Yurttan beyin göçü manzaralari: ‘Gezi Kusagi’ Türkiye’yi terk ediyor
Gazeteci Kadri Gürsel, Sanayi ve Teknoloji Bakani Mustafa Varank’in “Yillardir yetismis insan kaynagimizi adeta bir beyin göçü ile maalesef kaybediyoruz” seklindeki sözlerinin ardindan, 2013’teki Gezi protestolari sirasinda politiklesen kusagin “Türkiye’yi terk edenler arasinda hatiri sayilir bir paya sahip oldugu” yorumunda bulundu.
Türkiye’den ayrilan gençlerle konusan Gürsel, “Anlatilanlar, siyasi ve ideolojik tercihlerin bir neticesi olarak, yükselmede liyakat yerine sadakatin ölçü haline geldigi, vasatligin yaraticilik ve kalite arayisi karsisinda üstün geldigi, ifade özgürlügünün alabildigine sinirlandigi, içine kapanan ve her bakimdan fakirlesen bir Türkiye’yi özetliyor” ifadelerini kullandi.
Gürsel’in Al Monitor’de yayinlanan haberi söyle: Sanayi ve Teknoloji Bakani olarak atanan Mustafa Varank, 13 Eylül’de Istanbul’daki bir fuarin açilis töreninde konusurken, “Yillardir yetismis insan kaynagimizi adeta bir beyin göçü ile maalesef kaybediyoruz” dedi. Türkiye’de iktidar mensuplarindan duyulmasina alisik olunmayan türde bir itirafti bu.
"Göç eden nüfusun yüzde 42,2’si 25-34 yas grubundan, yüzde 57’si büyük kentlerden"
Varank’in bu sözleri, Türkiye’nin rekabetçi ve müreffeh bir ülke haline gelebilmek için elindeki yegâne stratejik varlik olan iyi egitimli genç nüfusunu, dramatik bir beyin göçü sonucunda hizla yitirmekte oldugunu gösteren yeni verilerle destekleniyor. Türkiye Istatistik Kurumu’nun (TÜIK) 6 Eylül’de açikladigi göç istatistiklerine göre “ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel” nedenlerle Türkiye’den göç edenlerin sayisi 2017’de bir önceki yila göre yüzde 42,5 artarak 253 bin 640 oldu. Göç eden nüfusun yüzde 42,2’si 25-34 yas grubundan, yüzde 57’si de Istanbul, Ankara, Antalya, Bursa ve Izmir gibi büyük kentlerden. Kisaca, Türkiye’den göç edenlerin yarisi genç ve kentli.
Türkiye’den beyin göçünü bir yil içinde yüzde 42,5 gibi çok yüksek bir oranda artiran faktör, 2016 ve 2017’de meydana gelen siyasi kirilmalardi. 15 Temmuz 2016’daki basarisiz darbe girisimi ve ardindan 20 Temmuz’da ilan edilen olaganüstü hal nedeniyle hak ve özgürlüklerde yasanan büyük daralmayi, 2017’de otoriter baskanlik rejiminin anayasasinin onaylandigi 16 Nisan referandumu izledi. 2018’de ise 24 Haziran seçimlerinin Erdogan iktidari tarafindan kazanilmasi sonucunda otoriter baskanlik rejimine geçisin tamamlanmasi ve bu gelismeyi izleyen ekonomik kriz tablosunun disariya göçü hizlandirmasi beklenmelidir.
Kaynak: T24