Tarih: 07.02.2012 09:40

Zaman asimi yürekleri bir kez daha yakti

Facebook Twitter Linked-in

Onlar, bir kültürel senlik için, yüzyillar öncesinden zulmedenlere baskaldirinin simgesi de olan Pir’lerini, Pir Sultan Abdal’i kendi memleketinde yeniden yasatmak için gitmislerdi Sivas’a. Nereden bileceklerdi ki, Pir Sultan’i daragacina gönderen Hizir Pasa’larin kendilerine de atesi harladigini…

Üstelik de Kültür Bakanligi’nin, Sivas Valiligi’nin de destegiyle organize edilen bir etkinlikte... Aydin, yazar, sair, ozan, semahçi, tiyatrocu, yüregi aydinlik bir Türkiye için atan 33 ‘can’,  kimi arkadasi, esi, yoldasi, kimisi anne-babasiyla büyük bir heyecanla gitmislerdi. Geri dönemediler ama…

SULTAN ANANIN ÖFKESI DEMIREL, ÇILLER VE INÖNÜ’YE

Katliamda kizi Gülsün Karababa’yi kaybeden Sultan Karababa, onlarca yil geçse de öfkesi, acisi bitmeyecek annelerden biri. Dönemin Cumhurbaskani Süleyman Demirel’i, Basbakani Tansu Çiller’i, Basbakan Yardimcisi Erdal Inönü ve katliamda payi olan tüm devlet yetkililerini bir çirpida bu kadar sayip, ‘ah’ eden baska bir anne yok sanirim. Saydigi sözleri ise ilk kez ‘otosansür’ uygulamak pahasina yazmayacagim.

Sultan Karababa’yi  ilk görüp tanidigim 6 Temmuz 1993’den bu yana hep öfkeli, gözleri yasli. Kizina duydugu özlem dinmek bir yana giderek artmis. Son ‘zaman asimi’ karari öfkesini daha da artirmis Sultan Karababa’nin.

‘BIZ HEP KISI YASIYORUZ’

“Dört mevsim yasanan bir memlekette biz sürekli kisi yasiyoruz” diye tarif ediyor acisini. Acisinin yani sira öfkesini en çok artiran da Basbakan Erdogan’in, zamanasimi kararinin ardindan “Milletimize hayirli olsun” sözü ve katillerin çocuklarinin agladigini söylemesi olmus. “Biz neler çekiyoruz bilmiyorlar. Biz aileler sürünüyoruz bilmiyorlar. Biz aileler hem zulüm, hem zalimlik, hem aci görüyoruz” diyor Sultan Karababa ve öfkeli sürdürüyor sözlerini, “Alevi Sünni ayrimi yapmiyoruz. Sivas’ta yakilanlar sazi ile kalemi ile gittiler, çocuklarimiz kendilerini savunamadilar bile. ‘Kurtarirlar. Kurtarirlar’ diye umutla yardim beklerken onlar, Inönü’ler de seyirci kaldilar. Benim yedi sülalem sanatçi, sazlari yorganlara dolayip yine de çalmis bir halkiz. Babasiz kaldik ama vatansiz kalmadik. Bunlar vatani da sattilar.”

Roboski’de katledilen 34 kisinin acisini da yüreginde hissediyor Sultan Karababa ve “Uludere’ye esi Emine Erdogan’i gönderiyor kendisi neden gitmiyor? Uludere’de 34 çocuk ve insan ekmek davasina gittiler. Simdi de her gün ölüm, her gün ölüm artik mezar kalmadi, her yer doldu” diye sesleniyor. Sultan Karababa çagri da yapiyor: “Halkimiz dayanisma içinde olsun. Kendilerine sahip çiksinlar ki, o zaman bize bir sey yapamazlar.”

Sivas’a, Madimak önüne gitmekteki kararliliklarini da su sözlerle ifade ediyor Sultan Karababa: “Zannettiler ki biz Sivas’a gidemeyiz, tam aksine Sivas’a daha çok gidecegiz. Sivas’in suçu yok. Ben oraliyim. Bunu yapanlar insan düsmani olanlar.”

HIÇ MI VICDANLARI SIZLAMADI?

Pakize Dogan da bakmaya doyamadigi oglu Serkan Dogan’i kaybetti, Serdar Dogan’ina ise son anda kavustu. Oglu Serkan Dogan katledilirken, birlikte gittigi Serdar Dogan Sivas’ta atildigi morgun sogutucusunun çalismamasi ve nabzinin attiginin tesadüfen fark edilmesiyle son anda kurtuldu.  Pakize Dogan da katliamin ardindan dogurdugu kizina, yine Sivas’ta kaybedilen Asuman Sivri’nin adini verdi, çünkü Asuman’i çok seviyorlardi.

Davada daha adaletli bir karar beklediklerini ama zamanasimi verildigini belirten Pakize Dogan söyle anlatiyor duygularini: “Suçlularin cezalarini bulmalarini bekliyorduk. Ama yurt disina kaçmis olanlari getirmedigi gibi burnunun dibindeki suçlulari, yobazlari besledi devlet. Suçlular askere gitti, evlendi, ehliyet de aldilar. Yapilanlar devletin gözünün önünde oldu. Hiç mi vicdanlari sizlamadi. Biz adil bir yargilama beklerken, Basbakan ‘devletimize, milletimize hayirli olsun’ dedi. Onlara hayirli olsun da biz vatan evladi degil miyiz acaba? Basbakan’a sorarim, biz de vergi veriyor, biz de askerlik yapiyoruz, acaba biz neyiz? Bizim kimligimizi söylesinler de biz de bilelim. Çocugum Asuman büyüdü, ölenlerin adlari binlerle yasiyor, yasatiliyor. Çok Asumanlar, Menekseler, Koraylarla yolumuza devam ediyoruz.”

YANGIN DEVAM EDIYOR

Mehmet Gündüz de oglu Murat Gündüz’ü kaybetti. “1993 yilindan bu yana gelismeler iç açici degil. Sivas’in yangini sönmedi, kalplerimizde yanmaya devam ediyor. Madimagin ismini de degistirseler, yerini dümdüz de yapsalar kalplerimizde Sivas yangini devam ediyor, devam edecek ve biz de mücadeleye devam edecegiz” diyor...

Mehmet Gündüz de soruyor, “Insan öldürmenin, insan yakmanin zamanasimi olur mu?” diye. Dünyanin hiçbir yerinde böyle olmadigini söylüyor Mehmet Gündüz ve “Dünya alem kabul etmedigi gibi, biz de kabul etmiyoruz” diyor.

Madimak Oteli utanç müzesi olana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirtiyor Mehmet Gündüz ve sunlari söylüyor: “Bilim Kültür evi olmasini kabul etmiyoruz. Insan öldürmenin, insan yakmanin bilimi olmaz. Bilim kültür evi adi, iyi seyler yapan yerlere verilir. Insanlar yakilmis, katledilmis, buraya bilim evi deniliyor. Üstelik saldirganlardan ikisinin ismini de çocuklarimizin isminin yanina koymuslar. Aileler olarak mahkeme kanaliyla da olsa bu durumu degistirecek, o iki ismi oradan kaldirtacagiz.Aileler olarak mahkemelerde dislandik horlandik. Basbakan’in sözleri içimizi acitiyor. Neyin hayirlisi olsun, katliamin mi? Kime mesajlar veriyor? Ve hangi  Sivaslari tertiplemeye çalisiyor anlamiyoruz. Biz davamiza sahip çikacagiz, 2 Temmuz’da Madimagin önüne gidip anmamizi yapacagiz. Bizi vazgeçirmeye çalismasinlar, güçleri yetmez. Bizim hala içimiz yaniyor. Ya tamamimizi yok edip bitirecekler ya da bu memlekette ayrimciligi kaldiracaklar. Baska yolu yok. Basbakan sözleriyle, verdigi mesajla insanlik önünde küçülüyor. Bu sözleri yanlis buluyor, kiniyor, ayipliyorum. Biz Sivas’a, canlarimizi anmaya gidiyoruz, bize biber gazi sikiyorlar, ayiptir, günahtir. Almanya Solingen’deki anita sahip çikiyorlar, fakat burada anit bile yapilmasina izin vermiyorlar.”


INSAN YAKMANIN ZAMANASIMI MI OLUR?

12’sinde Koray’ini, 14’ünde Menekse’sini kaybeden, sonradan can yoldasi olan Meneksecan’i ile avunan Hüsne Kaya da zamanasimina öfkeli, “Kendi adima lanetliyorum. Insan yakmanin zamanasimi mi olur” diyor. Katiller için zamanasimi olsa da kendileri için bu davanin bitmedigini belirtiyor Hüsne Kaya ve ekliyor; “Sivas hala yaniyor, sönmedi. Çünkü bizim içimiz yaniyor. Adalet yerini bulmadi, suçlular suçunu çekmedi. Herkes elini kolunu sallayarak geziyor, kimi damat kimi gelin oldu, suçlular cezasini çekmedi, yurt disina çiktilar, devlet onlarin ellerinden tuttu, isimleri degisti, pasaportlari yenilendi, devlet alinlarindan öptü. Içeride yatanlarin çocuklari oldu.”
Hüsne Kaya da halka çagri yapiyor; “Biz halk olarak yeter ki birlik olalim, iri olalim. Bizim mücadelemiz daha da çogalacak. Bir araya gelmekten baska çaremiz yok. Iyi ki siz, sizin gibiler var da… Evrensel olarak sizin de emeginize saglik, yolunuz açik olsun.”


HIÇ UNUTULMAYACAKLAR

Asim Bezirci, Asaf Koçak, Behçet Sefa Aysan, Nesimi Çimen, Metin Altiok, Muhlis Akarsu,
Muhibe Akarsu, Ugur Kaynar, Hasret Gültekin, Erdal Ayranci, Mehmet Atay, Edibe Sulari Agbaba, Murat Gündüz, Handan Metin, Inci Türk, Huriye Özkan, Özlem Sahin, Yasemin Sivri, Asuman Sivri, Sehergül Ates, Gülender Akça,  , Serkan Dogan, Muammer Çiçek, Belkis Çakir, Ahmet Özyurt, Menekse Kaya, Koray Kaya, Serpil Canik, Sait Metin, Yesim Özkan, Nurcan Sahin, Carina Cuanna Thuijs.
Ve otel görevlileri Kenan Yilmaz ve Ahmet Öztürk Madimak’ta katledildiler.
Ama isimleriyle hep yasayacaklar…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —