ZAM DEGIL AYARLAMA, ZUM DEGIL GÜNCELLEME…
Zam degil ayarlama, zam degil güncelleme belki ama isin asli bütçe dengesinin tutturulamadigi. Yilsonunda beklenen bütçe açigi 35 milyar liraya vurdu. Simdi hükümet Özel tüketim, katma deger vergi oranlarinda oynamalarla, zam zumla 14 milyarin pesine düstü. Para denizinde batiklari oynayacagiz bir süre yeniden. Çünkü bu yil için milli geliri 1426 milyar lira, bütçe açigini ise %1,5 tan 21,1 milyar lira öngörmüstü hükümet. Evdeki hesap çarsiya uymadi ve oran %2,5-3’lere siçradi. Bütçe açigi da 35 milyarla tavan yapti. Modern çile, çok basli canavar yine yüzünü gösterdi. Ve açik olan 14 milyar halka fatura edildi bir gece yarisi… Vergi oranlari arttirilsa da, yeni uydurma vergiler icat edilse de, bir kerelik denip yillarca basa bela vergiler konulsa da, mesele çözülmüyor çözülemez de. Iste böyle diyor akli basinda ekonomistler. Tuhaflik içeren denklemlerle, kör kütük zam ve melankoli denizine itiliyoruz sanki. Ve ekliyorlar; özellikle özellestirme masallariyla milletin degerlerini yok pahasina elden çikarmak sadece o yilin bütçesini dengelemekten öteye gitmeyen bir tutum ve anlayistir. Kiyamet kapida bekliyor. Yani hükümet devlet harcamalarini kisacak, halki köseye kistirmayacak her açmazda, her çikmazda. Hükümet daima en kolayina geleni, bütçeye yeni ve dolayli vergilerle ayar çekme isini bir kenara birakacak ve faiz disi harcamalari azaltma yoluna gidecek. Emperyalist bulamaci hastaliklarla bogusacak yigitçe. Zaten 2013 ve 2014 yillarinin bastan sona seçim modunda geçecegini göz önüne alarak harcamalarda tasarruf yerine faturayi halka çikartmayacak. Bütçe ekonominin temeli olduguna göre bu yillarda denk bütçeler planlayacak. Yoksa isler arap saçina döner. Etenesi zamansiz kesilince paranin sonucu bu olur. Çünkü bütçe açiklari seçimlerle birlikte ürkütücü rakamlara ulasir ve gelecek iktidarlar o meshur enkaz edebiyatina derhal baslarlar. Ezayi cefayi da yine halk çeker. Birileri çikar külliyen direktör yanlislari der seslice. Ayrica dünyadaki kriz hani ugramazdi bize teget geçerdi. Kriz hani vurmazdi gelismekte olan ülkeleri. Büyümesini de bütçesini de etkilemezdi hani. Tahmin edilenin disinda ve üstünde olmazdi hani bütçe açiklari. Hepsini de gördük maalesef düsman basina. Zulüm safhasinda bir keyfe kederliktir almis basini gidiyor. Ekonomiyi idare eden bakanlar sürücü ehliyetini aralarinda tartismaya basladilar bile. Milletin gözü önünde simdiden göstermelik çikislar. Ekonomik büyümeyi asagi çeken bir anlayisla bütçenin delinmesinin önüne geçilmeye çalisiliyor. Günü kurtaran önlemlerin aci faturasinin ileriki günlerde agirlasacagi-derinlesecegi ayan beyan oysa. Ülke olarak birçok üründe dolayli ödenen vergiler açisindan ilk bese oynuyoruz masallah. Aylik enflasyonu aydan aya kalem oynatmalar ve kaydirmalarla ötelemekle olmuyor demek ki. Yapilan zamlarin reel etkisi ekimden sonra tamamen hissedilmeye baslar, kel gözükür. Zaten halk da o zaman anlayacak isin rengini. Tel tel sarilindi kapitalizmin ipine, alin terinde bogulmak unutuldu sonuç bu. Peki bitecek mi ekonomik kaos, hayir. Hayir diyor akli bütün ekonomistler. Bu dolayli vergi artirimlarini bir baska deyimle enflasyon ayarlamasi-güncellemesi diye geçistirmek de yanlis. Bu ve benzer ileri geri düzenlemeler ekonomistlere göre resmen enflasyonu körüklüyor. Daha simdiden bu zamlar 2012 için 0,6 puan, 2013 için ise 0,4 puanlik bir yük getirdi. Yani iki yolun sonunda her sey dogal seyrinde gitse dahi enflasyon bu zamlar neticesinde yaklasik 2 puan artacak. Iktidar daha da kemer sikan önlemler alarak bu yükü hafifletebiliriz diyebilir. Diyebilir ama bu hesap da tutmaz görünüyor. Çünkü önümüz seçimler ve ardimiz da yeni yeni ekonomik önlem paketleri iki-üç yil yasanacak besbelli. |