Bugün, 5 Ekim 2024 Cumartesi

 Zayif halka nerede?

      Zayif halka nerede?

Gezi olaylarini takip eden tüm gözlemciler su soruya odaklanmis durumda: Basbakanin aklindaki plan ne?

Gezi olaylarini takip eden tüm gözlemciler su soruya odaklanmis durumda: Basbakanin aklindaki plan ne? Muhtelif kuramlar mevcut ancak toplumsal muhalefetin sormasi gerek esas soru: Zayif halka nerede? Gezi gösterilerine karsi gerçeklestirilen siddetli polis saldirilari ister istemez çogu gözlemcinin dikkatini taktik sorulara yöneltiyor. Bu süphesiz kendini savunmaya çalisan herkes için kaçinilmaz ve gerekli bir çaba. Ancak bu çabanin yaninda siyasi stratejiye de deginmek gerekiyor.
Gezi protestolari uzun zamandan beri Türkiye’de ilk defa popülist demokratik bir hareketin ortaya çikmasini mümkün kilmistir.

Arjantinli Sosyolog Torcuato Di Tella’ya göre popülist bir hareketin ortaya çikisi için üç sart gerekmektedir: 1) yasamdaki özlemleri is hayatindaki doyumsuzlukla çatisan antistatükocu bir elit, 2) yükselen beklentilerinin karsilanmamasindan ötürü harekete geçen kitleler, 3) genis kitlelerin duygularina hitap eden bir ideoloji. Hem neoliberal kent yönetimi, is güvencesizligi ve doyumsuzlugu yasayan orta siniflar hem de çok çesitli taleplerinin karsilanmamasindan dolayi sokaklara çikan kent yoksullari Gezi hareketlerinde mevcut. Ancak bu karisim henüz popülist bir ideoloji üretebilmis degil. Bu ortamda gösterilere katilan genis halk kitleleri “serefine Tayyip”, “ziplamayan Tayyip’tir”, “Tayyip istifa”, “Hükümet istifa” gibi dogrudan hükümet ve basbakani hedefleyen sloganlarla öfkesini ifade ediyor. Bu öfke sokaga çikan kitleleri birlestiriyor ve kararliligini pekistiriyor. Ancak gösterilerin ve göstericilerin selameti ve gelecegi kendileri disindaki halk kitlelerine yönelik bir siyasal iletisim kanalini açmalarina bagli. Aksi halde gösterilerin toplum nezdindeki mesruiyeti hükümet tarafindan zedelenebilir. Sonuç itibariyle hegemonya parçanin bütünü temsil etme iddiasidir ve hem AKP hem de göstericiler halki temsil ettikleri iddiasini tasidiklari ölçüde üstünlük saglayabilirler.

Gösteriler karsisinda AKP’nin temel stratejisi “Erdogan’i yedirtmeyiz” seklinde özetlenebilecek bir söylem etrafinda sekillendi. Bu söylem bir yandan AKP’nin üzerine oturdugu koalisyonu bir arada tutma islevi görürken, diger yandan Gezi gösterilerini izole etmeyi amaçlamaktadir. Böylece AKP oy orani üstünden halki temsil ettigini ve gösterilerin halka karsi hareketler oldugunu iddia etmektedir. Bu stratejiyi açiklamak için AKP gibi hegemonik popülist hareketlerin lider ve kitle arasinda kurulan duygusal baglar ve karizma iliskisine dayandigini anlamak gerekir. Peron gibi tarihsel öncellerinde simgelesen balkondan kitlelere seslenen karizmatik lider bu tip hareketlerin prototipini olusturur. Liderin söylemi elitler, bürokrasi ve kurumlara karsi halk öfkesini dile getirir ve bunlara karsi kendisini halkin iradesinin vücuda gelmis hali oldugunu iddia eder. Bu söylem basariya ulastigi ölçüde lider simgelesir hegemonyanin ve onu olusturan siyasi koalisyonun temel mesruiyet unsuru haline gelir. Lideri destekleyen kitleler lider simgesiyle ne kadar özdeslesirse rejime karsi muhalefeti kendine karsi bir hareket olarak algilar. Rejimin zaaflari ve hatalari ise lideri çevreleyen danismanlara ve bürokratlara yüklenirken, rejime iliskin her elestirinin karsisina liderin karizmasi dikilir. Basbakanin Kuzey Afrika gezisinden dönüsünden itibaren düzenlenen mitinglerdeki söylemi bu stratejinin izlendigini göstermektedir. “Bidon kafalilar, göbegini kasiyanlar diyen elitler” sözleri gösterilerin “faiz lobisi”, zengin is adamlari ve dis güçler tarafindan düzenlendigi anlatilariyla birlesmekte ve halk kendisini temsil ettigi iddia edilen liderine, aslinda AKP rejimine, sahip çikmaya çagrilmaktadir.

Bu söyleme karsi gösterileri destekleyen çesitli çevreler Basbakani “diktatör” olarak çerçeveleyen bir söyleme meylediyorlar. Bu söylem bir yandan gösteriye katilan kitlelerin polis saldirilariyla perçinlenen öfkesini ifade ederken, diger yandan AKP’nin uyguladigi söylemsel stratejiye uygun gelisiyor. Baska örneklerde oldugu gibi bu strateji toplumsal muhalefeti antiAKP ve antierdogan pozisyonuna zorlayarak izole etmeye ve bogmaya çalisiyor. Seçim sandigina dayandirdigi “yüzde elli” söylemiyle AKP muhalefeti tek bir noktada mücadele etmeye çagiriyor. Buna karsi toplumsal muhalefet provokasyona gelmemeli, söylemini hegemonik simgeden ziyade halkin beklentilerini yükselten ve onun duygularina hitap eden bir zeminde kurmalidir.
Gezi Parki baglaminda böyle bir antihegemonik söylem barinma, saglik ve egitim olmak gibi genis kitlelerin beklentilerini temel hak ve özgürlükler ve kent hizmetleriyle baglantilandiran bir temelde olusabilir. Gezi gösterileri “yüzde elli” karsisinda sandiktan kaçan degil sandigi yayginlastiran ve karar almayi en küçük yerlesim birimine kadar indiren talepleri dile getirmelidir. Bu söylem Gezi Parki’ni tüzel kisilikleri ortadan kalktigi için ortak kullanim alanlarini kaybeden köyler, islevsizlestirilen muhtarliklar, parksiz mahalleler, göstermelik kent konseylerinin halk temsiline uygun hale getirilmesi gibi bir dizi taleple birlestirdigi ölçüde hem gösterilerin toplumsal mesruiyetini saglamlastiracak hem de AKP’ye liderinin simgesini savunmak disinda cevap vermek zorunda kalacagi sayisiz konu ortaya çikaracaktir. Bu açidan yerel yönetimlerin mali, idari ve siyasi özerkligi ve halk katilimi denetimine açilmasi talepleri AKP hegemonyasinin en zayif halkasini olusturmaktadir.

M.Sinan Birdal/Evrensel



  • Cumartesi 27.6 ° / 21.2 ° Güneşli
  • Pazar 26.8 ° / 21.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 23.6 ° / 19.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı