesem hareketlerdir. Öldürüleceginden korkuyor. Her seyden nem kapmaya isine gelmeyene onun, bunu adami diyor. Arkasindan ipini çekiyor. Siz merakta kalmayin. Bir sineklik cani var.”
Karar alicilarin en basi oturdugu yerden kalkarak odanin içinde gezinmeye basladi:
“Biliyorsun büyükçe bir sarayimiz var. Odalari, tuvaletleri, banyolari çokça. Her seycikleri som altindan yapilmadir. Bahçesinin ucu bucagi gözükmüyor. O odalarda, yapilan planlarda basa kukla ile getirdigimiz, yerlesim birimlerini yerle bir ettigimiz, kelle götürmeleri, her türlü entrikalari bu odaciklarda ekip çalisanlarimizin sayesinde gücümüzü koruyoruz.
Kimileri sadik kaldi. Kalmayanlarin kelleleri bir bahaneyle götürüldü. Bize çalisan her usak gerçekleri biliyor. Yine de tedbiri elden birakmiyoruz.
O para var ya o para! Karsindaki gücü bile yikip, geçebilirsin. Yalan dolan, katliam, sömürü, uyusturucu, tecavüz aklina ne geliyorsa oyuna sokuyoruz. Basin, internet aglariyla Yuvarlak Halka ’da yerlesim birimlerine ulasiyoruz. Beyinleri dümdüz ederek, içine aptallik iksiri enjekte ediyoruz.
Bizler vurucu gücüz. Elbette ayakta kalabilmemiz için her yerlesim birimini talan etmeden önce çorba etmeliyiz. Insanciklar birbirine girsin.”
Takim Kurucu 3:
“Sayenizde her türlü hokkabazligi ögrendik. Darphanenin çalismasi gece ile gündüzü birbirine girmis. Karsiliksiz paralar piyasada cirit atiyor. En degerli kanli para bizim paramizdir. Üstelik piyasada kâgit parçamiz deger kazaniyor.
O yerlesim birimlerinde yönetenlerle, güdülenler arasinda isimize yarayan paragözler var. Kendi canindan olani, anasini, babasini bile aninda satiyor. Içlerinde asil kangren olan biziz. Taht kuran biziz. Kral, Padisah biziz. Yöneticiler sadece bize hizmet ederler.”
Karar alicilarin en basi önündeki haritaya bakarken iki elini avuç içleriyle üzerine koydu. Kahkahayi koyuverdi.
“Güçlü benim. Astigimi asarim. Kestigimi keserim. Istedigimi iktidardan alirim, kellesini de alirim. Istedigimi basa getiririm. Darbede yaptiririm. Yerlesim biriminde iç karisiklikta çikartirim. Bunlar bizim yasam tarzimizdir.”
Takim Kurucu 3 basini hafiften sallayarak onayladi. Içinden de: ‘Ya bunak ya! Kafayi yemis… Her toplantida ayni sözleri satiyor. Bunu da ben paketlesem de en basa geçsem!’
Hüseyin Habip Taskin